12 Nisan 2022 16:51
Mazot, köprü ve otoyol geçiş ücretlerindeki yüksek artışlar şehirler arası ulaşımı da vurdu. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanı Birol Özcan, "Maliyetler çok arttı. Bilet satamıyoruz. Vatandaşta para yok ki seyahat etsin. Bu fiyatlarla insan otobüse biner mi? Ben olsam ben de binmem. Otobüsler dolmuyor. Bagajlar bomboş. Yolcu kaybımız milyonları geçti ve bu otobüsler çürüyor. Anlayacağınız bizim otobüsün lastiği patladı" dedi. Maliyetleri düşürmek, bilet fiyatlarını aşağı çekmek gerektiğini belirten Özcan, bunun için KDV, ÖTV indirimine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Akaryakıt, köprü ve otoyol geçiş ücretlerindeki artışlar şehirler arası taşımacılık yapan otobüs firmalarının maliyetlerini ikiye katladı. Maliyetlerdeki artışın biletlere yansımasıyla otobüs firmalarına talep azaldı. TOFED Başkanı Birol Özcan, yolcu kayıplarının milyonları aştığını belirterek, “Maliyetleri düşürmemiz gerekiyor. Petroldeki varil fiyatı (brent) 100 dolara düştü. Çıktığında zam yapıyorlar, düştüğünde neden bize yansıtmıyorlar” diye konuştu.
Bayrampaşa'daki Büyük İstanbul Otogarı'nda ANKA Haber Ajansı’na konuşan TOFED Başkanı Birol Özcan, bilet satışları ve maliyetler hakkında şunları söyledi:
Yolcu taşımacılığımız Büyük İstanbul Otogarı'nda şu anda pek keyif verici değil. Çünkü bindirilmiş mazot fiyatları, KDV zaten apayrı bir şey, mecburen ödeniyor. Bu köprü fiyatları, otoban fiyatları maliyeti çok yükseltti. Şimdi size bir örnek vereyim, Ankara'ya bir otobüs gidip geldiği zaman veya Elazığ'a zaman, gidiş-dönüş 800 litre mazot kullanır. Van'a gittiği zaman bin 200 litre mazot kullanır gidiş gelişte. Yani bin litre mazot kullandığınız zaman 22 bin lira mazot parası veriyorsun.
Anadolu'ya giden otobüsçü, Sultan Selim Köprüsü'nden geçtiği zaman otoban fiyatı hariç 172 lira ediyor. Eğer batıya gidiyorsa, İzmir'e gidiyorsa bir de Osmangazi Köprüsü'nden geçtiği için 172 artı 871 lira ödüyor. 500 kilometre gidip gelene kadar 450 litre de mazot yakar.
İstanbul'a, İzmir'e gidip gelen bir otobüsün maliyeti en aşağı 8-10 bin lira. Biz yolcuya da zam yapmak istemiyoruz, bilet fiyatlarını aşağı çekmek istiyoruz. Ama kamunun özel sektörle rekabet etmemesi lazım.
Raylı sisteme yeni zam yapmışlar, İstanbul Bakırköy- Ankara 121 lira. İstanbul- Ankara- Eskişehir, 81,50 lira, İstanbul Bostancı-Konya 158 lira. Raylı sistem. Şu anda Ankara- İstanbul Söğütlüçeşme 130,50 lira, Eskişehir- Ankara 58 lira. Konya ve Ankara'ya her 15 dakikada bir otobüs kalkardı, şimdi 3-4 saatte kalkıyor. Şimdi kamu, bu fiyatlara eğer bunu sübvanse ediyorsa karayolu taşımacılığı yapması lazım. Yolcunun bilet maliyetlerini aşağı çekmemiz lazım ki biz de yolcuya yüksek fiyatla bilet satmayalım. Otobüslerimiz dolmuyor. Şu bulunduğunuz İstanbul Otogarı'nda, geçen sene değil, 3 sene önce Covid-19'dan önce buradan günde bin 400, bin 500 otobüs kalkardı. Bugün bin, bin 100 otobüs kalkıyor, dolu değil.
Yazın 2 binin üzerine çıkardı. Dini bayramlarda ve yılbaşı ve ara tatillerde 2 bin 700, 2 bin 800 rakamlarını bulmuştuk. Bakanlığa rica ederdik, ‘Bize ek sefer izin belgesi verin’ diye. Buna şu an ihtiyaç yok. Çünkü bilet satışı yok. Vatandaşta para yok ki seyahat etsin. Eskiden vatandaş memleketine senede 5-6 sefer giderken şimdi bir sefer 2 sefer zorla gidiyor. Çünkü yollar çok pahalı otobüs bileti pahalı. Yolda da adam bir yemek yerse bir tabak çorba tesislerde 25 lira. Bu şimdi Anadolu'ya giden adam kış yiyeceğini getirirdi. Kavurmasını, bulgurunu, pirincini, Karadeniz'den fındığını, çayını, Ege'den ayrı bir yeşilliğini getirirlerdi. Bugün otobüslerin bagajı bomboş. Çünkü koltuklar da boş. Adamın alım gücü yok ki adam memleketine gittiği zaman babasının, annesinin, kayınpederin, dedesinin zaten gücü de yok. Çünkü üretim de yok.
Anlayacağınız bizim otobüsün lastiği patlamış vaziyette. Biz yolcuya zam yapmak istemiyoruz. Bize Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçme mecburiyeti koydular, sefer sayısını tuttursunlar diye. Bizim burada bin otobüs, bin 100 otobüs kalktığı zaman yüzde 30- 40'ı Trakya'ya gider. Diğer tarafa değil. Niye Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne gitmiyoruz? Mesela otobüs Adapazarı'ndan buraya gelip gittiği zaman 140 kilometre fazla gidiyor. Zaten yolcu tercih etmiyor. Niye? Bugün Beylikdüzü'nde bütün minibüsler Trakya'ya çalışıyor. Yolcu metrobüsle geldiği zaman Kadıköy'e geçene kadar bütün metro istasyonlarından İstanbul'un ilçelerine dağılıyor. Söğütlüçeşme'ye gittiği zamanda oradan trene binince nereye kadar gidiyor? Ankara'ya kadar gidiyor. Eskişehir Konya'ya kadar gidiyor. Bu fiyatlarla insan otobüse biner mi? Ben olsam ben de binmem. Bizim yolcu fiyatlarını aşağıya çekmemiz lazım.
Bugün brent (petrol) 100 dolara düşmüş. E bize 5-6 indirmiyorlar. Biz aynı zamanda bir de İstanbul'da ve büyük şehirlerde mesela Ankara yaptı bunu Bursa da yaptı, servisleri de kaldırmak istiyoruz. Neden? Çünkü yolcu fiyatlarını aşağıya çekmemiz lazım. Bunların aşağıya indirmezsek yolcularımızı kaybediyoruz.
Bir şikâyetimiz daha var, yönetmelik istiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı ile toplantı yaptık, ramazandan sonraya bıraktılar. Onu hemen acilen istiyoruz.
İstanbul Otogarı'ndan çıkan bir T1 belgeli otobüs nereye gidiyor? Van'a gidiyor. Van'a gidene kadar eğer tedbir belgeli otogarlara giriş çıkışları olduğu zaman her otogarın çıkışında para ödeniyor. Bir otobüs, çıkış garajından parayı ödüyorsa varış yerine kadar bir daha ödemesin. Ya bir yolcu indiriyor ya da bir tane yolcu alıyor, 152 lira para ödüyor. Bunlar hep maliyettir.
Ulaştırma Bakanlığı’nın 4 tane ünitesi var. Bir denizcilik, iki hava yolu şirketi, üç raylı sistem, dört karayolu taşımacılığı. Şimdi bu üç tanesine destek verilirken bizim kara yolu taşımacılığı üvey evlat mı? Biz neden destek almıyoruz? Her şeyi destek alıyorlar. Şimdi raylı sistemde ray devletin, personel devletin, elektrik devletin yani bir otobüs 120 liraya Ankara'ya giderse buyursun gelsin gitsinler. Bizim yolcu kaybımız milyonları geçti ve bu otobüsler çürüyor.
Otobüsçülüğün sistemini kurmamız lazım. Firma sahiplerinde bireysel otobüsçüler çalışıyordu bunlar bitti. Otobüs firmaları kendileri zam yapmak istemiyor. Yolcu biletlerini yani yolcunun maliyetini aşağıya çekmemiz lazım. Bu da özel tüketim vergisinde (ÖTV) ve katma değer vergisinde (KDV) indirim olursa olur. Biletteki KDV’de indirim olursa olur. Otoban ve köprü fiyatlarını da aşağıya çekmemiz lazım ki bu sektör ayaklarının üzerinde kalsın, yürüsün.
Biz şimdi otobüs firmalarıyla beraber karşıda Anadolu Otogarı yapmak istiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı’na gittik, Tarım Bakanlığı’na gittik, Orman Genel Müdürlüğü'ne gittik. Orada iki tane yer var, bu iki yeri bize verirse Büyük Anadolu Otogarı'nı yaptığımız zaman maliyetlerimiz düşer. Çünkü her firmanın karşısında kendine göre bir yazıhanesi var, gideri var, oradaki masrafları var. Ama karşıda bir tane Anadolu Otogarı yapılırsa Harem gibi, Mehmetçik Vakfı'nda yüzey parkın oradaki bir araziyi verirlerse biz oraya otogar yaparsak Anadolu'da toplanmış oluruz. Belediye de istiyor, bakanlık da istiyor bunu. İzin çıkarsa, Anadolu Otogarı'nda yaparsak bu işi biraz daha rahatlatmış oluruz.
Yolcu bilet almaya geldiği zaman ne kadar parası varsa ona göre sigorta şirketleri de bir yetki versin bize, sigortasını kendisi yapsın. Mesela diyebilir ki ‘Ben Ankara'ya gidiyorum. Kendime 3 milyona sigorta yaptırmak istiyorum, primi kadar al paranı kardeşim’ Bu sistemi getirmek istiyoruz ama şimdiye kadar bir yakınlaşma olmadı. Olsa bizim sektör sigortada da rahatlayacak. Çünkü sigorta şirketleri maliyetleri yüksek olduğu için küçük arabalara kasko yapmıyorlar. Binlerce kaskosu olmayan küçük araba çalışıyor.
Servisleri kaldırmak istiyoruz. Servisler başımıza çok büyük yük. Havaist nasıl taşıyor havaalanına, aynı sistemi kuralım dedik. Toplu taşımacılık olsun. Firma şansına değil, toplu taşımacılık. 'Eğer otogar olmazsa toplama merkezleri yapalım otobanda' dedik, isim olmasın. Havaist gibi arabalar geçsin oraya, yolcusunu bıraksın. Saati geldiğinde, otobüsler de uğrasın, alsın gitsin veyahut da gelen de yolcusunu bıraksın. Ama en güzeli Anadolu’ya otogarın yapılması. Muhakkak yapılması lazım ve orada da servisleri aynı anda Avrupa ve Anadolu yakasında beraber kaldırmak lazım.”
Büyük Otogar'daki otobüs işletmeciliği yapan Furkan Varlı da biletlere talep olmadığın ve sefer sayılarını azalttıklarını söyledi. Varlı, “Şu anda bayram biletlerinde talep yok. Sıra listeleri boş. Bundan 2-3 ay önce Ankara’ya 150 lira bilet fiyatı varken şu an 300 lira bilet fiyatı var. Seferlerde de günde 100 araba yaparken yarı yarıya düştü. Yolcu da yok. Şu anki 4 aracımızda toplam 14 kişi var. Yani durum kötü. Maliyetler mazottaki zamdan dolayı yüzde 100 arttı. Bilet fiyatlarına yansıdı bu da. Tabii gelen müşteriler de şikayetçi oluyor, ‘Bilet fiyatları niye böyle?’ Bizlik bir şey olmadığını söylüyoruz ama insanlar bizi muhatap aldığı için kötü biz oluyoruz” dedi.
Otogardaki işletmecilerden Nihat Özmen de maliyetlerin iki katını da aştığını ve yolcu olmadığını belirterek, “Diyarbakır'a gidiş-geliş mazot maliyeti 22 bin, bilet fiyatı da 500 lira oldu. Bu ya kurtarır ya kurtarmaz. Benim arabamda şu an iki tane yolcu var, Diyarbakır'a gidecek. 3 ay önce Diyarbakır’a bilet 300 liraydı şimdi 500 lira. O zamanlar gidi- geliş 7 bin lira masrafı vardı, şimdi 22 bin lira. 15-16 bin lira fark etti, kurtarmıyor. O yüzden hiçbir otobüsçü gelmiyor. Günde 3 araba kaldırıyordum, şu anda bir arabaya düştü. Kurtarmıyor beni” diye konuştu.
© Tüm hakları saklıdır.