“Bu bir ödüldür. Yargıtay, vermiş olduğu bu vahim, tehlikeli kararla, kolluğa, ‘Bundan sonra hak arayana karşı, korkmadan, görevinizi yerine getirin, gerektiğinde silahınızı kullanıp insanları öldürün, ‘hukuk’ arkanızda mesajı verdi. Bunu kurumsallaştırdı.”
Sarısülük, “Cinayet kameraların önünde gerçekleşti ve bütün dünya izledi. Yargıçların verdiği kararın önemi yok. Halkın vicdanında Ahmet Şahbaz’ın cezası zaten verildi” ifadelerini kullanırken, Anayasa Mahkemesi’nden de (AYM) bir sonuç beklemediklerini dile getirdi.
Dava avukatlarından Kâzım Bayraktar da, “Bir ay içinde AYM’ye başvuru yapacağız ancak görünen o ki iç hukuk yolları tükendi. Henüz tükenmeden tükendi” dedi ve ekledi:
“Çünkü AYM’nin de davada beklediğimiz ölçüde adil bir karar vereceğini düşünmüyoruz.”
Bayraktar bu olumsuz düşüncenin nedenini şöyle temellendirdi:
"İktidar, kolluğun halka karşı işlediği şiddette cezasızlık politikası uyguluyor. Bu eskiden beri böyle olsa da özellikle Gezi’den sonra farklı bir notaya ulaştı. Polisin eli; Kemal Kurkut örneğinde olduğu üzere kaçan bir genci vuracak, hatta 25 yaşındaki Dilek Doğan’ı gece yarısı ailesinin gözü önünde öldürecek kadar rahatlatıldı. Garanti sağlandı. İktidar mesajı verdi, polis doğrudan cinayet işleyecek hale geldi, yargı onadı. Bu politika ilan edildi.”
‘KATİLİN AVUKATI MAHKEMEYİ TEHDİT ETMİŞTİ’
Bayraktar, Sarısülük davasının, cezasızlığın nasıl işlediğini göstermesi açısından emsal olduğunu da şu sözleriyle aktardı:
“İlk yargılanmada polise 7 yıl 9 ay 10 gün hapis verilmişti. Erdoğan çıkıp, ‘Paralel yargı polisimize işte bu kadar ceza verdi’ diye konuştu. Hemen ardından, dosya savcısı cezaevine atıldı. Mahkeme heyeti başkanı hakim sürgün edildi. İkinci yargılamada, Aksaray’daki bir duruşmada polisin avukatı, mahkeme heyetine parmak sallayarak,‘Ceza verirseniz siz de bedel ödersiniz” dedi, üstelik bu tehditin kayıtlara geçmesini istedi.”
Ne olmuştu?
• 1 Haziran 2013’te Kızılay’daki Gezi Direnişi’nde polis Ahmet Şahbaz tarafından başından vurulan Sarısülük, doğum günü olan 14 Haziran’da yaşamını yitirdi.
• Emniyet tarafından saklanan Şahbaz, 24 Haziran 2013’teki ifadesi sonrası “meşru müdafaa” gerekçesiyle serbest kaldı.
• Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davaya peruk, takma bıyık ve gözlük takarak gelmesi tepki çekti.
• 7 Temmuz 2014’te tutuklanan, 3 Eylül 2015’te tahliye edilen Şahbaz’a dava sonunda 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası verildi.
• Yargıtay kararı bozdu. Dosya güvenlik gerekçesiyle Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi gönderildi. Burada tekrar yargılanan sanık duruşmalara getirilmedi.
• Sonuç olarak ‘taksirle ölüme neden olmak suçundan’ 10 bin 100 TL adli para cezası verildi. Bu paranın emniyette polis memurlarından toplanan para ile ödeneceği iddia edildi.
• Yargıtay 1. Ceza Dairesi, cezayı az bularak kararı bozdu ve ceza 15 bin 200 TL’ye çıkarıldı ve bu haliyle onandı. Böylece karar kesinleşti.