İnsan hakları aktivisti, yayımcı ve yazar Ragıp Zarakolu, geçen hafta kaybettiğimiz, Türkiye medyasının en kıdemli isimlerinden yazarımız Aydın Engin'i yazdı.
Zarakolu, "Sadece devletlerarası savaşların değil, sınıf savaşının da muhabiriydi" diye tanımladığı Aydın Engin için, "Aydın Engin bir sosyalist olarak yaşadı ve bir sosyalist olarak öldü. Ben de şimdi sağ yumruğumu kaldırıp, onu selamlıyor ve uğurluyorum. İyi ki vardın. Ve bizlerle var olacaksın hep" ifadesini kullandı.
Yeni Yaşam'da kaleme aldığı yazısında Aydın Engin'in çeşitli yazılarından alıntılar yapan Zarakolu'nun ifadelerinin bir bölümü şöyle:
"1973 yılında seçimi kimin yitireceği konusunda bahis tutacaktı Demirel ile: bir kol saatine. Ve Demirel yitirecekti bahsi. Yayın yönetmeni Bisalman, Demirel’e söz konusu saati sorduğunda, aldığı yanıt şöyle olacaktı: “Devr-i Süleyman oyunu ile sırtımdan çok para kazandı. Kendi alsın!”
Gerçekten 2 yıl kapalı oynamıştı Aydın Engin’in oyunu. Ve bir kış günü yanıverdi tiyatro binası!
“Kosova’da, Saraybosna’da, Kobani’de” idi bir yazısının başlığı. “Priştine, kaldıramayacağı kadar göçüp, kaçıp gelmiş Arnavut köylülerle dolu. Kente giden bütün yollarda, yola hâkim tepelerde konuşlanmış bir Sırp nişancı var …” dedikten sonra, “Iraklı bir Ezidi bebeği ile Kosovalı bir Arnavut bebeğini kim, nasıl ayırabilir?” diye devam ediyordu.
[Kobani’de bir YPG savaşçısı daha vurulup düşecek; bir Kürt gelini daha kanlar içindeki kocasının başında ağıt yakacak; bir bebek daha bir IŞİD tankının altında ezilecek; IŞİD çetesinden bir katil Kobani’de bir evin daha tepesine Peygamber mührü taşıyan kara IŞİD bayrağını dikecek; haberciler “Kuşatmanın 24. gününde Kobani’de şiddetli çarpışmalar sürüyor”dan ibaret haberlerini geçecekler… Ben bu filmi yıllar önce Kosova’da yaşayarak seyrettim. Ben bu filmi yıllar önce Saraybosna’da yaşayarak seyrettim.]
2018 yazında “Hem İslam hem demokrasi mi, ya İslam ya demokrasi mi?” sorusunu yöneltecekti AKP iktidarına.
Ukrayna konusunda da şu soruyu yöneltiyordu: “Putin’ci ya da NATO’cu olmak mı, yoksa barışı koşulsuz savunmak mı?” Verdiği cevapta, eşi Oya Baydar’ın görüşünü paylaşıyordu: 'Devletler, ülkeler, siyasetçiler farklı davranabilirler, farklı siyasî- ekonomik amaçlarla şu veya bu safta yer alabilirler. Ama bizler birey olarak, insan olarak, barıştan ve gelecekten yana olduğunu iddia eden yapılar, örgütler, hareketler olarak: etik tutarlılığımız, ahlakî duruşumuz adına, vicdanımızın sesini dinleyerek, bu savaşa ama’sız karşı çıkmalıyız.' (8 mart 2022)"
TIKLAYIN - Aydın Engin'i kaybettik!
TIKLAYIN - Aydın Engin’in ardından: Mücadeleciliği ve hep dik duruşuyla hatırlayacağız...
TIKLAYIN - Çizgilerle Aydın Engin