Mezopotamya Ajansı'ndan Hamdullah Kesen'in haberine göre Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından 29 Nisan 2019’da Özek’e dair şu kati rapor düzenlendi: "Tüm yüzde saçlı deri sınırından çene altına kadar, her iki kulak kepçesini de içerine alan alanda, boyunda, göğüs on yüzde sağda 10x5.5 cm’lik alanda ve her iki el sırtında yanığa bağlı skar dokusu olduğu, her iki göz kapağı skatrize-epitelize olduğu, sağ uylukta ciltte lateralde 22x7 cm'lik alanda ve anteriorda 19x6,5 cm'lik alanda ciltte ayni seviyede ve daha koyu renkte gret donör alanı olduğu görüldü. Sonuç: Meydana gelen lezyonların; kişinin yaşamını tehlikeye uğratmadığını, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunu, yüzdeki yaralanmaların tek başına yüzde sürekli değişiklik niteliğinde olduğunu, sağ göz görme keskinliğinin ışık hissi düzeyinde olmasının tek başına işlev kaybı niteliğinde olduğunu, sol göz görme keskinliğinin işlev azalması/kaybı niteliğinde olup-olmadığına daha sonra karar verilebileceğini bildirir tıbbi kanaat raporudur.”
"Ameliyatlar sebebiyle ailesinden ölüm olasılığına dair belge alındı"
Kati raporla ilgili yapılan değerlendirmenin yetersiz olduğunu ifade eden Sert, “Çünkü asit Berfin’in dudaklarını yok etmiştir. Burnu erimiş, burun delikleri kapanmıştır. Üst üste girdiği ameliyatlar öncesi ailesinden ölüm olasılığına dair belge alınmıştır. 19 yaşında bir bünyenin hangi sıklıkla anestezi alabileceği bu anestezinin yaratacağı harabiyet değerlendirilmemiştir. Her şeyden önemlisi bu kadının yaşam hakkı elinden alınmıştır. Yüzü bu halde iken hangi kurum ya da şirket iş verecek? Bu kız yaşamını nasıl idame ettirecek? Nasıl var olacak?” diye sordu.
"Rapor yetersizdir"
“Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor yetersizdir. Çünkü raporda asidin vücuda verdiği zarar değerlendirilmemiştir” diyen Sert, rapora itiraz etmelerine rağmen iddia makamının yetersiz olan kati raporu baz olarak alıp; “Kasten yaralama” suçunda değerlendirmesinin hukuki olmadığını söyledi.