Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "paralel devlet" olarak nitelediği Fethullah Gülen cemaatine yönelik, "Paralel devlet davası Ergenekon ve Balyoz davasına dönmemeli. 1990’lara gitmeli. Bu işin media, Mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK ve dış bağlantıları araştırılmalı.. BOP bağlantıları araştırılmalı" dedi.
“Cemaat” kendinden olmayanları cemaatçi diye suçluyor" iddiasında bulunan Dilipak, "Takiyye yaparak kendilerini kraldan fazla kralcı gösteriyorlar. AK Partili, Erdoğancı gözükmeye çalışıyorlar" ifadesini kullandı.
Dilipak'ın Akit gazetesinde "Paralel devlet dâvâsı Balyoz dâvâsına dönmemeli" başlığıyla yayımlanan (10 Temmuz 2014) yazısı şöyle:
Paralel yapıyı gözünüze çok yaklaştırırsanız, arkasındaki derin devleti kaybedersiniz..
Paralel devlet, derin devletin operasyon güçlerinden biri..
Belki bu aşamada en çok dikkat etmemiz gereken nokta, Paralel devletten kaçarken, derin devletin başka bir çukuruna yuvarlanmak..
Her etkin cemaat ve radikal grub içinde varlar.. Gizlilik olan her yere kolayca sızıp gizlenebiliyorlar. Arkalarında CIA, İsrail, MI5, Vatikan, Masonlar, Tapınakçılar gibi kadrolar var çünki.. Kadrolarında şeyh de var, fahişe de.. Şimdi Cemaatten boşalan yerleri, öteki “cemaat” yapılarından adamları ile doldurmaya çalışıyorlar..
“Cemaat” kendinden olmayanları cemaatçi diye suçluyor ve takiyye yaparak kendilerini kraldan fazla kralcı gösteriyorlar. AK Partili, Erdoğancı gözükmeye çalışıyorlar..
AK Parti içindeki AKP’liler bir yana, bir de kraldan fazla kralcılar var.
Bunların kimi, bazı bakanların himayesinde, kimi, bazı milletvekillerinin, kimi belediye başkanının himayesinde kimi de il ya da ilçe teşkilatının, genel merkezdeki bazı abilerin himayesinde..
Şu kabilecilik, hemşehricilik, mezhepçilik, tarikatçılıktan bir türlü vazgeçemedik. Bunların hepsi de bir nevi milliyetçilik.. Daha doğrusu ırkçılık.. Irk, ırkçıların putudur bir bakıma.. Irkçılık siyonist bir ideolojidir aynı zamanda.. “Üstün ırk” iddiası Beni İsrail’e ait.. Her şey onlar için, onlara göre ve onlar tarafından yapılacaktır.. “Irk”ın yerine neyi yazarsanız yazın, eğer o dünyevi, yaratılmış bir nesneye ait ise o puttur.. Tevhid inancı, üstünlüğün takvada olduğunu ve her şeyin Allah rızası için olması gerektiğini öğretir bize..
Her şey bir “put”a dönüşebilir. Kadın, para, makam-mevki-koltuk, silah, ırk, her şey..
Bugün sürmekte olan köşe kapmaca oyununa malesef birtakım “cemaat” yapıları da alet olmuş durumda. Hatta birileri, bazı işletmelere gidip, personel hakkında şu şudur, bu budur, onu at, bunu al gibi telkinlerde, tekliflerde bulunuyor..
Bana kalırsa nasıl ki, dağdakilerin geri dönüşü için kapı aralıyoruz, bu paralel yapıdaki insanların da geri dönüşleri için kapı her zaman aralık tutulmalı ve onların yerini kapmak isteyen cemaat, hemşehri grublarına karşı da dikkatli olunması gerekir.. Yarın onlar da aynı yollardan geçerek aynı istihbarat grublarının tuzağına düşecek ve onların oyuncağı olacaklardır.
İşi ehline verelim..
Suiistimalleri önleyelim. Rüşvet ve torpil olaylarına izin vermeyelim.. Referans olabiliriz ama, bu daha iyisi varken daha alt seviyede birinin daha yukarıya çıkması anlamına gelmemeli..
Daha şeffaf olmamız gerek..
Paralel yapının AK Parti, belediyeler ve kamudaki diğer uyuyan hücrelerine karşı da dikkatli olmak gerek..
Birçok belediyede bir sürü paralel ajan hâlâ yerini koruyor.. Ve bunlar parti çevrelerinden birileri tarafından korunuyor.. Tamam kamudakini MİT izlesin ama, AK Parti de kendi içinde bir araştırma ve inceleme, takip merkezi oluşturarak bu iddiaları soruştursun.. Her gün bir yerdeyim ve her gittiğim yerde bu konuda şikayetler dinliyorum.
Bazı şeylerin şuyuu vukuundan beterdir..
Bazı il ve ilçelerde aday tesbitinde bir sürü yanlışlıklar yapıldı.. Bunu bir kenara not edelim. Bu aday belirleme konusunun önümüzdeki milletvekili seçimlerinde ince elenip sık dokunması gerek.. Doğru adam, yanlış adam bir yana, belediye bürokrasisi içinde birçok paralel adam bulunuyor ve bunlar paralel işadamları ve kuruluşlara kaynak aktarmaya devam ediyorlar.. Şimdi mali/finansal krize girince bu konuda daha fazla risk alacaklar..
Bir yandan da tedirginler. Tedirginlikleri yanında gözleri kara gidiyorlar. Çünki şimdiye kadar yaptıkları, zaten onların başına gelecekler için yeter. O zaman daha fazlasını yapmakta bir beis görmüyorlar sanki!
Cemaatin finans kuruluşları ve cemaatin işadamları ile para ilişkisi ve himmetlerin toplanma, transfer ve kullanımına ilişkin yapılacak bir çalışma, örgütün tam olarak deşifre edilmesinde büyük önem taşımaktadır.. Paranın toplanmasından nakledilmesine ve kullanımına kadar geçen süreçte, paralel yapının kılcal damarlarından atar damarlarına, toplar damarlarına, kalbine kadar ulaşmak mümkün.. Bu paraların dış bağlantıları, borsa ve piyasa içindeki hareketleri, kayıtdışı ve kara para ilişkileri ile, bunların dış bağlantıları çözüldüğünde aslında her şey çözülür..
Bu paraları sadece kendi finans kuruluşları üzerinde tutmuyorlar. Başka bankalarla da çalışıyorlar. Bakın bakalım kimmiş onlar..
Para hareketlerinin takibinde Asya Finans en azından legal hesapların merkezinde yer alan bir kuruluş olduğu için, onu kaybetmek, eski hesaplardaki, sanal kişiler ve kendi aralarındaki para hareketinin ortaya çıkmasını istemezler.. Onun için de Asya Finans’ı kaybetmek istemeyeceklerdir. Asya Finans’ı kaybederlerse, artık teslim olmaya hazır hale gelmişlerdir demektir..
Başbakan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da bu işi takip edeceğini söylüyor. Yeni kurulacak hükümetin de bu işin takipçisi olacağını söylüyor..
Paralel devlet davası Ergenekon ve Balyoz davasına dönmemeli. 1990’lara gitmeli. Bu işin media, Mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK ve dış bağlantıları araştırılmalı.. BOP bağlantıları araştırılmalı..
Selâm ve dua ile..