Hayali şirketlerle iş yapanların yer aldığı belgelerin isimsiz bir kaynak tarafından Süddeutsche Zeitung’a iletilmesinin yankıları büyük oldu. Daha uzun bir süre gündemi meşgul edeceğe benzeyen bu belgelerin incelenme süreci de başlı başına bir macera.
Önce güvenlik
Süddeutsche Zeitung editörleri ve meslektaşları bir yıl boyunca katı gizlilik koşulları altında çalışmak zorunda kaldılar. Gazetenin araştırmacı ekibinden Frederik Obermaier ‘Gazeteciler için işleri hakkında konuşamamak çok zor’ diyor. Gazetenin yazı işleri, hacker saldırılarından korunmak için internet bağlantısı olmayan bilgisayarlar kullandı. Sunucu ve bilgisayarlar sadece araştırmacı ekibin girebileceği kilitli bir odadaydı. Obermaier’in verdiği bilgiye göre, ‘Bu odaya yazı işlerinden ekipte olmayan kimse giremiyordu, hatta temizlikçilerin bile girmesi yasaktı, o yüzden odada ancak araştırmaya başlanmasından bir yıl sonra, belgeler yayınlanınca temizlik yapıldı’. İşbirliği yapılan başka gazeteciler ile iletişim ise, Washington ve Londra gibi kentlerde ufak gruplarla yapılan buluşmalar sayesinde sağlanmış. Bunun için yazışmalar özel olarak oluşturulan gizli bir internet forumu üzerinden yapılmış.
Lojistik sorunu
Belgelerin incelenmesine başlarken ekibin karşılaştığı en büyük sorun, verilerin devasa boyutları olmuş. 2013 yılında ortaya çıkan Offshore skandalında dünya kamuoyuna sızan verilerin büyüklüğü yaklaşık 260 gigabyte idi. Panama Belgeleri’ndeki verilerin büyüklüğü ise 2,7 terabyte ve 11,5 milyon sayfa, yani bunun yaklaşık 10 katı. Süddeutsche Zeitung bu nedenle Panama Belgeleri'nin değerlendirmesinde Washington'daki Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu ile işbirliğine gitmeye karar vermiş. Projede 80 ülkeden 400’e yakın gazeteci görev almış. tarafından değerlendirilmiş. Süddeutsche Zeitung’daki araştırmacı ekipten Frederik Obermaier, “Bu verilerin hepsini tek başımıza inceleyemezdik. Aksi takdirde daha 20 yıl uğraşırdık. O yüzden ülkelere göre bir dağılım yaptık” diyor. Örneğin Almanya’da ikinci derecede önem taşıyan ama Güney Amerika’da öne çıkabilecek konular, o ülkelerden gazetecilere devredilmiş.
Paranın gölge sistemi
Belgeleri Süddeutsche Zeitung’a sızdıran anonim kaynağın verilerine göre, bilgiler Panama'da kayıtlı Mossack Fonseca adlı bir hukuk firmasına ait. Belgelerde elektronik posta adresleri, pasaport kayıtları ve çoğunluğu Panama'da bulunan 215 binden fazla paravan şirkete ait bilgiler bulunuyor. Obermaier, bu gölge sistemde ‘inanılmaz miktarlarda paranın döndüğünü’ belirtirken, Kuzey Alman Radyo ve Televizyon Kurumu (NDR), Batı Alman Radyo ve Televizyon Kurumu (WDR) ve Süddeutsche Zeitung tarafından oluşturulan araştırmacı ekibin yöneticisi Georg Mascolo, paravan şirketler sisteminin vergi kaçakçılığı için ideal olduğuna dikkat çekiyor. Mossack Fonseca’nın iş yaptığı 14 bin banka ve hukuk firmasından bin 200’ünün vergi kaçakçılığı nedeniyle zaten mercek altında olan İsviçre’de bulunduğu belirtiliyor.
Soruşturmalar başladı
Gazetecilerin araştırmalarının sonucu olarak dünya kamuoyuna sunulan belgeler, uluslararası yetkilileri de harekete geçirdi. Avustralya, Yeni Zelanda ve İsrail, vatandaşlarının söz konusu listelerde yer alıp almadığı incelemeye hazırlanıyor. Norveç’te de bu sızıntı büyük yankı uyandırdı. Sanayi Bakanı Monica Maeland, ülkedeki DNB adlı bankanın bu skandaldaki rolüne yazılı olarak açıklık getirmesini talep etti. DNB yaklaşık 40 müşterisinin Seyşeller’de Offshore şirket kurmasına destek olduğunu itiraf etmişti.
İzlandalılar öfkeli
İzlanda’da ise bu belgeler halen görevde bulunan Başbakan Sigmundur Gunnlaugsson için ciddi sonuçlar doğurabilir. Gunnlaugsson’un eşiyle birlikte bir hayali şirket sahibi olduğu iddia ediliyor. Vatandaşlar başbakanın istifasını isterken, gözlemciler Gunnlaugsson’un ilk tepkilerin dinmesini bekleyeceği ve kendi rızasıyla gitmeyeceği kanısında. Başbakan bir televizyon söyleşisinde kendisine konuyla ilgili soruların yöneltilmesi üzerine, söyleşiyi yarıda kesip giderken, ülkedeki muhalefet de erken seçim çağrısında bulunuyor. Başbakanın istifası için internette açılan imza kampanyasına ise yaklaşık 28 binden fazla İzlandalı katılmış. Bu 330 bin nüfuslu bir ülke için çok yüksek bir sayı. Ancak İzlanda ile ilgili ifşa edilen belgeler, bu sızıntının daha başlangıcı. Frederik Obermaier “Gelecek haftalarda Almanya'dan hikayeleri duyuracağız, ardından spor dünyasından vakalar gelecek ve tabii diğer ülkelerdeki meslektaşlarımızın ortaya çıkardığı vakalar da bunu izleyecek” diyerek dünya kamuoyunu daha nelerin beklediği konusunda bir fikir veriyor.