Sağlık

Prof. Dr. Asil: Diyabet inme riskini iki kat artırıyor

İSTANBUL, (DHA)- KALP hastalıkları ve kanserden sonra hayati risk nedenleri arasında üçüncü sırada yer alan inmenin en önemli sebeplerinden birinin diyabet olduğuna dikkat çeken Prof

08 Şubat 2018 14:43

İSTANBUL, (DHA)- KALP hastalıkları ve kanserden sonra hayati risk nedenleri arasında üçüncü sırada yer alan inmenin en önemli sebeplerinden birinin diyabet olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Talip Asil, \"Diyabet inme riskini 2 kat artırıyor. Hastalar yaşam tarzında yapılacak küçük değişiklik ve düzenli kan şekeri kontrolüyle inme riskini yüzde 57 oranında azaltabilir\" dedi.

Halk arasında felç olarak bilinen inme yani beyin krizi, erişkin ölümlerinde birinci, vücutta hasar bırakan hastalıklarda ise üçüncü sırada yer alıyor. Sigara, obezite, kolesterol, yüksek tansiyon ve diyabet inmenin en önemli sebepleri arasında bulunuyor. Tip I ve Tip II diyabet hastalarında inme riskinin diyabet hastası olmayanlara göre 2 kat daha fazla olduğunu belirten Memorial Hizmet Hastanesi Nöroloji ve İnme Akut Tedavi Bölümü’nden Prof. Dr. Talip Asil, \"Bu risk tüm yaş grupları için geçerlidir. Ancak inme gelişme riski diyabetli genç hastalarda daha yüksek görülmektedir. Yani diyabetik hastalar diyabeti olmayan hastalara göre daha erken yaşta inme geçirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır\" diye konuştu.

BEYİN KANAMASI RİSKİ DE YÜKSEK

Diyabetin yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği ve kalp hastalıklarına da yol açtığına dikkat çeken Prof. Dr. Talip Asil, \"Bu kişilerin dolaylı yollarla da inme riski yaşamasına neden olabilmektedir. Ayrıca sadece inme hastalarında değil bozulmuş glukozin toleransı olarak adlandırılan diyabet öncesi evredeki kişilerde de inme riskinin artışı söz konusudur. Diyabetik hastalarda sadece damar tıkanıklığı ile ortaya çıkan inmelerin değil, beyin kanamalarının da sık olduğu görülmektedir. Diyabetik hastalarda beyin kanaması riski yaklaşık 1.5 kat daha yüksektir\" ifadelerini kullandı.

DİYABET HASTALARI İNMEYİ DAHA ŞİDDETLİ YAŞIYOR

İnmenin şiddetine de dikkat çeken Prof. Dr. Asil, inmenin diyabetik hastalarda diyabetik olmayan kişilere göre daha şiddetli yaşandığını vurguladı. Prof. Dr. Asil şöyle devam etti:

\"Bu nedenle diyabetik hastaların ölüm ve vücutta hasar bırakma oranları, diyabetik olmayan inme geçiren hastalara göre çok daha yüksektir. Çünkü inmeli bir hastada kan şekerinin yüksek olması, inme şiddetinin artışı ile doğrudan ilişkilidir.Ayrıca diyabetli hastalarda inmenin tekrar etme ihtimali de diyabetik olmayan hastalarda daha yüksektir.\"

BAŞ DÖNMESİ VE YUTMA GÜÇLÜĞÜNÜ HAFİFE ALMAYIN

Diyabetik hastalarda şah damarı olarak bilinen karotis damarında darlık olma olasılığının yüksek olduğunun altını çizen Prof. Dr. Asil, \"Karotis damarında darlık olması da beyin dokusunun kansız kalmasına ve beyindeki damarlara pıhtı atmasına neden olarak inme geçirme riskinde belirgin bir artışa neden olmaktadır. Bu nedenle diyabeti olan 40 yaş üstü hastaların mutlaka en az bir kez Doppler ultrasonla karotis damarına baktırması gerekir\" dedi.

Prof. Dr. Asil, aşağıdaki belirtilere dikkat çekerek hastaları şöyle uyardı:

\"Kişiler; yüzde, kolda ve bacakta görülen güçsüzlük yada uyuşukluk, anlama güçlüğü, konuşma güçlüğü, baş dönmesi, denge kaybı yaşanarak açıklanamayan düşmeler, bir veya iki gözde bulanık ya da görmede azalmalar, şiddetli ve ani baş ağrıları, yutma güçlüğü gibi belirtiler yaşıyorsa vakit kaybetmeden bir bu konuda donanımlı bir inme merkezine başvurulmalıdır. İnmede ilk 4,5 saat müdahale için en önemli zamanlar olup kişi doğru tedavi ile eski sağlığına yeniden kavuşabilmektedir.

\"YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİRİN\"

Yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle diyabetin görülme sıklığının azaldığını ifade eden Prof. Dr. Asil, \"Örneğin total yağ alımını özellikle doymuş yağları diyette azaltmak, fiziksel aktiviteyi artırmak ve sıkı kilo kontrolü diyabet görülme olasılığını düşürmektedir. Ancak diyabetik bir hastada sadece kilo kontrolü ile inme ve kalp krizi riskini azaltmak mümkün değildir. Diyabetik hastalarda kan basıncı değerlerinin normal sınırlarda tutulması, kan kolesterol düzeylerinin hedeflenen aralıklarda tutulması gerekmektedir.Tütün ve ürünlerinden uzak durulmalı, günlük yaşamın stresinden mümkün olduğunca korunmalıdır\" diye konuştu.

(FOTOĞRAF)

 

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir