Gezi Protestolarını organize etmekle suçlandığı davada beraat etmesine rağmen hakkında başka bir soruşturmadan yakalama kararı çıkarılan ve tahliye edilmeyen iş insanı Osman Kavala, Silivri Cezaevi'ndeki tutukluluğunun 1000. gününde, "Türkiye'de hukuksuzluğun giderek yaygınlaşmasının gelecek açısında umut kırıcı" olduğunu belirtti.
Cezaevi'nde kendisini ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile görüşen Osman Kavala, "Hakkımda peş peşe açılan üç soruşturmanın hiçbiri hukuken beni burada tutmaya yetmiyor. 1000 gündür belgesiz, dayanaksız zorla özgürlüğüm elimden alındı. Bugün Türkiye'de adaletsizlik, hukuksuzluk girdiğim günden çok daha yaygınlaşmış durumda. Hiçbir iyileşme gözükmüyor. Siyasetin yargıya müdahalesinde FETÖ'cüler bir 'stabilize yol' açmıştı. Şimdi bu yargıya müdahale 'otoyola' dönüşmüş durumda. Yargı reformuna rağmen hukuksuzlukların sürmesi, yaygınlaşması Türkiye'nin geleceği açısından ümit kırıcı" dedi.
CHP'li Çakırözer "Osman Kavala büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıya. Hakkında bir beraat, iki tahliye kararı var. Bunlara rağmen 1000 gündür hukuksuz biçimde cezaevinde tutuluyor. Kavala davası bile tek başına ülkenin demokrasiden ne kadar uzaklaştığını gösteriyor" dedi.
Çakızörer, Osman Kavala'nın yanı sıra 206 gündür ölüm orucunda olan tutuklu avukat Ebru Timtik'i de ziyaret etti. Çakırözer, ölüm orucundaki tutuklu avukatların 'adil yargılanma' taleplerine Adalet Bakanlığı ve yargı kurumlarının kulak vermesi, Timtik'in de ölüm orucundan vazgeçmesi çağrısında bulundu
"Reforma rağmen hukuksuzluk arttı"
Osman Kavala, Silivri Cezaevi'ndeki tutukluluğunun 1000'inci gününde Çakırözer aracılığıyla şu mesajları verdi:
"Tam 1000 gündür buradayım. Hakkımda açılmış üç soruşturmanın hiçbiri hukuken beni burada tutmaya yetmiyor. Zincirleme dosyalarla tutukluluğum sürdürülmeye çalışılıyor. En üzücü yanı ise, cezaevine girdiğimden bu yana adaletsizlik konusunda, hukuksuzluklar konusunda hiçbir iyileşme gözükmemesi. Gazeteciler, siyasiler, aydınlar içeride. Hukuksuzluk yaygınlaştı. Yargıdaki siyasetin etkisi ile davranma alışkanlığı iyice arttı.
"12 Eylül döneminde bile yargıya bu kadar müdahale yoktu. Siyasetin yargıya müdahalesinde FETÖ'cülerin yaptıklarına 'stabilize yol açmak' dersek, şu anda bu müdahale 'otoyol' oldu! Yargı reformuna rağmen hukuksuzluğun sürmesi, yaygınlaşması Türkiye'nin geleceği açısından ümit kırıcı.
"Belgesiz, dayanaksız zorla içerde tutuyorlar"
"Belgesiz dayanaksız dosyalarla beni, gazetecileri siyasetçileri zorla içeride tutuyorlar. Sadece kendi yargı sürecime baktığımda ülkede hukukun niteliğinin ne kadar kötüleştiğini görmek çok üzücü. İlk iki dosyadan beraat ve tahliye çıkınca AİHM'in ihlal kararlarını dolanmak, gereğini yapmamak için üçüncü dosyayı yarttılar. Orada da ortada iddianame yok. Casuslukla suçlanıyorum. Ama bunun için bir bilgi edinme ve bu bilgiyi aktarmam gerekiyor. Ama ortada ne bilgi var, ne de belge var. Ne de aktarım var. Tamamen beni içeride tutmak için yaratılan bir dosya."
"Hukuka aykırı tutukluluk süreci son bulmalı"
Sivil toplum örgütü temsilcisi Osman Kavala'nın AİHM kararına rağmen 1000 gündür cezaevinde tutulmasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Çakırözer, "Bu haksız, hukuksuz tutukluluk süreçleri Türkiye'ye yakışmıyor. Ülkemizin demokrasiden ne kadar uzaklaştığını gösteriyor" dedi. Çakırözer, "Osman Kavala hakkındaki bir beraat, iki tahliye kararına rağmen hala cezaevinde tutuluyor. Bu hukuksuzluğa AİHM kararına hiç gerek olmadan son verilmesi gerekiyordu. Gerçeklere, vicdanlara ve hukuka aykırı bir şekilde sürdürülen bu tutukluluk süreci artık son bulmalı. Osman Kavala bir saniye bile gecikmeden özgürlüğüne kavuşmalıdır" dedi.
Ölüm orucundaki avukat 35 kiloya düştü
Çakırözer, 'adil yargılanma' talebiyle başlattıkları ölüm orucunu 206 gündür sürdüren tutuklu avukatlardan Ebru Timtik ile de görüştü. Timtik'in sağlık durumunun çok kaygı verici olduğunu gözlemlediğini belirten Çakırözer, "Cezaevine girmeden 90 kilo olan avukat Ebru Timtik, 35 kiloya düşmüş durumda. Böyle devam ederse hayati tehlikesi büyüyecek. Durumu çok kaygı verici. Kendisine 'ölüm orucunu bırakmasını, yaşayarak mücadele etmesi gerektiğini' söyledim. O da yargılandıkları ÇHD davasında adil yargılama görmediklerini ve bu yüzden ve tek taleplerinin 'adil yargılanmak' olduğunu ifade etti. Adalet Bakanlığı hayati tehlikesi giderek büyüyen Timtik ile bir an önce diyalog kurmalı" dedi.
Timtik ise "Toplumsal açıdan beklentilerimizin birçoğu karşılandı. Meslektaşlarımızdan, barolardan destek geldi. Uluslararası hukuk örgütlerinden dayanışma geldi. Şimdi sadece adli yargılanma talebimizin Yargıtay'daki sonucu kaldı. Bizim duruşmalarımızda yaşanan hak ihlallerini herkes biliyor. Savunma hakkımız bile kullandırılmadı. Yargıtay'ın da bunu göreceğine ve dosyada öncelikle usulden bozmaya gideceğine inanıyorum. Yargıtay'ın bu adaletsiz kararı bozması halinde ölüm orucunu sonlandıracağım" dedi.