Plastiği hala muhteşem bir madde olarak mı görüyoruz?
Plastiğin çevreye ne kadar zarar verdiğini anlamamız zaman aldı. Ama insan yapımı bu maddeye düşkünlüğümüzün ardında geçerli nedenlerimiz var.
İnsanın plastikle olan ilişkisini ve modern hayattaki yerini inceleyen Profesör Mark Miodownik bu nedenleri şöyle sıralıyor:
İlginçtir ki ilk ticari plastik pamuktan yapılmıştı.
1863'te fildişi bulmak öyle zorlaşmıştı ki Amerikalı bir bilardo topu imalatçısı, bu topları yapacak başka bir madde bulan kişiye 10 bin dolar ödül vadetmişti.
Bunun üzerine amatör mucit John Wesley Hyatt pamuk ve nitrik asit ile deneylere başladı ve selülöz nitrat maddesini elde etti. Selüloid
adını verdiği bu kirli beyaz maddeye uygun koşullarda şekil verilebiliyordu.
Ama selüloidden yapılan bilardo topları birbirine çarptığında aşırı ses çıkarıyordu.
Yine de Hyatt'ın buluşu daha sonra sayısız alanda kullanılacak, selüloid sayesinde sinema filmi gelişecekti.
İlk film bobinleri kağıttan yapılmıştı.
Ancak selüloidin dayanıklı ve şekillendirilebilir özellikte olması onu, sinema filmleri için de daha uygun ve hızlı bir alternatif haline getirdi.
Bu yanıcı plastik uzun şeritler haline getirilip üzerine bir kimyasal sürülerek ışıkta değişen görüntüler ortaya çıkarılıyordu.
Selüloid tam zamanında piyasaya girmiş, Hollywood filmlerinin yaygın bir şekilde dağıtımını sağlamıştı.
1907'de bakalit çıktı sahneye. Bakalit, kömür gazının sentetik yan ürünü olan bir plastikti.
Bakalit, kırılgan ve koyu renkli bir maddeydi ve her tür şekil verilebilirdi.
Elektrik akımını iletmeyen özelliği nedeniyle ışıklandırma, fiş ve priz malzemesi olarak kullanıldı.
Bakalit daha sonra geliştirilecek diğer sentetik plastiklere de yolu açmış oldu.
1930'larda ve 40'larda petrokimya uzmanları çok sayıda yeni plastik ürün bulmuştu. Bunlardan biri de polietilendi.
Polietilen İkinci Dünya Savaşı'nda önemli bir rol oynadı. Müttefiklerin uçak radarlarında kullandıkları elektrik hatlarının yalıtımı bu madde ile sağlandı.
Plastik sayısız alanda kullanıma girdi: İpek paraşütlerin yerini naylon alırken, bombardıman uçaklarının pencerelerinde akrilik, metal miğferin yerini plastik miğferler aldı.
Yeni plastik sayısı artarken bu maddelerin kullanıldığı alanlar da genişledi.
19. yüzyıl ortalarına dek insanlar sadece canlı müzik dinleyebiliyordu, ta ki Thomas Edison 1877'de fonograf silindirini icat edinceye kadar.
Pikabın atası olan bu fonograflara mum yoluyla kayıt yapılıp dinlenebiliyordu; ancak plastik sayesinde bu kayıtlar daha dayanıklı ve uzun ömürlü oldu.
Plak, kaset ve CD'nin icadıyla müzik giderek kitlelere yayıldı. İşte bunların hepsi plastik sayesinde oldu.
Başka kimyasalların eklenmesi yoluyla plastik daha yumuşak ve elastik hale getirildi.
Böylece sterilize edilmesi zor olan ve kolay kırılan cam araç ve gereçler yerine hastanelerde kan torbaları ve tüplerde plastik kullanımı yaygınlaştı.
Ayrıca plastikten yapılma tek kullanımlık şırıngalar sayesinde hastaneler daha hijyenik oldu; birçok bulaşıcı hastalık ve enfeksiyonun yayılması önlenerek çok sayıda hayat kurtarılmış oldu.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından petrokimya sanayii hızla gelişti.
Birçok yeni plastik madde üetilmesi planlanıyor, fabrikalarda yeni üretim ve istihdam alanları açılıyordu.
Böylece 'Plastik Devrimi' başlamış oldu.
Fazla miktarda üretilmesi koşuluyla plastik ucuza mal edilen bir maddeydi.
1960'larda tabak, çatal-kaşık, bardak gibi tek kullanımlık plastik ürünler piyasaya çıkmaya başladı.
Tüketiciler yıkama zahmetinden kurtarılıyor, pazarlamacılar için satış kolaylaşıyordu.
Böylece plastikle 'kullan-at kültürü' yaratılmış oldu.
Avrupa Birliği'nde toplam gıda israfı yılda 88 milyon tonu buluyor. Bu durum karbon salınımının artmasına neden oluyor.
Fakat gıdaların plastikle paketlenmesi gıda israfını büyük ölçüde azaltabiliyor.
Tarladan süpermarket raflarına uaşıncaya kadar ürünlerin daha dayanıklı olmasını, ulaşım sırasında korunmasını sağlıyor.
Bugün büyük bir plastik sorunu ile karşı karşıyayız.
Ucuz ve atılabilir plastik paketlerin yaygın kullanımı ve bunların dayanıklı olması nedeniyle yarattığı uzun süreli çevre kirliliği özellikle okyanuslar açısından onyıllarca sürecek büyük bir sorun.
Okyanuslara her dakika bir kamyon dolusu plastik atık boşaltılıyor. Bu sorun, plastik kullanımımızı değiştirme zorunluluğu doğuruyor.
Yani plastik kullanımını azaltmamız, plastik ürünlerin yeniden kullanımını ve geri dönüşümünü sağlamamız gerekiyor.