İstanbul’da Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyelerinin de aralarında bulunduğu 29 kişi 16 Mart sabahı evlerine yapılan operasyonla gözaltına alındı. ÖHD’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada savcının avukatların ifadesini İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde almak istediğini ancak avukatların durumu protesto ederek ifade vermediği belirtildi. İstanbul Barosu'nun konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı da ifade edildi.
Beyoğlu, Fatih, Bahçelievler, Avcılar, Esenler, Kadıköy ve Sultangazi olmak üzere16 ilçede 32 adrese Çarşamba sabahı yapılan eş zamanlı operasyonda ÖHD’li İrfan Arasan, Ayşe Acınıklı, Hüseyin Boğatekin, Şefik Çelik, Adem Çalışcı, Ayşe Başar, Tamer Doğan ve Ramazan Demir’in aralarında olduğu 29 kişi gözaltına alındı. Avukatların, 2012 yılında cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili açılan bir soruşturma kapsamında örgüt üyeliği iddiasıyla gözaltına alındığı belirtildi.
İstanbul Barosu sessiz
Meslektaşlarının gözaltına alınmasını protesto etmek isteyen ÖHD’li ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyeleri dün Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapmak istedi. Avukatların açıklama yapmasına izin vermeyen polis kalkanlarla müdahalede bulundu. Avukatlar bir süre alkış ve sloganlarla duruma tepki gösterdi. Yine ÖHD’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada avukatların gözaltına alınması ve polisin müdahalesine ilişkin İstanbul Barosu’ndan herhangi bir açıklama gelmediği belirtildi. Ayrıca savcının 16 Mart’tan bu yana avukatların ifadesini İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde almak istediği belirtildi.
Paris ve Berlin Barosu’ndan avukatlara destek
Fransa Barolar Birliği, ÖHD’li avukatların gözaltına alınmasını yazılı açıklamayla kınarken Berlin ve Paris Barosu’ndan avukatlar da meslektaşlarıyla dayanışma amacıyla İstanbul’a geldi.
“Endişe içindeyiz”
Birgün’den Zeynep Kuray’ın haberine göre de Sınır Tanımayan Savunma grubu avukatlarından Ghislaine Seze, yaşananlardan dolayı endişeli olduklarını söyledi. Avukatların herkesi savunmakla mükellef olduğunu hatırlatan Seze, mesleklerini icra ettikleri için gözaltına alınmalarının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin, avukatların mesleğini koruyan uluslararası sözleşmelere taraf olduğuna işaret eden Seze, zor durumunda olan meslektaşlarının haklarını savunmaya devam edeceklerini aktardı.
Savcılık sorgusu biten yine emniyette tutuluyor
Evrensel'den Eda Yıldırım'ın haberine göre, gözaltındakiler itiraz etmelerine rağmen savcılık sorgusunun emniyette yapılması üzerine tepki olarak susma haklarını kullandılar. Savcılık sorgusu biten kişilerin serbest bırakılması ya da sorgu hakimliğine sevk edilmesi gerekirken emniyette gözaltında tutulduğunu söyleyen Avukat İlknur Alcan, bu durumun CMK 148. maddeye aykırı olduğunu, ifadesi biten kişilerin emniyette tutulmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna girdiğini ifade etti. Alcan, konuyla ilgili bugün suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti. Yine avukatların soruşturmasına ilişkin işlemlerin yasalara göre savcı tarafından yapılması gerektiğini ifade eden Alcan, avukatların işlemlerinin emniyette yapılamayacağını aktardı. Yine avukatlar hakkında adli işlem uygulanması için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmadığını da söyleyen Alcan, bu konuyla ilgili yaptıkları itiraza da olumsuz yanıt verildiğini belirtti.
Savcı, “Dosyadaki bilgileri emniyet vermiş olabilir” dedi
Dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen bütün medya organlarında soruşturmanın hangi gerekçelerle yürütüldüğünün yer aldığını, yine valiliğin konuyla ilgili açıklama yaptığını ifade eden Alcan, “ Oysaki biz dün ifadeler başlayana kadar müvekkillerimizin ne ile suçlandığını bilmiyorduk. Bunu savcıya da söyledik. Savcı ‘Emniyet vermiş olabilir’ dedi. Ben de ‘Kısıtlılık kararı sadece dosyanın taraflarına ilişkin mi? Biz bununla ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Siz de gerekli işlemi yapın’ dedim” diye konuştu.
“Hukuken boş bir dosya”
Dosyadaki delillere ilişkin de bilgi veren Alcan, dosyada telefon ve ortam dinlemelerinin bulunduğunun aktarıldığını, yine savcılık sorgusunda bazı telefon konuşmaları sorulduğunu kaydetti. Söz konusu ortam ve telefon takibinin 2012-2013 yılları arasında hazırlanan deliller olduğunu belirten Alcan, “2014 yılında soruşturma yeni numara alıyor. Dört yıl boyunca bekletiyorlar. 2016 yılında da avukatların evleri basılarak, örgüt suçlamasıyla gözaltına alınıyor. Hukuki açıdan dosya çok boş bir dosya. Kaldı ki 2012-2013 yıllarında bu soruşturmayı yürüten polis ve yargı mensupları hakkında soruşturmalar yürütülüyor. O dönem Terörle Mücadele Şubesinde görev yapan polisler hakkında ‘sahte delil üretmek’ten dava açıldı” dedi.
“Ayakkabıyla kuryelik iddiası gerçek dışı”
Savcılık sorgusunda avukatların tutuklu müvekkilleriyle yaptıkları görüşmeler, Gezi Parkı eylemleri dolayısıyla yaptıkları avukatlık faaliyetlerinin sorulduğunu da söyleyen Alcan, basında çıkan spor ayakkabısıyla örgütsel not taşındığına dair haber ve fotoğrafların gerçeği yansıtmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Avukatlar cezaevinde müvekkilleriyle yaptıkları görüşmelere defter veya kitap sokabilir. Bu durum yasaldır. Yani iddia edildiği gibi avukatlar içeriye not soksa herhalde spor ayakkabısına ihtiyaç duymaz. Eliyle de verebilir.”
"Cezaevinde tutuklu bulunan yakınınızı ziyarete gidiyor musunuz?"
DİHA’dan Evrim Kepenek’in haberine göre de ifade işlemleri sırasında, avukatlara sorulan sorular dikkat çekti. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı Cizre için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruda bulunan avukatlardan Ramazan Demir'e cezaevlerine giderek müvekkilleri ile neden görüştüğünün sorulduğu belirtilirken, sorular arasında Bianet muhabiri Elif Akgül'ün Demir'i arayıp "anadilde savunmaya" ilişkin bilgi almasına da değinildi.
Savcıya "İfademi adliyede veririm" diye yanıt veren Demir'e yöneltilen 12 soru şöyle:
-PKK içerisinde faaliyet yürüten akrabanız var mı?
-Cezaevinde tutuklu bulunan yakınınızı ziyarete gidiyor musunuz?
-Gidiyorsanız başka kimlerle görüşüyorsunuz? Ziyarete gitmeden önce birilerine haber veriyor musunuz?
-Cezaevinde diğer yakınlarınız dışında ziyaret ettiğiniz başka tutuklu ve hükümlüler var mı?
-Herhangi bir derneğe üye misiniz?
-Kurye avukatlardan olduğunuz tespit edilmiştir. Bu bağlamda örgüt koordinasyonlarında görevli ve görüşme yaptığınız kişileri detaylı anlatınız.
-Cezaevinde örgüt faaliyetlerinden sorumlu olan kişiler kimlerdir, anlatınız?
-Tutuklu ve hükümlülerin ile örgüt arasındaki bağlantı yollarını anlatır mısınız?
-Sizinle birlikte başka hangi avukatlar kuryelik yapıyor anlatınız?
-2.7.2013'te Elif Akgül isimli şahıs sizi arayarak anadilde savunmaya ilişkin bilgi istedi mi? Ne yönde bilgi verdiniz anlatınız?
- 1.5.2013'te Elif Akgül isimli şahısla yaptığınız telefon görüşmesinde 1 Mayıs'a ilişkin ne konuştunuz? Ayrıntılı bilgi veriniz.
-5.6.2013'deki Gezi Parkı olarak bilinen eylemlerde siz ne gibi faaliyetlerde bulundunuz?
Demir'e yöneltilen soruların diğer 8 avukata da yöneltildiği, 9 avukatın susma hakkını kullandıkları öğrenildi.
Doğu ve Güneydoğu’da 16 barodan ortak açıklama: Meslektaşlarımızın gözaltına alınışı hukuksuz!
Diyarbakır, Şanlıurfa, Ağrı, Tunceli, Bingöl, Adıyaman, Batman, Bitlis, Hakkari, Kars, Ardahan, Mardin, Muş, Şırnak, Van, Siirt baroları yayımladıkları ortak bildiride ÖHD’li avukatların gözaltına alınmasının ‘hukuksuz’ olduğunu ifade etti. Açıklamada şöyle dendi:
“Avukatlar mesleki faaliyetlerini icra ederken önermede bulunurlar, itiraz ederler, eleştirirler ve pek tabii ki rahatsız ederler. Mesleklerinin doğasından kaynaklanan bu faaliyetler aynı zamanda Avukatlık Yasasından kaynaklanan hakların kullanımı ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi anlamı taşımaktadır. Avukatlık Yasasının 2. Maddesi mesleği tanımlarken bütün yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda olduğunu düzenlemiştir.
Aynı Yasanın 76. Maddesinde de Avukatların Meslek örgütü olan Barolara mesleki faaliyetleri düzenlemenin yanı sıra hukukun üstünlüğünü korumak insan haklarını savunmak ve korumak yükümlülüğünü yüklemiştir. Avukatların mesleklerinin doğasından ve aynı zamanda yasal bir zorunluluktan kaynaklanan haklarının kullanımı öteden beri idareye, yargısal makamlara ayak bağı olarak değerlendirilmiş, avukatlarla mücadele suç ve suçlu ile mücadelenin bir parçası olarak görülmüştür. Ancak son dönemde siyasal iktidarın ve basının genelde yargısal makamlar özelde de savunma makamına dönük hedef göstermeleri neticesinde saldırılar artmıştır. Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi meslektaşlarımızdan 12 kişi hakkında gözaltı kararı alındığı haberi ile uyandık. Avukatlara ve Barolara yönelik son dönmede yaşanan saldırı ve operasyonların eleştiriye, itiraza ve dolayısıyla mesleğe olan tahammülsüzlüğün sonucu olduğu açıktır. Ancak bütün bu saldırı ve operasyonlara rağmen Avukatlar ve Baroların savunma hakkı ve insan hakları mücadelesinden vazgeçmeyeceklerinin bilinmelidir.”
KCK avukatlar davasında Özgürlükçü Hukukçular Derneği'ne yönelik operasyon protestosu
İstanbul'da operasyon; Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri gözaltına alındı
Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nden "Canlı bombayı savundu" denerek hedef gösterilen avukat için açıklama