CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kamuya ilk kez atanacaklar için güvenlik soruşturması öngören kanun teklifi Meclis Genel Kurulu'nda muhalefetin oylarıyla reddedilmesinin ardından Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un Meclis Başkanlık Divanı’nı toplama kararını sert bir dille eleştirdi. Şentop’un iç tüzükteki, “genel kurulda oylamalarda ve seçimlerdeki önemli bir yanlışlığın birleşimden sonra anlaşılırsa Meclis Başkanı divanı toplayarak takip edecek yolu kararlaştırır” maddesine dayanarak başkanlık divanını toplayarak reddedilen kanun teklifi için “oyunbozanlık” yaptığını ifade eden Özel, söz konusu itirazların genel kuruldayken dile de dile getirildiğine dikkati çekti.
“Yani maç bitmiş, düdük çalmış, sonuç ilan olmuş, diyor ki biz bu maçı iptal etmez baştan oynatacağız” diyen Özel, “12 ‘de yaptıkları toplantı tamamen hukuksuz bir toplantıdır. Vatandaşlarımızın gözünün önünde bu oyun bozanlıktır, mızıkçılıktır, bu İstanbul seçimindeki durumdur. Bu iç tüzüğü bir kez daha Cumhur İttifakı’nın arzuhalcisi ayaklar altına almaya niyetlenmiş. Anayasal denetim altındadır. Bunu yapmaya kalkarlarsa eylemli içtüzük ihlalinden AYM’ye gideriz. Artık belli bir yerden sonra bu kadar haksızlığa, hukuksuzluğa biz ne diyelim!” diye konuştu.
AKP’nin tüm itirazlara ve AYM'nin daha önce iki kez verdiği iptal kararına rağmen 5. kez Meclis’e getirdiği "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi" muhalefet milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kamuya ilk kez atanacaklar için güvenlik soruşturması öngören kanun teklifi Meclis Genel Kurulu'nda muhalefetin oylarıyla reddedilmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Özel, güvenlik soruşturmasını içeren kanun teklifinin görüşüldüğü genel kurulda yaşananları şöyle anlattı:
Olağanüstü bir gün yaşıyoruz. 3 muhalefet partisi 10'ar dakika bölüşerek basın toplantısı yapıyoruz. Acilen ifade edilmesi gereken hususlar var. Çünkü Meclis'in işleyişine karşı, demokrasinin şeklen bile olsa Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Saray'dan aldığı talimatlar, milletvekili grubu üzerine kurmuş olduğu tahakküm önceden milletvekillerinin hangi kararı alacağının haftalar önce bakanlar tarafından ilan edilmesi, örneğin daha dün seçilmiş grup başkan vekillerinin bir hafta önce AKP kongresineki MYK listesine eklenmesi gibi artık Meclis'i hiçe sayan, yok sayan, kendi grubunu yok sayan anlayış şimdi de Meclis'in işleyişine doğrudan darbe yapmak, kural tanımamak, kuralları değiştirmek, tabiri caizse kazanılmış bir maçı federasyonu toplayıp yok saymak, yediği golü yememiş saymak için sahadaki hakemi değiştirmek gibi akıl almaz işlere karışmış durumda Adalet ve Kalkınma Partisi.
“Meclis Başkanı Cumhur İttifakı’nın arzuhalcisine dönüşmüş durumda”
Ve maalesef üzülerek söylemek gerekir ki Meclis Başkanı Cumhur İttifakı’nın arzuhalcisine dönüşmüş durumdadır. Dün 9 aydır Meclis gündeminde olan defalarca gelip gelip giden bir kanun görüşülüyor. Kanun güvenlik soruşturmasını içeriyor. Tepeden tırnağa Anayasa’ya aykırı. Zaten AYM bozduğu için tekrar gelmiş. Anayasa Mahkemesi AK Parti’nin getirdiği güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması fişleme kanunu başvurumuz sonucu iptal etmiş, Ak Parti de onu yine getirmiş. 9 aydır geliyor gidiyr kendileri de rahatsızlar. Çünkü 1 sene sonra iktidar bize geçtiğinde bu kanuna göre AK Partili memurlar hepsi gidebilir korkusu var. Biz de diyoruz ki geçirseniz bile kullanmayız, iptal ederiz, bu kadar Anayasa’ya aykırı kanun olmaz.
“Çin ordusu gibi geliyorlar, çil ordusu gibi dağılıyorlar”
Kafalar karışık, grup yorgun, moralleri bozuk, baskı altındalar ve dün görüşmeler başladı. Biz iç tüzükten kaynaklı tüm haklarımızı kullanıyoruz. Yoklamaları istiyoruz, salonda bulunmalarını istiyoruz. Ama AK Parti grubunda durum şu; yoklama isterseniz Çin ordusu gibi geliyorlar, müzakerelere geçildiğinde çil yavrusu gibi dağılıyorlar. Çin ordusu gibi geliyorlar, çil ordusu gibi dağılıyorlar. İçeride bulunmuyorlar. Galiba orada fotoğraf çektirmek istemiyorlar.
Bu arşiv araştırması ve fişleme kanunda içeride durdukça suça ortak olduklarını düşünüyorlar herhalde. En nihayetinde baktık içeride durmaya niyetleri yok, tam da kanun maddelerine geçilecek, yoklama isteyip de onları gruplarının zoruyla, mesajlarla, meydancılarla salona sokulmaları yerine dedik ki gelmesinler dedik. 10-15 kişiydi AK Partililer, bir o kadar da MHP’liydiler. Bizim arkadaşlarımız salonda, muhalefet daha çok. Oylama geçiliyor, AK Parti grup başkanvekili bu durumda kendisi karar yeter sayısı talep edebilir. Farkında değil yaptığı görevin. Onu talep ederse yoklama başvurulacak. Oylamaya geçildi. Başkan baktı sayın arkadaşlar dedi, açık bir fark var ve maddelere geçilmesi reddedildi kanunun. İç tüzük 81’de deniyor ki kanunun; maddelere geçilmesi veya tümü kabul edilmeyen kanun teklifleri genel kurulca reddedilmiş olur ve bir yıl süreyle de gelemez artık. Bu sırada da oturumu kapattı Haydar Bey, Meclis Başkanvekilimiz. Arkaya geçti. Hepsi koştu geldiler, baskılar, biz çoğuz, biz dışarıdayız. Salonda değildin kardeşim. Yok efendim katip üyenin biri demiş ki, hakikaten de demiş itiraf ediyor, yokuz başkanım demiş, elektronikle yapalım bu işi elektronik kurtarır. O sırada koşup gelecekler. Bu kadar açık durumda elektronik olur mu! Öyle olunca Meclis Başkanı da kendi kararını vererek bir sonraki kanuna geçti. Önce 55 dakika sonra bir daha 55 dakika süreyle. İçeride dünya kadar tartışma ama Meclis Başkanvekilimiz de bizler de kararın nasıl olabilir, alınmış bir kararı bir daha oylat diyorlar. Bir daha oylat biz içeri gireceğiz reddedeceğiz kanunu.
"Maçın hakemi böyle değişir mi? Biz buna itiraz ediyoruz"
Şimdi çoksanız geleceksiniz. Yoksanız sonucu kabul edeceksiniz. Bu milletin vergilerinden kesilen paralarla hepimiz maaş alıyoruz. O salona gelip de görevini yapmadıysan sonucuna katlanacaksın. Vay efendim Tayyip Bey bizi mahveder. Orasını da sen düşünecektin. Şimdi tam bu noktada ne oldu arkadaşlar? Meclis Başkanı koşa koşa geldi. Boncuk boncuk terlemiş. Diyor ki ben başkanım Haydar Bey senin yerine ben yöneteceğim. Elimizde kapı gibi kanıt var dün bugün yarın Haydar Akar yönetecektir diye. Hayır ben yöneteceğim diyor. Yapamazsın doğru değil. İki takım maç yapıyor, gölü atıyor bir takım, hakem golü veriyor. VAR’a gidelim. Varıyor, gidiyor, karar nizami diyor, kararını bir kez daha açıklıyor. Yüksek hakem kurulu başkanı geliyor, olmadı bu golü saymaman lazımdı. Çıkar üniformanı ben giyeceğim maçı ben yöneteceğim.’ Maçın hakemi böyle değişir mi? Biz buna itiraz ediyoruz. Şimdi 12’ye başkanlık divanı toplantısı koymuş. Ya öyle bir şey ki bir arkadaşımız Adıyaman’da, bir arkadaşımız Burdur’da. Toplantıyı koyuyor, bütün gece yok yaptı üyelerimiz, geldik. Ama böyle bir şey olur mu arkadaşlar. Pazartesiye koy o zaman. Niye koyuyor? İç tüzük 13’e göre şunu yapacakmış; ‘Genel kurulda oylamalarda ve seçimlerde önemli bir yanlışlık olduğu iddia edilirse, başkan usul görüşmesi açabilir, gerekirse oya başvurarak düzeltme yapabilir, yanlışlık birleşimden sonra anlaşılırsa Meclis Başkanı divanı toplayarak takip edecek yolu kararlaştırır. ’Yanlışlık iddiası konuşuldu aslında, sanki konuşulmamış gibi birleşimden sonra anlaşılırsa maddesine dayanıp, biz birleşimden sonra anladık diye başkanlık divanı topluyor. Yani maç bitmiş, düdük çalmış, sonuç ilan olmuş, diyor ki biz bu maçı iptal etmez baştan oynatacağız. Ama birleşim sırasındaki itirazlar yapılmasaydı sonradan anlaşılsaydı ne olacaktı? Tamamen bir iç tüzük iptali.
"12 ‘de yaptıkları toplantı tamamen hukuksuz bir toplantıdır"
12 ‘de yaptıkları toplantı tamamen hukuksuz bir toplantıdır. Vatandaşlarımızın gözünün önünde bu oyun bozanlıktır, mızıkçılıktır, bu İstanbul seçimindeki durumdur. Bu iç tüzüğü bir kez daha Cumhur İttifakı’nın arzuhalcisi ayaklar altına almaya niyetlenmiş. Anayasal denetim altındadır. Bunu yapmaya kalkarlarsa eylemli içtüzük ihlalinden AYM’ye gideriz. Artık belli bir yerden sonra bu kadar haksızlığa, hukuksuzluğa biz ne diyelim!"