Politika

Özel, CHP'nin cumhurbaşkanı adayının ön seçimle belirleneceğini duyurdu: Partiye üye olan 1,6 milyon kişi seçecek!

28 Ocak 2025 13:28

Güncelleme: 28 Ocak 2025 16:16

T24 Haber Merkezi 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayının ön seçimle belirleneceğini açıkladı. Özel, partiye üye olan 1 milyon 600 bin kişinin seçeceği kişinin CHP'nin adayı olacağını söylerken, partiye kaydolan herkesin cumhurbaşkanı adayı belirleme seçiminde oy kullanabileceğini belirtti. Özel, "Atatürk’ün partisine kayıtlı 1 milyon 600 bin cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. ‘Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum’ diyen herkese söylüyorum. Bugün ilk gündür. Resmi açıklama yapılıp günbegün tarih belirlendiğinde o günden sonra artık gelenler oy kullanamayacaklar. Emeklilere, emekçilere, yoksullara ve bilhassa gençlere sesleniyorum. Sizler bundan sonraki cumhurbaşkanını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk seçiminde iktidar yapacak cumhurbaşkanını belirlemeye var mısınız? Varsanız hepinizi baba ocağına bekliyorum. Partiye kaydolan herkes, cumhurbaşkanını belirleme seçiminde oy kullanabilecektir. Türkiye’yi davet ediyoruz. Biz bir yola çıkıyoruz. İktidarı değiştirmeye hazır mısınız?" dedi. 

Bakan Tunç'tan Özel'in paylaştığı "Grand Kartal Otel yangını bilirkişi ön raporu"na itiraz: Korsan bir metin!

CHP Grup toplantısı başlamadan önce Kartalkaya yangınında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Özel, DEVA Partisi’nden istifa ederek CHP'ye katılan Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf'a rozetini taktı. 

36'sı çocuk 76 kişinin hayatını kaybettiği Bolu Grand Kartalkaya Otel'de çıkan yangına ilişkin olarak konuşan özel, şunları söyledi: 

"Acıların içinde her türlü kötülüğün muhattabı ve her an gelebilecek yeni kötü haberlerin arifesinde bu ülkenin direncini kırmak isteyenlere, bizi susturmaya sindirmeye çalışanlara inat CHP, kararlılıkla yürüyor. Yargı tacizlerine karşı dimdik bir duruşu göstermek üzere geçen hafta bu saatlerde grup toplantımızı İstanbul'a taşıyarak bir yeni başlangıca hep birlikte motiveydik. Ancak o sabah yüreğimizi dağlayan önce 3 kayıpla başlayan daha sonra 10 ile devam eden ve sayının 70'e çıktığını öğrendiğimiz süreçte ne katılım ne grup toplantısı ne de yeni bir başlangıcı anlatmayı düşünebilirdik. Grubumuzu uzmanlıklarına göre hızlı bir şekilde Kartalkaya'ya gönderdik. Bizler de hızla Bolu'ya doğru hareket ettik. Rakamın 70'in üzerinde olduğunu biliyorduk ama bilenlere dedik ki 'Yetkililer açıklasın, spekülasyon olmasın' 6 saat sonra gerçek rakam açıklandı. Acaba neyi bekliyorlar diyorduk.

"Bir partinin kongresi memleketin acısının önüne geçti"

Oysaki maalesef hep birlikte öğrendik ki rakam 78, beklediğimiz bir partinin il kongresi. En sert eleştirdiği partinin saflarına katılan birinin rozet partisi. Bir partinin kongresinin bir memleketin yasının önüne geçebildiğini kimimiz kızarak kimimiz ağlayarak öğrendik. Saatler sonra vardığım Kartalkaya'da güneş batarken bir başka otelin içinde göz gözü görmezken bakanlara geçmiş olsun dedik ve bilgi aldık. Millet canıyla uğraşırken, canlarını emanet ettiği karne hediye diye götürdüğü evlatlarının bedenlerini insanlar teslim almaya uğraşırken suçluluk telaşıyla bir bakanın çıkıp yalan ile hedef göstermesini doğru bulmadığımı, acı ve yandın başka hesap sormanın başka olduğunu orada da söyledik. bir telaş vardı. Ellerindeki kiri başkalarına bulaştırmaya çalışanların telaşı vardı. Hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma ile sorumluluların cezalandırmasına taraftık ve hala da tarafız. Bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar yangından 36 saat sonra 2007'de AKP tarafından verilen bir belgeyi servis ettiler. Yangına dayanıklıdır, yangın tedbirleri alınmıştır raporunu veren Bolu Belediyesi diye bizim belediyemizi zan altında bırakmak içni servis ettiler. Bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu AA'yı yangınla alakası olmayan bölgeyi yangının çıktığı bölge ve sorumlusu Bolu Belediyesi diye algı operasyonu yaptılar. Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek Bolu Belediyesi'nin bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. Gerçek alanın milli park olması nedeniyle yangın söndürmenin bile izne tabi olmasıdır. Sorumluluk bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığıdır. 


T24 ÖZEL

Dağda yangın katliamının ortaya çıkardığı skandal: Türkiye'nin en önemli kış turizmi merkezlerinden Kartalkaya'da itfaiye aracı yok!

 Denetimsizlik faciasında sorumluluğun kimde olduğu belirsiz kaldı: Bakanlık ve belediye topu birbirine attı

Grand Kartal Otel, yangın eğitimini tamamlayamamış: Otelin sahibi, sertifikayı veren kurumda yönetim kurulu üyesi!

Yangın denetimi için başvuru yapan Grand Kartal Otel'in tahliye çıkışları, yangın alarmı ve duman kontrol sistemi yetersiz çıkmış!

Belediye AKP'li başkan yönetimindeyken, Grand Kartal Otel'e başvuru yaptığı gün uygun itfaiye raporu verilmiş

"Hiçbir bağlantımız yok” açıklaması yapmışlardı; Ticaret Sicili'ne göre Kartal Otel ile Grand Kartal Otel aynı ailenin yönetiminde!

"Adalet Bakanı her aradığımda açtığı o telefonu açamadı"

Bizlere telefon yağdı. Bilirkişiler ve yakınları dedi ki 'Raporu hazırladık, teslim almıyorlar.' Belediyeyi yazmamışsınız, Bolu Belediyesi'ni ilave edin. Bakanlığı çıkarın. Yangının lokantadan çıktığını yazmışsınız; dördüncü kat detayını çıkarın. Biz buna imza atmayız dedik. O raporu aldık ve ilgili sayfalarını sosyal medyada paylaştım. Kendi şahsi onurlarına sahip çıkan 7 bilirkişi imzayı dedikleri gibi atmadığı için el çektiririz dediler. Ardından iki bakanı hızla aradım. İçişleri Bakanı için 'Malatya'da saha çalışması yapıyor, aradığınızı ileteceğiz' dediler. Adalet Bakanı her aradığımda açtığı o telefonu açamadı.

"Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir"

Cumhurbaşkanı yardımcısına ulaşıp her şeyi anlattım. Ucu bakana gitti diye durduruyorlar. Suçlu olmayana suç atmaya çalışıyorlar. O bilgiyi cumhurbaşkanı yardımsıcısının bilgisine, insafına emanet ettim. O sırada gördük ki telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar! Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.

"Lanet olsun partinizin çıkarına da, sarayınıza da!"

Bakan Ersoy, 'Sağlık Bakanı'na istifa ettirdi de bana mı ettirecek? Hani ne oldu Yenidoğan Çetesi?' diyormuş. Bugün kendisini görevden alırsam yangının benim atadığım bakanın sorumlu olduğunu kabul etmiş olurum. Kabine revizyonunda değiştirelim. Sonra da gazetelerde yangından değiştirildi dersiniz, partinin sırtına yük vurmamış oluruz. Lanet olsun partinizin çıkarına da, sarayınıza da!"

"Anketlerde birinciyiz, bu saldırılar o yüzden"

Yapılan anketlerde birinci parti olarak çıktıklarını belirten Özel, şöyle devam etti: 

Böyle günlerden geçiyoruz. Herkes tedirginlik yaşıyor. Partimiz, vatandaşları teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlar haline getiren partidir. Çok partili rejimin uygulayıcısıdır. Bu parti 47 yıl ikinci parti olarak da kalmıştır. AK Parti, 23 yıldır milleti yönetmektedir. 31 Mart 2024 seçimlerinde, 47 yıl sonra partimizi 1. parti, AK Parti'yi de 2. parti yaptı. 7 bölgede belediyesi olan tek partiyiz. Ayıptır söylemesi; Ege Bölgesi'ndeki 9 ilin 9'una da sahibiz. CHP'nin bu başarısı bizim 1. parti olduğumuzu tastiklerken, 'gelin Anayasa'yı değiştirelim, İsrail bize saldıracak, Suriye'ye girdim zafere sevin, TRT sen de bunu köpürtmelisin' dediler. Dün Türkiye'de yapılan tüm anketleri bir bütün olarak değerlendiren ortalamada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi CHP, yine Türkiye'nin 1. partisi olarak çıktı. Tuzak kuran, silkele diyen, yürüyen işe çomak sokan bir anlayış söz konusudur. Silkelemeye çalıştığı doğalgaz desteğidir, süt desteğidir, yeni doğan paketimizdir. AKP milletin iradesinin yok saydı. Anketlerde hala birinciyiz. Bu saldırılar o yüzden."

Ayşe Barım'a 12 yıl sonra Gezi soruşturması açılmasına tepki 

Menajer Ayşe Barım'ın 12 yıl sonra Gezi Olayları nedeniyle tutuklanmasına tepki gösteren Özel, o dönem eylemlere katılan ve şu an DT Müdürü olan Tamer Karadağlı örneğini de vererek şunları aktardı: 

"Bu arada yeni bir cadı avıyla karşı karşıyayız. 12 yıl önce daha doğrusu son birkaç ayda köşelerde yazdırılıp, son birkaç haftada toplumun apolitik kesimlerinin bile dikkatini çeken, öyle ya meşhur sanatçılar, onların bir menajeri, sanatçıya 'bende çalışırsan dizide oynarsın, yetkini bana verirsen' diye baskılar olmuş. Bunlar varmış.

"12 yıl sonra bile kapıya gelebiliyorlar hissini yaratmak için yapılan organize bir meselenin hepimiz farkındayız"

Bunlar üzerinde bir tartışma başlamış. Herkes oraya bakarken yok ya, 'ben o işlerle ilgilenmiyorum. Sen 12 yıl önce geziye gittin mi? Sen 12 yıl önce sende çalışanlara 'hadi geziye gidin' diye telefon açtın mı' diye gezi soruşturması başlatmak. Biraz, bir süredir anlattığım bu kötücül aklın sizlerin yan komşularına evlatlarınızın sırada oturan arkadaşlarına bugün fabrika servisinde yan yana giden iki işçiden yanında oturana ya 12 yıl sonra geziye gidenlerden hesap soruyorlar arkadaş. Demek ki hiç bu işlere girmemek lazım. Ne yapılırsa yapılsın susmak, sinmek lazım. Çıkıp da sokaklara dökülünce 12 yıl sonra bile kapıya gelebiliyorlar hissini yaratmak için yapılan organize bir meselenin hepimiz farkındayız.

"O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor"

Gezi'de kahramanlık hikayeleri anlatan Tamer Karadağlı, DT Müdürü oldu. O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor. Tamer Karadağlı'ya, Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Gezi'ye gidenlerin o günkü tavrı değil bugünkü tavrı sorgulanıyor. Bunlar ortada dururken diğer taraftan Gezi'de bulunanlara siz devleti yıkmaya kalktınız diyenlere açıkça hatırlatıyorum; Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Can da Sayın Kavala da hepimizin yerine yatmaktadır. Senin gezicin terörist, benim gezicim milli diyen böyle bir iğrenç akla hesap sorulmayacağını sanan bir kötü ruhla karşı karşıyayız."

CHP'nin yeni yol haritası 

Özel, partisinin yeni yol haritasını ise şu sözlerle açıkladı: 

"Bugün bu kötülüğe karşı demokrasiyle geldiği koltuğu bırakmak istemeyenlere karşı yeni yürüyüşün ilk günü. Bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerinin teker teker tespitinden, sandıkta bir oyu çaldırmamak için daha önceki deneyimlerimizle sandığı korumaktan, sonlanma aşamadına geldiğimiz partinin programını bir iktidar programına dönüştürmekten, dimdik dikilecek cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz. Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içerisinde tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak daha önce de dediğimiz gibi 2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil partinin meclisi olarak seçilmiş organımız değil hepimiz ama sayıları bir milyon 600 bine yaklaşan cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum bugün ilk gün."