Politika

Önseçime katılım düşük olursa, Erdoğan nasıl propaganda yapacak?

17 Mart 2025 09:22

Güncelleme: 17 Mart 2025 09:35

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Örsan K. Öymen, 23 Mart'ta yapılacak ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tek aday olarak gireceği CHP'nin Cumhurbaşkanı adaylığı seçimine katılımın düşük oranda kalması durumunda, AKP Genel Başkanı ve "Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan'ın “kendi partisinin bile desteklemediği adayı milletin karşısına çıkartıyorlar” söylemiyle propaganda yapacağını yazdı.

Öymen'in bugünkü yazısından satır başları şöyle:

"Önseçime tek aday olarak CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu girecek.

'Önseçime katılımın düşük oranda kalması durumunda, AKP Genel Başkanı ve 'Cumhurbaşkanı' Recep Tayyip Erdoğan bunu, CHP’nin ve Ekrem İmamoğlu’nun aleyhinde kullanacak, 'kendi partisinin bile desteklemediği adayı milletin karşısına çıkartıyorlar' söylemiyle propaganda yapacaktır.

Ekrem İmamoğlu hakkında açılan kumpas 'davaları'; Ekrem İmamoğlu’nun çalışma ekibindeki kişilerin banka hesaplarına, tapularına el konması; başka kumpas 'davaları' nedeniyle CHP’li mevcut ve eski ilçe belediye başkanlarının, başkan yardımcılarının, meclis üyelerinin tutuklanması; CHP Gençlik Kolları başkanı hakkında hapis istemiyle bir başka kumpas 'davasının' açılması; CHP’nin 38. Olağan Kurultayı ve 38. İstanbul İl Kongresi hakkında soruşturma açılması, bu baskılara dair örneklerdir.

CHP son aylarda, 102 yıllık tarihindeki en büyük baskılardan birisiyle karşı karşıyadır. CHP daha önce iktidar tarafından uygulanan bu kadar yoğun bir baskıyı, 1950’lerde Demokrat Parti döneminde ve 1980’lerde 12 Eylül askeri darbe döneminde yaşamıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan CHP’ye yönelik bu baskıların, son zamanlarda hem uluslararası hem de ulusal bağlamda gerçekleşen bazı olağanüstü siyasi gelişmeler de dikkate alındığında, Türkiye’nin üniter ve laik yapısını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu ve 1950’lerde, 1980’lerde olduğu gibi emperyalizme hizmet ettiği açıktır.

Bu nedenle, önseçime katılımın yüksek olması ve Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkılması için, CHP’nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin, SHP’nin yaşayan eski genel başkanlarının da etkili bir açıklama yapmaları gerekmektedir.

Bu süreçte yaşanan bir hukuksuzluk da, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’nden aldığı üniversite diplomasının iptal edilmesi girişimidir. Daha önce uygulanan tüm resmi işlemlere ve İstanbul Üniversitesi tarafından verilen tüm raporlara göre söz konusu diploma hukuka, yasaya, mevzuata uygun bir biçimde alınmış olduğu halde, hükümetin üniversite yönetimi üzerinde kurduğu baskıyla, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olamaması için, üniversite diploması iptal edilmeye çalışılmaktadır.

İstanbul Üniversitesi’nin bu baskıya boyun eğmesi durumunda, bunun İstanbul Üniversitesi’nin tarihine kara bir leke olarak geçeceği ve sorumluların er ya da geç hukuk önünde mutlaka hesap vereceği kesindir!

Hükümetin beklediği ve daha önce verilen raporla çelişen yeni raporu vermeyen dekanın istifa ettirilmesi ve uygulanan baskılar karşısında, İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinin sessiz kalması da, akademik özgürlük, dürüstlük, onur, namus, şeref ve erdem açısından utanç verici bir durumdur.

Söz konusu diplomanın iptal edilmesi, hukuka aykırı olduğu gibi, hem dört yıl verilmiş olan bir emeğin çalınması hem de halkın yöneticilerini seçme özgürlüğünü kısıtlamasından dolayı, halk egemenliğinin çalınması anlamına geldiği için, aynı zamanda bir ahlaksızlıktır!

AKP’nin son aylarda attığı adımlar, serbest ve özgür bir seçimle iktidara gelip diktatörlük rejimi kuranların, hiçbir zaman serbest ve özgür bir seçimle iktidarı bırakmayacakları tezini doğrulamaktadır."


“Maddenin doğasının algılarımızla çelişiyor gibi görünmesi insanları rahatsız ediyor”