Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, AKP'nin "50+1'e ulaşmak için söylemlerini değiştirerek Atatürkçülük yaptığı" yorumlarına tepki gösterdi. "Kimse aptal değil. Hiçbir dindar CHP'ye oy atmadığı gibi hiçbir Kemalist de AK Parti'ye oy atmaz" diyen Kütahyalı, "Kemalizm AKP'yi de yendi işte zafer bizim' gibi idiot laflarla mastürbasyon yapıp tatmin oluyorlar" ifadesini kullandı.
AKP'nin izlediği stratejiyi doğru bulduğunu ifade ederek Erdoğan'ın "devrim" gerçekleştirdiğini söyleyen Kütahyalı, "Devrimin içinde devrimden yana taraf bir adam olarak devrimi güçlendirecek her stratejiyi desteklerim ve içeriğini açık etmem. Ama Erdoğan devrimini destekleyenler müsterih olsun. Bu yapılan çok doğru bir stratejidir" dedi.
Cumhuriyet yazarı Erdal Atabek, AKP'nin hükümette olduğu 15 yılı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 15 yıllık iktidar dönemiyle karşılaştırarak, "Kabul etseniz de, etmeseniz de Atatürk yattığı yerden AKP zihniyetini yendi" demişti.
TIKLAYIN- "Kabul etseniz de, etmeseniz de Atatürk yattığı yerden AKP zihniyetini yendi"
Karar yazarı Hakan Albayrak da 11 Kasım 2017 tarihli yazısında, Erdoğan'ın Atatürk'le ilgili söylemlerini eleştirerek, "Atatürkçüler' de vaktiyle rakiplerini yenmiş ama asla ikna edememişlerdi. İkna işini şimdi Erdoğan ve AK Parti hallediyor.Ben şahsen hâlâ ikna olmadım, olmuyorum, olmayacağım" demişti.
TIKLAYIN - Karar yazarından Erdoğan'a: İkna olmadım, olmuyorum, olmayacağım!
Rasim Ozan Kütahyalı'nın, "Atatürkçülük stratejisini mi var?" başlığıyla (14 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Atatürk konusundaki tartışmaları dikkatle izliyorum. Önce şunu ifade edeyim: AK Parti'nin yüzde 50+1'e ulaşmak için Atatürkçülük yaptığı analizleri tamamen yanlıştır. Kimse aptal değil. Hiçbir dindar CHP'ye oy atmadığı gibi hiçbir Kemalist de AK Parti'ye oy atmaz...
***
Şu anki strateji pazar günü yazdığım gibi doğru bir strateji. Ama niye olduğunu yazmayacağım çünkü ben tarafsız değil taraf bir adamım. Devrimin içinde devrimden yana taraf bir adam olarak devrimi güçlendirecek her stratejiyi desteklerim ve içeriğini açık etmem. Ama Erdoğan devrimini destekleyenler müsterih olsun. Bu yapılan çok doğru bir stratejidir...
***
Tarafsız ya da muhalif bir yazar olsam bu stratejiyi detaylarıyla yazardım. Şu an bu stratejiyi anlayabilmiş tek kişi çıkmadı.
Bu da AK Parti'nin şansıdır. Aydın Doğan'ın bazı çok zeki adamları var.
Onlardan isabetli analiz gelebilir diyordum ama onlar da bu sefer anlayamadılar ve paralize oldular. Ağır muhalifler zaten kafayı yemiş vaziyette. Onların bırakın analiz yapmayı şu an ruh sağlığını toparlaması bile çok zor. "Kemalizm AKP'yi de yendi işte zafer bizim" gibi idiot laflarla mastürbasyon yapıp tatmin oluyorlar.
Hakikaten onlar için üzülüyorum ama işler şu an AK Parti için iyi gidiyor...
***
Bazen sırf heyecan olsun diye bir tarafsız gözlemci bir de muhalif yazar iki sanal karakter yaratayım diyorum. Sadece 2 ay içinde iki karakter de çok popüler olur.
Herkes bu iki yeni tipin yazacağını merak eder. Aslında bu alanda dehşet büyük bir boşluk var...
***
Rahmetli Peyami Safa yapardı böyle şeyler. Kendiyle güçlü polemik yapacak ve kendi aşil topuğuna vuracak güçlü yazar bulamayınca müstear isimle kendine saldırırdı.
Kendi aşil topuğunu kendi bulur sonra o sert vuruşa kendi kendine cevap verirdi...
***
Atatürk'e dair görüşlerim bağlamında 8 sene önce tam 15 Kasım 2009'da Habertürk'e verdiğim röportajdan bahsetmiştim.
O röportajı dün soranlar çok oldu.
O röportajın ilgili kısmı şuydu:
- Nasıl bir ailedengeliyorsunuz?
Bizim aile İzmirli. Büyük dedem Kütahya'dan İzmir'e gelmiş. Orada doğdum, büyüdüm. Babam mühendis, annem öğretmen.
- Fikirleriniz uyuşur mu ailenizle?
Kemalist eğilimlere sahip bir aile bizimki.
CHP'ye oy verirler. Baba tarafımın bir kısmı, amcamlar daha da koyudur...
- Nasıl çıktınız bu aileden hakikaten?
Lise yıllarında hayata, topluma ve politikaya dair daha çok düşünmeye, sorgulamaya ve okumaya başladım. Tam 28 Şubat süreciydi. Maalesef ailemin devraldığı siyasi gelenek beni ikna edemedi.
Zihinsel olarak Kemalist kalmak için çabaladım ama olmadı. Hem vicdanen hem de aklen o çizgide kalmam mümkün değildi...
- Atatürk'ü sevmiyor musunuz?
Seviyorum. Babamı ve annemi sevdiğim gibi seviyorum. Annem beni küçükken, "Atatürk'ün 100'üncü yaşında doğan uğurlu oğlum benim" diye severdi. Böyle duygusal bir geçmişi unutamam. Ama Mustafa Kemal'i her yönüyle severim ben.
Hiçbir olumsuz tarafını görmezden gelmem.
Bir insan babasını illa "Büyük bir adam" olduğu için sevmez, her ama her yaptığıyla sever.