Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peri Meram Arbak, Koronavirüs ile mücadelede en etkili yol olan aşıya karşı olanlara uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Arbak, “Aşı karşıtlarının yakınları inşallah bu hastalığa yakalanmaz. Aşı karşıtları bir ömür boyu vicdan azabı çekecekler" dedi.
Prof. Dr. Arbak, aşı karşıtlarının bütün dünyada görülen Kovid-19 ile mücadeleyi önemli oranda aksattığını ifade ederek, şunları ekledi:
"Aşı karşıtlarının içinde sosyal mecrayı çok iyi kullanıp, safsata türündeki haberleri geniş kitlelere ulaştırmaktaki başarısı yatıyor. Halbuki aşı taraftarları, aşının bilimsel ama bir o kadarda halkın anlayabileceği dilde aktarabilseler, aşı karşıtlarının hakkından önemli oranda gelebilecek. Dünya çapında aşı karşıtlarının önünü kesmek için sosyal medya ortamlarında çeşitli önlemler alınmış. Etkili insanların açıklamaları bir süredir sansüre tabi tutulmakta. Bu da aşı karşıtlarını engelleme adına iyi bir şey. Aşı karşıtları tarih boyunca incelendiğinde, malzemesi aşının yan etkileri şeklinde ortaya çıkıyor. Örneğin çiçek hastalığının yan etkilerine karşı 1800’lerin sonu 1900’lerin başında bir din adamı yüksek mahkemeye dava açmış. Fakat yüksek mahkeme aşının genel yararlarının daha fazla olduğunu bildirerek davayı reddetmiş ve aşıların yaygın olarak kullanılması gerektiğini bildirmiş. Bu sayede çiçek hastalığı gibi tehlikeli bir hastalık 1980’de tüm dünyadan kaldırılmış. Yani dünyada görülmemeye başlamış. Bu önemli bir başarı. Kızamık konusunda aşı karşıtlıkları var. Kişiler çocuklarının yan etki yaşayacağını ileri sürüyorlar. Halbuki kızamık aşısı olmayınca çocuklar çok tehlikeli bir beyin hastalığı yaşayabiliyorlar. Aşının yan etkileri ile aşının faydaları karşılaştırıldığında, yan etkileri devede kulak kalıyor. Kızamık hastalığında örneğin; 2019’da 1 milyona yakın bir kızamık olgusunun sebep olduğu ölüm meydana geldi. Buda aşı karşıtlarının neden olduğu etki.”
''Araştırmalar aşının koruduğunu ortaya koyuyor”
Prof. Dr. Peri Meram Arbak, aşı karşıtlarının 'aşı korumaz savına karşın' yapılan araştırmaların tamamında aşının koruduğunu ve Koronavirüs hastalarının aşılarını yaptırdıklarında, çok hafif atlattıklarını dile getirerek, şunu belirtti:
“Aşının koruduğuna dair en güzel çalışmalardan birisi, İngiltere’de 2021 yılında aşılanmanın başladığı dönemde görülmüş. 50 bin Kovid -19 sebepli ölümünün analiziyle ortaya çıkmış. 50 bin üzerindeki Kovid ölümünün yüzde 98’inin ya aşısız yada eksik aşılı olduğunu göstermiş. Bu aşı karşıtlarına verilebilecek en güzel yanıt. Birde Düzce Üniversitesinde izlediğimiz olgularda yoğun bakıma kaldırılan hastaların genelde aşısız veya eksik aşılı olduğunu görüyoruz. Aşılı olanlar tekrar hastalığı aldıklarında evlerinde hafif olarak geçiriyorlar. Bu bilimsel bir gerçektir.”
“Aşı karşıtları komplo teorileri üretiyor”
Aşı karşıtlarının yaptığı ‘aşının içinde çip var’ ve ‘aşılar doğum kontrolüne karşı bulundular’ söylemlerini komplo teorisi olarak nitelendiren Prof. Dr. Arbak, “Bu söyleme komplo teorisi deniliyor. Aslında Amerika’da da eşzamanlı gözlenmiş. Amerika’da aşı karşıtı sosyal medyayı aktif kullanan 12 kişi var. Buna dil enformasyon düzinesi deniliyor. Yani yanlış bilgi yayan 12 deniliyor. Bunun içinde çok sayıda hekim var. O 12 kişinin içinde ağırlık olarak hekimler var ve onlar bu tür saçma sapan teorileri savunuyorlar. İşte DNA’da kırılmalara yol açma, çeşitli komplo teorileri, Bu tür aşılarla ilgili komplo teorisini yayan şahıslara karşı Amerika’da bunları izlemem komiteleri de var. Bunların sosyal medyada ki yayılımlarını inceleyip bu kişileri tespit ediyorlar” diye konuştu.
Prof. Dr. Peri Meram Arbak şunları ekledi:
''Keşke imkanlarımız ya da pandemi servisinde yatanların izinleri olsaydı da kameralarla servis pandemi yoğun bakımında yatan hastaların neler çektiğini gösterebilseydik. Önemli oranda fikirleri değişirdi. Benim dileğim aşı karşıtlarının yakınları, sevenleri, sevdikleri bu hastalığa yakalanmasın. O acıyı yaşamasınlar ve o vicdan azabını hissetmesinler. Çünkü bir yakınlarının başına ölüm gibi bir netice geldiğinde, ben eminim ki o aşı karşıtları ömür boyu süren bir vicdan azabıyla kendi içi hesaplaşmalarını yaşayacaklardır.”