Dünya

Penisinde uçuk benzeri yaralar çıktı; sonu ampütasyon oldu!

02 Temmuz 2024 09:50

T24 Dış Haberler

55 yaşındaki Shaun Evans isimli adam, nadir görülen bir kanser türüne yakalandıktan sonra penisini aldırmak zorunda kaldı. 

Duşta penisinde uçuk benzeri yaralar çıktığını fark eden adam, semptomlarının artışının ardından penis kanseri tanısı aldı. 

Polis memuru olan Shaun, "Ben titiz bir banyo yapan biriyim, ancak bir gün yıkanırken penisimde rahatsızlık hissetmeye başladım. Bunu en fazla koşmaya gittiğinizde oluşan bir sancıya benzetebilirim. Sonraki birkaç gün içinde, oturduğumda da rahatsızlık hissetmeye başladım ve zamanla daha da arttı. Kanamalar da başladı. Nisan ayında kalp krizi geçirdim ve kalp fizyoterapisi rehabilitasyonu görüyordum. Artan ağrılar, egzersizleri yapmamı zorlaştırıyordu. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar kliniğine gitmem tavsiye edildi. Yıllardır cinsel olarak aktif değildim ama ağrı, akıntı, şişlik veya yara gibi belirtiler, herpes veya frengi gibi cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyona benzetiliyordu. Bana cinsel yolla bulaşan hastalıkların yıllarca gizli kalıp sonra aktif hale gelebileceğini anlattılar"  diye konuştu. 

Shaun, "Bir süre sonra kanlı akıntı ve idrar yaparken yanma şikayetlerim de başladı. Kendi kendime soğuk kompres uygulamak zorunda kaldım. Uçuk büyüyor ve akıntı kötüleşiyordu. Bir süre sonra penis kanseri olduğumun söylendiği bir telefon aldım. Tedavinin bir parçası olarak başlangıçta sünnet edileceğim söylendi ancak penisim şişmeye başladı ve tabanı kalınlaştı. Artık ayakta duramayacağımı hissederek ambulans çağırdım. Penisimdeki apsenin boşaltılabilmesi için 10 gün hastanede kaldım ve yatağa bağımlıydım. Cerrahım penisimi tamamen çıkarmak zorunda kalacağını söyledi, zaten tanınmayacak hale gelmişti. Operasyondan sonra birçok erkeğin sabahları yaşadığı ereksiyon hissini yaşıyordum ama penisimin olmadığını biliyordum. Kıpır kıpır bir histi" ifadelerine yer verdi. 

Doktorlar, penis kanseri tanılarında sağ kalım oranlarının yüksek olduğunu, erkeklerin yüzde 68'inin teşhis konulduktan sonra en az 10 yıl hayatta kaldığını ancak tedavinin ve cerrahi müdahalenin yıkıcı olabileceğini belirtiyor.