Macaristan, mültecilerin paylaşımını öngören AB düzenlemesine karşı 2 Ekim'de referanduma gitme kararı aldı. Neue Osnabrücker Zeitung referanduma dair bir yorumu paylaşıyor okuyucularıyla:
"Şimdi bu o bahsedilen domino etkisi mi? İngiltere'deki Brexit referandumu sonrası şimdi de Macaristan'da bir referandum. Hayır, onlar sadece AB içinde zorla dayatılan mülteci kotasına yönelik oylama yapıyor. Ve evet: İki referandumun da ortak bir yanı var. Her ikisinde de göç politikaları AB karşıtlarının kalkanı ve Brüksel'i eleştirme aracı oluyor. Bu da AB'nin mülteciler konusunda bir sorunu olduğunu gösteriyor."
Nürnberger Nachrichten gazetesi AB ile Kanada arasında müzakereleri tamamlanan serbest ticaret anlaşması CETA'ya dair bir yoruma yer veriyor. Ekim ayında kabul edilmesi planlanan CETA'nın takvimi, AB Komisyonu'nun kararı nedeniyle belirsiz. AB Komisyonu, CETA'nın yürürlüğe girmesi için anlaşmanın önce AB parlamentolarının onayına sunulması gerektiğine karar verdi. Gazetenin konuya dair yorumu şöyle:
"CETA anlaşmasının kabul edilmemesi durumunda AB Komisyonu suçu kendinde aramalı. Eğer Kanada ile yapılacak serbest ticaret anlaşması elimizdeki en gelişmiş anlaşma ise Juncker'in belirttiği üzere ve tüketici standartlarını kurban etmiyorsa neden vatandaşlara bunu izah etmede başarılı olunamadı? Her kim ki 28 üyenin parlamentosundaki oylamaların CETA ve TTIP gibi anlaşmaların ölümü olduğu argümanını sunuyorsa, o her şeyden önce kendi garip demokrasi anlayışını ifşa ediyor. Zira iyi bir anlaşmanın parlamentolardan korkmasına gerek yoktur. Aksine, öncelikle halkların temsilcilerinin onay vermesi, anlaşmayı demokrasi açısından iyi bir anlaşma yapıyor."
BM Çocuklara Yardım Örgütü UNICEF, 2016 çocuk raporunu yayınladı. Raporda, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünya genelinde savaş ve çatışma bölgelerinde büyümek zorunda kalan çocukların en yüksek sayılara ulaştığına dikkat çekildi. Rapora göre, dünya genelinde 250 milyon çocuk, savaş ve çatışma ortamında büyüyor. Darmstädter Echo gazetesi, UNICEF'in raporuna dair bir yoruma yer veriyor:
"Barış ve refah bizler için son derece normal şeyler halini aldı. Normallik, duyarsızlaştırır ve duyarsızlıkla çocukların sefaleti başlar. Bu olmamalı. Çocuklar, yetişkinlerin dünyasından bir tabirle, var olan en büyük yatırım. Gelecek için sahip olduğumuz her şey onlar. Bu da onlar için verilecek her emeğe ve işe değer oldukları anlamına geliyor. Bunu anlayamayacak bir nesil her ne kadar kâğıt üstünde zengin olsa da aslında oldukça fakirdir."
Bayerische Rundschau gazetesi, son dönem art arda düzenlenen saldırılara atıfta bulunarak, Oktoberfest'in düzenlendiği çim arazide ek güvenlik önlemleri alınması önerisine dair bir yoruma yer veriyor. Gazete, alanın ek tel örgülerle kapatılmasının daha da kötü sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor;
"Terör tehlikesinden de önce Oktoberfest katılımcılarının oluşturduğu insan kitlesi bir tehdit oluşturuyor. Olası bir paniğin yol açacağı sonuçları kimse düşünmek istemiyor. Ancak çim alanı ek barikatlarla çevrelemek fikri buradan çıkıyor. Ne var ki Oktoberfest'in yapıldığı alana geniş ölçüde ulaşmak mümkün değil. Yeni teller, alanın kuzeyini kapatmış olacak. Peki ya, kitlesel bir panikte bu tel örgüler yeterince kolay açılamazsa ne olur? O zaman ölüm tuzağına dönüşürler. "