Zaman gazetesi yazarı Bülent Korucu, Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un emniyete gönderdiği "Paralel yapıyı bulun" talimatına ilişkin, "Savcı Serdar Coşkun’un medyaya sızan talimatı doğruysa Nuh Mete Yüksel’in klonlandığına inanmamız için yeterince sebebimiz olacak" dedi.
Savcı Coşkun'un emniyete gönderdiği yazıda "Paralel yapının ne olduğu, kimlerden oluştuğu, nihai amaçları, örgütlenmenin şekli ve şeması, insan kaynakları ve ekonomik kaynaklarının bulunması" gibi talimatlar yer alıyor.
Bülent Korucu'nun Zaman gazetesinde "Savulun kebapçılar ‘Yeni Şubatçılar' geliyor" başlığıyla yayımlanan (25 Haziran 2014) yazısı şöyle:
28 Şubat’ın sembollerinden biri ‘yeşil sermaye’ listesindeki kebapçılardı. İrticayla topyekûn mücadele adı altında başlatılan ‘cadı avı’ trajikomik sahnelerin yaşanmasına yol açıyordu. Fişleme, büyük firmalardan mahalle arası kebapçılara kadar uzanmıştı. İşaretler yeni bir 28 Şubat sürecini haber veriyor.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un medyaya sızan talimatı doğruysa Nuh Mete Yüksel’in klonlandığına inanmamız için yeterince sebebimiz olacak. Hükümetin kontrolündeki Sabah Gazetesi, bir ay önce Coşkun’un Yüksel’in iddianamesini raftan indirdiğini yazmıştı. Biz de “yargılanmış ve beraatle sonuçlanmış dosya ne işe yarayacak?” diye sormuştuk. Meğer kopya çekmek içinmiş. Bu arada Savcı Coşkun’un 11 Haziran’da kâğıda döktüğü metni Sabah nasıl haftalar öncesinden yayınlıyor merak ettim. 28 Şubat’ta, önce gazeteler yazar, brifinglenmiş yargı bunu talimat kabul ederdi. İnşallah o ilişki yeniden kurulmamıştır.
Aslında Nuh Mete Yüksel’i tekrar göreve çağırsalar, böyle dolambaçlı yollara gitmeseler olmaz mı! Coşkun, talimat yazısında “İnternet siteleri, basın yayın organları, gazeteler, haber ajansları, televizyon ve radyolar, Cemaat’e bağlı evler, okullar (yurtiçi ve dışındakilerle birlikte ilk, orta, lise, üniversite dahil), dershaneler ve yurtlar, Cemaat’in kontrolündeki şirket, vakıf, dernek, birlik ve benzeri kuruluşlar, sermaye şirketleri ve holdingler, bankalar, mağazalar zincirleri, Cemaat mensuplarının gelir getiren her türlü ticari faaliyetlerinin” fişlenmesini istemiş. Anlayacağınız anayasal suç işleniyor. Bunlar 1999 tarihli Gülen davası iddianamesinde sayılıyor zaten. Hoş, Yüksel de Aydınlık Dergisi’nden kopyalamıştı. En iyisi doğrudan Doğu Perinçek’e gitsinler. Derinlerdeki arkadaşları vesilesiyle güncellenmiş bilgiler vardır elinde. Hem Akit aracılığı ile söz verdiği dayanışmayı gerçekleştirir ve Başbakan Erdoğan’a minnet borcunu ödemiş olur.
Savcı Serdar Coşkun, Camia ile ilişkili olabileceği düşünülen kişilerin yurtiçi ve yurtdışındaki eğitimlerinde muhtemel usulsüzlüklerin de araştırılmasını talep etmiş. Hukuk suç şüphesini araştırır, ihtimali değil. Herkesin her suçu işlemesi ihtimal dâhilindedir, ama bunu soruşturma konusu yapmak kimsenin aklının ucundan geçmez. Savcı, ceza kanunlarında sıralanan bazı suçları da yazıp araştırılmasını istemiş. İlgili birimlerin bunların üzerine gitmesi için talimata gerek mi var! Sadece algı operasyonu ve soruşturmaya ciddi havası katmak üzere sıralanmış gibi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bir konuşmasında “Köşe başındaki kebapçının bile yeşil sermaye diye fişlendiğini hatırlıyoruz. Ama 28 Şubat’ın şöyle bir perdesini kaldırdığınız zaman Türkiye’de halkın 291 milyar lirasının çalındığını da görüyorsunuz.” demişti. ‘Yeni Şubat’ın neyi örttüğünü anlamak için herhalde o kadar beklemeyiz. Yeni Şubat’ın lejyonerleri ‘28 Şubat bin yıl sürecek’ diyen seleflerine biraz da bu açıdan baksa fena olmayacak.