Çevre

Prof. Dr. Semih Güneri: Sibirya'dan Göbeklitepe'ye aktarılan yeni arkeolojik belgelere ulaştık

Dünyaya Kültür Taşıyan Ön Türk Kurultayı, İstanbul'da gerçekleşti

25 Haziran 2022 11:00

Dokuz Eylül Üniversitesi Kafkasya Orta Asya Arkeoloji Araştırmaları Merkezi'nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Güneri, 11-13 Haziran'da İstanbul'da gerçekleştirilen ve davetli konuşmacı olarak katıldığı Dünyaya Kültür Taşıyan Ön Türk Kurultayı'nda son yıllarda geliştirdikleri Sibirya-Göbeklitepe hipotezinin ilk sunumunu, meslektaşı Prof. Dr. Ekaterine Lipnina ile 2 ayrı oturumda yaptı. 30 bin yıl önce Sibirya'dan çıkan ve bütün Asya'ya daha sonra Doğu ve Kuzey Avrupa'ya yayılan göç olduğunu belirten Prof. Dr. Güneri, Sibirya'dan Göbeklitepe'ye aktarılan yeni arkeolojik belgelere ulaştıklarını ve teknolojinin kanıtı niteliğinde, baskı yöntemiyle üretilen taş aletlerin bulunduğunu söyledi.

"Doğu Akdenizli Epi-Paleolitik kültürlerinin belirleyici rolü yoktur"

Göçlerin en önemli kolunun Yakındoğu'ya uzandığını belirten Prof. Dr. Güneri, "Sibirya'dan çıkan ve Orta Asya dağ koridorunu kullanarak Zagroslara ulaşan kitle göçleri Göbeklitepe kültürü alanlarına kuzey Irak üzerinden ulaşmış olmalılar. Rus meslektaşlarımızla yürüttüğümüz araştırmaların şimdiki sonuçlarına göre Erken Kuzey Asya genetik grubu ile temsil edilen Üst Paleolitik Sibiryalı halkların baskı teknolojisi ile ürettikleri taş alet endüstrilerinin bölgedeki somut izleri Rus ve Avrupalı meslektaşlarımız tarafından ortaya konulmuştu. Eski Kuzey Asyalı halklar tarafından M.Ö. 30 binlerden itibaren geliştirilen baskı mikro dilgi teknolojisinin ürünlerini Erken Holosen'de Zagros dağları bölgesinde görüyoruz. Teknoloji daha sonra Göbeklitepe kültürüne aktarılıyor. Göbeklitepe kültürünün oluşum sürecinde daha erken dönemi temsil ettiği halde Doğu Akdenizli Epi-Paleolitik kültürlerinin belirleyici rolü yoktur. Göbeklitepe yüksek kültürünün Sibiryalı baskı mikro dilgi taş alet teknolojisinin taşıyıcıları ile olan ilişkileri artık bir sır değil. Orta Asya dağlık koridoru üzerinden Zagroslara ulaşan ve kuzey Irak üzerinden Göbeklitepe kültürü ile buluşup kaynaşan Sibiryalı/Kuzey Asyalı yerli halkların bölgedeki izlerini Zagroslar bölgesine ait genetik analizlerin sonuçları da doğruluyor" diye konuştu.

"Çalışmalarımızı, ilk defa bir uluslararası toplantıda duyurmuş olduk"

Baykal bölgesinde, 2019'da hem kazı alanlarında hem de laboratuvarlarda araştırmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Güneri, çalışmanın Türkiye'deki en saygın arkeolojik hakemli dergisinde yayımlandığını vurgulayarak, "Üzerinde çalıştığımız baskı mikro-dilgiler 2-5 mm boyutlarında minik kesicilerdir. Bunlar kemik malzemeye dizilerek en ince işlerde kullanılan hassas aletlerdir. Çalışmamızın böyle bir dergide yayınlanmış olması hipotezimizin onaylandığını gösteriyor. Çalışmalarımızı, ilk defa bir uluslararası toplantıda, Dünyaya Kültür Taşıyan Ön Türk Kurultayı'nda geniş çevrelere duyurmuş olduk" dedi.

"Bir netlik yok ama yine de arkeolojik belgelere bakılırsa Sibiryalı halkların Zagroslar bölgesine ulaştığını biliyoruz"

Göç hareketlerinin ancak arkeolojik belgelerle doğrulanabiliyorsa göç olarak kabul edileceğini söyleyen Prof. Dr. Güneri, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Sibirya-Yakındoğu Üst Paleolitik göçleri maddi kültür belgeleriyle doğrulanmış bir süreçtir. Andığımız taş alet üretim teknolojisi belli ki yaklaşık 7 bin kilometre doğudan batıya doğru taşınmış. Bu teknoloji en erken Türk dili konuşan halklar tarafından uzak mesafelere doğrudan mı iletiliyor yoksa ara istasyonlara taşınarak mı uzun mesafeyi katediyor, bir netlik yok ama yine de arkeolojik belgelere bakılırsa Sibiryalı halkların Zagroslar bölgesine ulaştığını biliyoruz. Sibiryalı avcı-toplayıcılarla yerli Zagroslu avcı-toplayıcılar arasında ilişkiler olmuş görünüyor. Genetik araştırmaların sonuçları da zaten Sibiryalı halkların Zagroslara kadar ulaştığını gösteriyor. Göbeklitepe kültürü bölgesine dair genetik araştırmalar yapıldığında bu tip sonuçlar ortaya çıkabilir. Sibirya-Göbeklitepe hipotezi ve yayımlanan makale doktora öğrencilerimle birlikte yürüttüğümüz kolektif bir çalışmanın sonucudur."