İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, salgında gelinen süreci değerlendirirken, hastalık sonras tip 1 diyabet, çölyak gibi, çeşitli otoimmün hastalıkların bu yıl içerisinde artabileceğini söyledi. Salgında üçüncü dalgaya girildiğini de belirten Prof. Dr. Tükek, "Birinci dalgada yaşlı gruptan çok kayıp verdik. İkinci dalgada daha çok genç yaş kayıpları yaşadık. Üçüncü pik başladı ama riskli grup aşılamaları büyük ölçüde tamamlandığı için büyük bir kayıp yaşanmayacağını umut ediyorum. Yeni ilaç çalışmalarından da ümitliyim belki bu dalganın ortalarına doğru yeni ilaçlar çıkabilir" dedi.
Salgının Türkiye'de başlamasından birkaç ay sonra ilk kez İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde açılan Covid İzlem Merkezi'nde şimdiye dek 4 bine yakın hasta takip edildi. Dekan Prof. Dr. Tufan Tükek, bu hastalarda başlarda hastalık sonrası uzamış şikayetler arasında ishal gibi bulguların başı çektiğini ancak ikinci dalgadan sonra bu şikayetlerin yerini unutkanlık ve saç dökülmesi gibi belirtilerin aldığını vurguladı. Covid sonrası bir ila dört yıllık bir süreçte beklenen bir takım hastalıklar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tükek, "Covid'in neden olabileceği bazı otoimmün hastalıklar bekliyoruz. Onları henüz görmeye başlamadık ama 2021-2022 yılı içerisinde bu hastaları da görmeye başlayacağız. Otoimmün Tip 1 diyabet, Çölyak hastalığı, tiroid, otoimmün karaciğer hastalıkları gibi hastalıklarda artış yaşanabilir. Çünkü bu hastalıklarda tetiği çeken mekanizma virüs oluyor ve otoimmün hastalıklar etkilenebiliyor" dedi.
Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vücudun normal dokularına saldırdığı bir durumdur. Bağışıklık sistemi normalde bakteri ve virüs gibi mikroplara karşı koruma sağlar. Bu yabancı işgalcileri algıladığında hemen savunma hücrelerini devreye sokar. Otoimmün bir hastalıkta ise bağışıklık sistemi vücudun eklemler, cilt gibi çeşitli doku ve organlarını yabancı olarak algılar. Örneğin otoimmün bir hastalık olan tip 1 diyabet pankreas hücrelerine, romatoid artrit eklemlere saldırır.
|
"Damar tıkanıklarını çok görüyoruz"
Bir yıla kadarki kısa dönemde ise daha çok post Covid olarak tanımladıkları tablolarla karşılaştıklarını vurgulayan Prof. Dr. Tükek, "Bunlar içerisinde en sık karşımıza çıkan damar tıkanıklıkları oldu. Hakikaten dünyada da literatürde çok sayıda bildiriliyor bu durum. Akciğer, beyin, bacak ve kalp damar tıkanıklıklarına bu süreç içerisinde çok sık rastladık. Uzayan semptomlar anlamındaysa unutkanlık ve saç dökülmesi en çok üzerinde durduğumuz konular oldu. İlk dalga sonrası ishale de sık rastlardık ama artık onu görmüyoruz" diye konuştu.
"Üçüncü pike girdik"
İlk dönemde daha çok yaşlı popülasyondan kayıplar yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Tükek, ikinci dalgada genç nüfustan ölümlerin daha sık görüldüğünü vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi üçüncü pikin arifesindeyiz, hatta üçüncü pik başladı. İl bazında alınacak tedbirlere bu anlamda çok güveniyorum. Yoğun bakım hasta sayısı artmadan, hemen o anda müdahale edilirse, böyle bir intiba ediniyorum, ikinci dalgada gördüğünüz ölüm ya da yoğun bakım sayılarına ulaşmadan bu dalgayı atlatabileceğimizi düşünüyorum. Ayrıca 10 milyona yakın aşılama yapıldı. Daha çok risk grupları aşılandı. Üçüncü dalgada bu gruptan ölüm oranlarının daha düşük olacağını bekliyorum. Bu durumu ne değiştirir? Aşıdan kaçabilecek bir mutasyon. Bu mutasyonların bir kısmının aşılara karşı direnç oluşturma ihtimali var tabii. Bunu da yaşayarak göreceğiz."
"Molnupiravir, dördüncü, beşinci dalgada çok işimize yarayacak"
Salgının birinci yılında olmamıza rağmen henüz elimizde virüsü tam ortadan kaldıracak bir ilacın olmadığına işaret eden Prof. Dr. Tükek, "Ama geliştirilmekte olan ilaçlar var. Belki bu üçüncü pikin ortalarına doğru bunlar piyasaya çıkabilir. Hakikaten sonuçlarının çok iyi olduğunu duyuyoruz. Molnupiravir mesela öyle bir ilaç. Şu an çalışmaları yürüyor. Virüsün ağır seyretmesi ve enfeksiyon yapma kapasitesini ciddi anlamda azalttığına dair veriler var. Bu ilaç belki de dördüncü, beşinci dalgada bizim çok işimize yarayacak. Virüsü tamamen ortadan kaldırmak ya da grip benzeri bir hastalığa dönüştürmek ise ancak iyi bir ilaç ve toplumdaki bulaşıcılığının azaltılmasıyla mümkün. İnsanoğlu bu savaşı önünde sonunda kazanacak" diyerek sözlerini noktaladı. (DHA)