İSTANBUL, (DHA)- HAMİLELİĞİN 32. haftası ve öncesinde gerçekleşen doğumun bebek sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Koray Özbay, ailelere 10 önerilik bir rehber hazırladı.
Bebeğin gebeliğin 24. ve 37.haftaları arasında dünyaya gelmesi erken doğum olarak tanımlanıyor. Türkiye’de ise 10 doğumdan biri erken gerçekleşiyor. Özellikle 32. hafta ve öncesinde olan doğumların bebek sağlığı açısından ciddi sıkıntılar oluşturabileceğini hatırlatan Memorial Şişli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Koray Özbay, \'17 Kasım Dünya Prematüre Günü\' öncesinde önemli tavsiyelerde bulundu.
\"BABALARIN OMUZLARINDA DA CİDDİ YÜK VAR\"
Erken doğumda babaların rolüne de dikkat çeken Op. Dr. Koray Özbay, \"Erken doğumda babaların omuzlarında da ciddi bir yük vardır. Bu durumda babalar genellikle annenin yaşadığı acı çekme, anksiyete ve depresyon gibi durumları anlayışla karşılayıp destek olma görevini üstlenmektedir. Babaların bu dönemde sabırlı ve destekleyici olması, travmatik olan sürecin daha olumlu geçmesini sağlayacaktır\" dedi.
\"TEDAVİ KONUSUNDA DETAYLI BİLGİ ALINMALI\"
Ailelerin bebeğin hasta ve tehlikede olduğunu düşünebileceğini ifade eden Op. Dr. Koray Özbay, \"Bu ebeveynler için çok stresli olmakla birlikte duygusal krizi beraberinde getirebilmektedir. Stresin azaltılması için bebeğe uygulanan tedaviler konusunda detaylı bilgi alınması önemlidir. Belirli saatlerde anne ve babanın bebeği görmenize izin verilecektir. Yoğun bakım ünitesine girildiğinde bebek bir kuvöz içinde takip ediliyor olacaktır; etrafında birçok medikal cihaz olduğu için ebeveynler kaygılanabilmektedir. Çiftler tıbbi ekibe bu cihazların ne işe yaradığı ile ilgili sorular sorup, bilgi aldığında bebeklerinin güvende olduğunu hissedecektir\" diye konuştu.
\"SÜTÜN ARTMASI İÇİN BOL SU\"
Anne sütünün önemine de dikkat çeken Op. Dr. Özbay, \"Bebek erken doğmuş ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takip ediliyor ise ilk başlarda anne emziremeyebilir, ancak bebek hazır olduğunda bir süre sonra anne sütü istenecektir. Bu nedenle doktorla görüşülmesi ve bu doğrultuda sütün sağılıp saklanması hayati öneme sahiptir. İlk başlarda anne sütü az olabilir ancak sağıldıkça artacaktır. Sütün artması için bol su içilmesi çok önemlidir. Ayrıca bazı bitkisel takviyeler ve malt içecekleri de faydalı olacaktır\" ifadelerini kullandı.
\"STRESTEN UZAK DURULMALIDIR\"
Erken doğumun sebebi her zaman bulunamayabileceğini ifade eden Op. Dr. Özbay, şöyle devam etti:
Erken doğum riskini azaltmak içingebelik öncesinde önlemler alınmalıdır. Sigara ve alkol kullanımı bırakılmalı, aşırı kilo ve diyabet ve yüksek tansiyon gibi problemler varsa bu sorunlar tedavi edilmeli, doğumlar arasında en az 18 ay ara olmasına dikkat edilmeli, gebelik öncesindediş kontrolleri yaptırılmalı, idrar yolu veya genital enfeksiyonlar tedavi edilmeli, sağlıklı beslenilmeli ve stresten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.\"
\"YOĞUN BAKIMDA DA BEBEKLERİNİ SEVEBİLİRLER\"
Anne ve babaların bebekleriyle iletişim kuramayacakları, uzak kalacakları için yoğun endişe yaşadıklarını söyleyen Op. Dr. Özbay, ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
\"Bu endişeler azaltılabilir çünkü bebek yoğun bakım ünitesindeyken de aktif iletişim kurulabilmektedir. Bebek anne ve babanın sesini duyduğunda tanıyacak ve rahatlayacaktır. Çiftler bebekleriyle konuşabilir, şarkı söyleyebilir. Bebeğin durumu uygun ise anne baba nazikçe dokunup, sevebilir hatta altını değiştirebilir.Bebeğin ilk banyosunda ebeveynlerin yanında bulunması, rahatlatıcı ve moral verici olacaktır. Çiftler bu anı bebeğin doktoru ve sağlık personeli ile konuşup planlayabilirler. Bu yoğun ve stresli dönemde özellikle annenin kendi ihtiyaçlarını ve sağlığını ihmal etmesi çok doğaldır ancak kişinin kendisine iyi bakması ve özen göstermesi çok önemlidir. Bebeğin annenin hem fiziksel hem psikolojik açıdan sağlıklı olmasına ihtiyacı vardır.\"
HEM FİZİKİ HEM RUHSAL SAĞLIĞA DİKKAT
Annelerin düzenli beslenmelerinin önemine dikkat çeken Özbay, \"Destekleyici vitaminlerini düzenli almaları ve bol sıvı alımını ihmal etmemeleri gerekmektedir.Annenin duygu durumunda ani değişiklikler olabilir; neşe içindeyken birden hüzne kapılıp ağlamaya başlayabilir. Duygusal dalgalanmalar stresli dönemlerde olağan durumlardır fakat anne kendisini psikolojik olarak zayıf hissediyorsa profesyonel destek alabilir. Tüm bu süreçte bebeğin anneye ihtiyacı olduğu ve annenin çocuğu için güçlü kalması gerektiği unutulmamalıdır\" dedi.