T24 Dış Haberler
Uzmanlar 2050 yılına kadar penis kanserinde yüzde 77'lik bir artış öngördüklerini açıkladı.
Gelişmekte olan ülkeler penis kanserinin en yüksek oranlarına sahip olma eğilimindeyken, vakalar çoğu Avrupa ülkesinde artış gösterdi. Nüfus yaşlandıkça vakaların artma eğiliminde olduğu belirtildi.
50 yaş ve üzeri erkekler risk altındayken, diğer risk faktörleri arasında daralmış sünnet derisi, kötü genital hijyen ve tütün kullanımı yer alıyor. Doğumda sünnetli olanlarda penis kanseri nadir görülüyor.
Penis derisindeki skuamöz hücrelerin penis kanserlerinin yüzde 90'ından fazlasından sorumlu olduğu belirtildi. Melanom, bazal hücreli karsinom veya sarkom gibi diğer maligniteler daha az sıklıkta görülüyor.
İnsan papilloma virüsleri (HPV) enfeksiyonuna, skuamöz hücreli kanser vakalarının yaklaşık olarak yarısında rastlandığı belirtildi.
Papillomavirüsler cilt temasıyla yayılıyor ve insanlığın en yaygın bulaşan cinsel enfeksiyonu olarak tanımlanıyor. Cinsel olarak aktif yetişkinlerin yüzde 70'inden fazlasının, ergenlik döneminde papillomavirüs enfeksiyonlarına yakalandığı kaydedildi.
Uzmanlar, penis kanserinin teşhisinin genellikle hastaların suçluluk veya utanç duygularından ötürü geciktiğini dile getirdi. Birçok erkeğin, doktor randevusunu erteleyerek antimikrobiyal veya steroid kremlerle kendi kendine tedavi uyguladığı ortaya çıktı.
BBC'nin yakın zamanda yayınladığı bir raporda, Brezilya'nın penis kesme oranlarının en yüksek olduğu ülkelerden biri olduğu, günde neredeyse iki kez ampütasyon işleminin gerçekleştirildiği ortaya çıktı.