Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Opera Anasanat Dalı Öğretim Üyesi ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. İsmail Koçak, Koronavirüs'ün, pandeminin başlarında yol açtığı tat ve koku alma bozukluklarının yerini Omicron varyantıyla beraber, daha çok işitme kayıplarına bıraktığını söyledi. Prof. Dr. Koçak, hastalığı sessiz geçirenlerde daha sık gözlemledikleri işitme kayıplarının, genellikle orta yaştakilerde sık görüldüğünü, tedavide ise virüs enfeksiyonlarının ardından oluşan işitme kayıplarının tedavisinden farklı olarak, bağışıklığı destekleyici kürlerle gerçekleştirilebildiğini kaydetti. Prof. Dr. Koçak, ani başlayan kulak çınlaması, tıkanma, işitme zorluğu ve uğultu gibi belirtileri olanlarda Covid geçmişinin de sorgulanması ve tedavilerin buna göre düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Covid pandemisinin başından beri, hastalık akciğer ve damar sistemlerinden sonra en çok kulak burun boğaz bölgesini etkiledi. Pandeminin ilk dalgalarında oldukça sık gözlenen koku ve tat alma bozuklukları, son baskın varyant Omicron ile beraber, yerini “ani işitme kayıplarına" bıraktı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Opera Anasanat Dalı’nda Fonetik eğitimleri de veren MSÜ Öğretim Üyesi ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. İsmail Koçak, son dönemde özellikle Covid’den sonra meydana gelen ani işitme kayıplarına sıklıkla rastladıklarını kaydederek, tedavisinin de klasik işitme kaybı tedavilerinden çok farklı yapıldığını vurguladı. Covid’e bağlı ani işitme kayıpları en sık orta yaş grubunda görülüyor, hastalığı belli belirsiz geçirenlerde daha çok rastlanıyor. Nadiren kalıcı olan işitme kayıplarının büyük çoğunluğu ise destek tedavilerle düzeliyor.
“Son Covid dalgasında ortaya çıktı"
Covid’in ilk dönemlerinde daha çok koku ve tat alma bozuklukları ile gelen hastaları gördüklerini anlatan Prof. Dr. Koçak, “Daha sonraki dönemde uyku problemleri, beyin sisi gibi sorunlar öne çıktı. Ama son Covid dalgasında bununla beraber uykuya meyil ve işitme kayıpları görmeye başladık. Enfeksiyonlarda en sık gördüğümüz işitme kaybı orta kulaktaki sıvı birikimi ya da orta kulak enfeksiyonları tarzında olur. Ama özellikle bu son varyantta iç kulakla ilgili ve kulak siniriyle bağlantılı işitme kayıpları dikkatimizi çekiyor. Bazen 30 desibel, bazen 70 desibel, hafiften ileri aşamaya kadar değişen bir işitme kaybı spektrumu var. Yani tipik olarak şöyledir diyemiyoruz" dedi.
“Covid’i var yok arasında geçirenlerde daha sık"
İşitme kayıplarının Covid’i geçirme şiddetiyle de çok ilgili görünmediğini kaydeden Prof. Dr. Koçak, şunları söyledi: “Tecrübelerimiz, Covid semptomlarını, yani ateş, halsizlik gibi, daha hafif geçirenlerde, nöral problemleri daha çok gördüğümüz yönünde. Yani hastalığı var yok arası geçirenlerde bu tarz işitme ya da beyin sisi gibi problemler daha belirgin ortaya çıktı. Erken dönemde başvuran hastalar aldıkları tedavilere kısa zamanda iyileştiler. Geç döneminde başvurduklarında bile yeni nesil tedavilerle düzeldiler. Kendi kendine de düzelenler de oldu ama şunu artık bilmeliyiz ki Covid sadece koku tat alma bozukluğu, beyin sisi değil, aynı zamanda işitme kaybı da yapıyor. İşitme kaybının kalıcı olma oranları çok düşük."
“Virüs, işitmeyi destekleyen hücreleri etkiliyor"
Covid’e bağlı işitme kayıplarının nedenlerine dair son dönemde yayınlanan araştırmalardan da bahseden Prof. Dr. Koçak, şu bilgileri verdi: “Bu yazılar gösteriyor ki özellikle işitmeyi destekleyen hücrelerde etkilenme olduğunu görüyoruz. İşitmeyi destekleyen hücrelerin ilaçlarla desteklenmesiyle başarılı bir şekilde iyileşme de gösteriyor hastalar. Belli bir yaş etkileniyor mu derseniz, çocuklarda çok fazla etkilenme yok. Sıklıkla orta yaştakilerde görüyoruz. İleri yaş grubunda da var ama daha çok orta yaştakilerde rastlıyoruz. Çınlama, işitme kaybı ve tıkanıklık, bu üç şikayetle geliyor hastalar. Enfeksiyondan hemen sonra ya da bir süre sonra, kulağında çınlama olduğunu, normalde olmayan bir sesin kulağında oluştuğunu, kimisi uğultu şeklinde, kimisi ise yüksek frekanslı bir ötme şeklinde olduğunu belirtiyor. Kimisi de hiç duymuyorum diye geliyor."
“Tedavisi de standart işitme kaybından farklı"
“Yaz kulağı" olarak adlandırılan ve dış kulak enfeksiyonları sebebiyle oluşan işitme kayıplarından çok farklı bir klinik tablo gözlemlediklerini de anlatan Prof. Dr. Koçak, bu nedenle tedavisinin de farklı olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle noktaladı: “Yazın gördüğümüz problemler daha çok dış kulak problemleridir. Çünkü dış kulak yoluna su temas edince oradaki doku bir süre sonra mantar tutmaya başlar. Sonra bakteri tutar ve bildiğimiz klasik enfeksiyonları yapar. Ortak kulak problemleri çoğunlukla bakteriyel enfeksiyonlarla ortaya çıkar. Bunlar antibiyotiklerle tedavi edilebilir ya da bazen çok hafif durumda kendi kendine de kişi düzelir. Ama viral enfeksiyonlarda doğrudan iç kulak etkilenebiliyor. Dolayısıyla diğerlerinden ayırmak çok kolay. Tedavide de protokollerimizi sürekli yeniledik. İlk zamanlar daha çok kortizon ve antiviral tedavileri ön planda tutarken bunların çok etkili olmadığını gördük. O yüzden de destekleyici tedavilere yöneldik. Yüksek toz C vitamini, glutatyon, alfa lipoik asit ve benzer ilaçlarla kürler oluşturduk. Genellikle hücrelerin kendi iyileşmesini, yenilenmesini arttıran tedavilerden fayda gördük. Dolayısıyla Covid sonrası gelişen işitme kaybı tedavileri standart, ani işitme kayıplarındaki gibi değil. Bu tedavilerin de mutlaka klinik şartlarda, doktor kontrolünde yapılması gerekiyor." (DHA)