Gündem

Prof. Dr. Nuray Mert siyasi yorum yazılarına son verdi | Korkuyorum, hem de çok korkuyorum; ülkem adına korkuyorum, o küçük kız için korkuyorum

"Bu yalnızlık artık tehlikeli hale gelmeye, boşunalık duygusu ağır basmaya başladı"

10 Nisan 2025 10:30

Güncelleme: 10 Nisan 2025 10:32

Gazeteci ve akademisyen Prof. Dr. Nuray Mert, "Veda ediyorum" başlıklı yazısında, siyasi yorum yazısı yazmaya ve görüş bildirmeye son verme kararı aldığını duyurdu. Mert, veda yazısında, "Kendi adıma da ülkem adına da artık korkuyorum. Kendi adıma, soluğu cezaevinde alırsam kedilerime kim bakar diye korkuyorum. 'Torun' saydığım, yeğenimin küçük kızından ayrı kalırım diye korkuyorum. Geçirdiğim ölümcül hastalığın izleri, sağlık durumum, yaşım itibarıyla tahammülüm, mecalim bitmek üzere diye korkuyorum. Ülkem adına, bir karanlık tünelde nereye gittiğimiz meçhul hale geldiği için korkuyorum. O küçük kız için korkuyorum. Gocunulacak yanı yok, insan korkan bir varlıktır," dedi.

Mert hakkında Mart ayında, "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla dava açıldı. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak olan Mert'e yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Davaya konu olan olay, Mert'in de aralarında bulunduğu bir grup kadın gazetecinin 2014'te Suriye'nin Kürt bölgesinde çekilen bir fotoğrafa dayanıyor.

TIKLAYIN | Nuray Mert hakkında "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla dava; yurt dışına çıkış yasağı getirildi

"Asıl bu kez korkuyorum, hem de çok korkuyorum"

Prof. Dr. Nuray Mert, Medyascope'ta yer alan veda yazısında kararının gerekçesi üzerine şunları yazdı:

"Yıllar önce, Fazilet Partisi'nin kapatılma kararı üzerine 'Utanıyorum' başlıklı bir yazı (Radikal, 26 Haziran 2001) yazmıştım. Bu ülkede 'ana muhalafet partisi kapatılırken, başörtülü kadınlar ‘suçlu' muamelesi görürken özgürce dolaşmaktan utanıyorum' demiştim. O kapatılan partinin devamı olanlar iktidara geldi, ülkeyi 23 yıldır yönetiyor. 2010 yılında, bu kez 'Korkuyorum' başlıklı bir yazı yazmıştım. Şimdi de korkuyorum, asıl bu kez korkuyorum, hem de çok korkuyorum. Hem kendi adıma, hem ülkem adına korkuyorum."

...

"Bu yalnızlık artık tehlikeli hale gelmeye, boşunalık duygusu ağır basmaya başladı"

"'Dertler paylaşılırsa azalır' başlıklı bir yazımda, şimdiye kadar başıma gelenlerin bir kısmını ilk kez paylaşma ihtiyacı duyduğumu yazmıştım. Benim partim, cemaatim, sosyal medya hesabım, takipçilerim yok. Üstelik, düşüncelerim hiçbir kesimden insanın hoşlanacağı türden değil. Tam da bu nedenle, laik kesimin hoşlanmadığı özgürlükleri savunduğum dönem akademik hayattan dışlandığımda kimse destek olmadı. Sonra iktidarın baskısı ile ana medyadan dışlandığımda beş yazar dışında, kimse ses çıkarmadı. Bazıları görüşlerime katılmadığı için, sonra baş muhalif kesilen bazıları ise, o zaman işlerini kaybetme korkusuyla ifade özgürlüğü adına tek kelime etmedi. Cumhuriyet gazetesinden atıldığımda, gazetenin görüşlerine uzak bazı demokrat arkadaşlar bile, Darwin teorisine inanmadığım için atılmayı hak ettiğimi yüzüme söylediler. Bu durum büyük bir yalnızlık demek, hep bu yalnızlığın, ezberler dışında kalmanın katlanılması gereken bir bedeli olduğunu düşündüm. Ancak, bu yalnızlık artık tehlikeli hale gelmeye, boşunalık duygusu ağır basmaya başladı."

"Yurt dışında yaşama özlemi duyanlara şaşarım"

"Yurt dışında yaşama özlemi duyanlara şaşarım. İmkân olduğu halde, hiç yurtdışında yaşamayı düşünmedim. Ona da pişman değilim. Sadece, kendi adıma da ülkem adına da artık korkuyorum. Kendi adıma, soluğu cezaevinde alırsam kedilerime kim bakar diye korkuyorum. 'Torun' saydığım, yeğenimin küçük kızından ayrı kalırım diye korkuyorum. Geçirdiğim ölümcül hastalığın izleri, sağlık durumum, yaşım itibarıyla tahammülüm, mecalim bitmek üzere diye korkuyorum. Ülkem adına, bir karanlık tünelde nereye gittiğimiz meçhul hale geldiği için korkuyorum. O küçük kız için korkuyorum. Gocunulacak yanı yok, insan korkan bir varlıktır.

Sonuçta bu nedenle ve başıma açılan son davada sonuç ne olursa olsun, hep bir vatandaşlık görevi olarak gördüğüm ülkeme ilişkin siyasi yorum yazısı yazmaya, görüş bildirmeye son verme kararı aldım."

Yazının tamamı için tıklayın