Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre duruşma, 22’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde yer olmadığı için 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kimlik tespiti ardından söz alan avukat İbrahim Ergün, taleplerini dile getirdi. Polisin tespitli olmasına rağmen mahkemenin ara kararında dosyayı tekrardan bilirkişiye göndermeye karar verdiğini belirten Ergün, tepki gösterdi. Kararı eleştirdiğini söyleyen Ergün’e mahkeme başkanı, “Dosyaya ilişkin konuşun” dedi.
"Polisin tekme attığı görüntüsü var"
Bunun üzerine Ergün, mahkeme başkanının uyarısına tepki göstererek, “Dosya önünüzde açıp okuyun. Belli ki okumamışsın. ‘Fotoğrafta farklı tespitler var’ deyip tekrardan bilirkişiye göndermek istiyorsunuz. Hangi farklı tespitler var? Ortada bir çelişki yok. Üç farklı bilirkişi raporu var. Adli Tıp Kurumu de tespit etmiş. Bilirkişide çelişki var diyorsanız kararı da bilirkişi versin. Sanki çelişki varmış gibi zorlayıcı bir durum var. Bu yanlıştır. Eğer bilirkişiye gönderecekseniz sorular sormanız gerekir. Ara karar hukuka uygun değil ve yanlıştır. Polisin tekme attığı görüntüsü var. Diğer tekmelerin görüntüsünü çekmiş olsa dava değişecek mi? Attığı tekmeler yetmiyor mu? Dört tane tekme ile Zeycan hanımın beli kırılmış olamaz mı?” diye konuştu.
Ara kararın iyi niyetli bir karar olmadığını ifade eden Ergün, sözlerine şöyle devam etti:
"İşkenceye aracı olmayın"
“Sanık tarafı orada burada ‘görüntü var’ deyip getirilmesini istiyor. Başka bir görüntü yok. CD’lerin hepsi gelmiş. Emniyet de ‘başka kayıt yok’ diyor. Basından da görüntüler gelmiş. Emniyet nasıl ki disiplin soruşturmasını kaldırdıysa lehinde bir görüntü olsaydı onu da gönderirdi. 2 yıldır CD arıyoruz. Mesleğimiz hakkında daha önce var olan davalar öne sürülüyor. Kapılarda adalet yazan bu yerlerde işkence olaylarının zaman aşımına uğradığını çok yaşadık. Buna aracı olmayın. Türkiye’de en çok zaman aşımına uğrayan durumlardan bir tanesi işkencedir. Buna aracı olmayın.”
"Canavarca hisle işkence"
Daha sonra söz alan Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun da polisin Balcı’nın sırtını tekmeleyerek kırdığını belirterek, “Bu durum görüntülerde de var. Bir kere vurulsa kasten sayılır. Ancak üst üste vurulunca bu artık işkenceye giriyor. Canavarca hisle işkence yapmaya giriyor. İşkenceyi gözleri geçtim, kulaklar dahi görmüştür. Tekrardan bilirkişi raporu istenmesinin dosyanın zaman aşımına götürülmesini akıllara getiriyor” diye konuştu.
Avukatlara gözdağı verildiğini dile getiren Öztosun, “Avukatlar toplumun nefes borusudur. Dosyada başka bir şey toplanmasına gerek yok. Dosyanın karara çıkarılması gerekiyor. Hukuk üstünlüğü ile savunma ile mükellefiz. Bu nedenle katılma talebinde bulunuyoruz” diye belirtti.
"Savunma hakkına saldırı"
Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi avukat Gökhan Bozkurt, davanın yıllardır sürdüğünü anımsattı. Bu davanın bu kadar süreceğini beklemediklerini dile getiren Bozkurt, “Buralar bizim evimiz. Kendi evimizin önünde, üzerimizde cüppemizle görevimizi yaptığımızda saldırıya uğradık. Bu tekme sadece bir meslektaşımıza atılmadı. Bu tekme savunma hakkına atıldı. Şiddete uğrayan avukatların davaları sürekli cezasızlık ile sonuçlanırsa bu şiddetin daha da artmasına neden olur. Bir polis ya da polisler avukatlara, ‘uslu durmazsanız belinizi de kırarız’ diyorlar. Bu saldırı savunma hakkına yapıldığı için davaya katılma talebinde bulunuyoruz. Sanık mahkum edilmelidir” diye belirtti.
"Sakat mı olmalıydım?"
Belinin kırılmasının üzerinden 6 yıl geçtiğini paylaşan avukat Zeycan Balcı, bu süre zarfında çocuklarına dahi bakmakta zorlandığını kaydetti. Yoğun bir travma ile yaşamlarını sürdürdüklerini dile getiren Balcı, 6 yıldır bir arpa yol alınmadığını dile getirdi. Balcı, “Dosya zaman aşımına götürülmek isteniyor. Sürekli bilirkişi istiyorsunuz. Hiç zahmet edip o görüntüleri izlediniz mi? Bir kere olsun izlediniz mi? Bir kadının, bir insanın hayatı bir adamın tekmesinde. Daha fazla mı olmalıydı. Sakat mı olmalıydım? Tekerlekli sandalye ile mi gelmeli miydim?” diyerek, tepki gösterdi.
"Benim öfkem devletin talimatına"
Dosya hakkında daha önce keşif kararı çıkarıldığı bilgisin paylaşan Balcı, “Ne yapacaksınız, polisi getirip sırtıma nasıl vurduğunu mu soracaksınız?” diye sordu. Bu esnada mahkeme başkanı keşif kararı vermediklerini, kaleminin hatası nedeniyle keşif tebliği olduğunu ancak fark edip geri çektiklerini dile getirdi. Dosyanın sona ermesini isteyen Balcı, “Benim öfkem devletin talimatına. Yargının bu haline” dedi.
Söz alan sanık polisin avukatı Muhammet Emin Çelik, Balcı’ya vuran kişinin müvekkili Murat Akmeşe olmadığını söyledi. Balcı’ya yönelik saldırının olduğunu ancak bunu yapan müvekkili olmadığını, bu esnada müvekkilinin başka yerde olduğunu ve kameralara da yansıdığını ileri süren Çelik, adliyenin kameralarının dosyaya konulmasını istedi. Çelik, “C Kapısı’nın görüntülerini istiyoruz. Eğer o görüntüler verilirse gerçek görülecek. Eğer müvekkilim olduğu ortaya çıkarsa cezalandırılsın. Bu görüntüleri istememizin nedeni yargılamayı uzatmaya dönük değildir. Biz de gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. O kamera geldiği zaman olay ortaya çıkacaktır” şeklinde iddialar ileri sürdü.
Bilirkişi raporu istendi
Savunmaların ardından iddia makamı, alınacak ek bilirkişi raporunun esasa katkı sağlamayacağını belirterek, vazgeçilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya ve Tekirdağ barolarının katılma taleplerini daha önce reddedilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirmeye gerek olmadığına karar verdi. Mahkeme, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddetti. Sanık polisin avukatının keşif, kamera kayıtlarının getirilmesi talebinin reddine karar veren mahkeme, ek bilirkişi raporunun ise getirilmesini istedi. Mahkeme bu nedenlerden ötürü duruşmayı 21 Eylül’e erteledi.
Ne olmuştu?
30 Mart 2016’da katıldığı bir basın açıklamasında polisin tekmeli saldırısına uğrayan avukat Zeycan Balcı’nın beli kırıldı. Balcı, bu saldırı sonucu yüzde 24 engelli kaldı. Adli Tıp Raporu’na göre Balcı’nın kırıklarının yaşam fonksiyonlarına etkisinin orta derecede olduğu belirtildi. Bilirkişi incelemesinde, Balcı’ya vuran görevlinin Murat Akmeşe olduğunun tespit edildiği ifade edilerek, “polisin zor kullanma yetkisi”ni aştığı belirtildi. Saldırgan polis ise bilirkişiye rağmen fotoğrafta yer alan kişinin kendisi olmadığını ileri sürdü. Polis memuru Murat Akmeşe’ye üç yıl sonra, 7 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak 3 defa mahkeme başkanın değişmesi nedeniyle dava hala sürüyor.