Yeni medya sanatçısı Refik Anadol, dünyanın ilk yapay zekâ sanatları müzesi "Dataland"in ilk projesine ilişkin, "Bu yapay zekâ sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor." dedi.
Refik Anadol Studio'nun hazırladığı müze kapsamında Living Encyclopedia (Yaşayan Ansiklopedi): Large Nature Model (LNM) oluşturuldu.
Dataland, LNM projesi ve yapay zekânın gelişimine ilişkin açıklama yapan Anadol, sanat dünyasının uzun süredir dijital sanatı kör noktaya yerleştirdiğini belirterek, "Benim gibi sanatçılar bilgisayar, yazılım, veri, yapay zekâ kullanan kişiler, genelde sanat dünyasından bir şekilde kopmuş bir haldeydi. Sanıyorum projelerimizin yarattığı en büyük faydalardan bir tanesi de özellikle dijital sanatları hayal eden insanların önünü açması oldu. Eşim Efsun'la beraber biz de Dataland Müzesi ile hayali olan sanatçılara dijital sanatların daha iyi anlaşılması, gösterilmesi ve eserlerin sergilenmesi için bir imkan sağladık." ifadelerini kullandı.
"Niyetim yapay zekâyı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak"
Anadol, müzenin yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu aktararak, bu süre içinde hem mekan tasarımlarını hem de arka planda yatan yapay zekâyı ürettiklerini söyledi.
Üretim sürecinde ise hem etik veri hem de çevreye zararı olmayan bilişim gücünü kullandıklarının altını çizen Anadol, "Özellikle Google ekibiyle yaptığımız iş ortaklığı sayesinde geri dönüşebilir enerjiyle çalışan bir servisi kullanarak, doğaya zarar vermeden, doğayı en iyi ifade edebilen yapay zekâyı üretmeye çalıştık." diye konuştu.
Refik Anadol, büyük müze ve kurumlardan 500 milyondan fazla veriyi etik olarak topladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bunun içerisinden 2,5 milyon tanesi, tek tek ekibim tarafından kontrol edilerek, onaylanmış bir veri setine dönüştürüldü. Daha sonra bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma açtığımız Yaşayan Ansiklopedi ismiyle ilk defa izleyicimizle buluştu. Yaklaşık 3 bin kişi şu an deniyor. Niyetim yapay zekâyı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak."
"Yaşayan Ansiklopedi, dünya devlerinden geri kalmayacak bir sistem"
Dataland Müzesi'ni Los Angeles şehir merkezinde konumlandırdıklarını söyleyen Refik Anadol, "Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi, MOCA Müzesi gibi Los Angeles'ın en güçlü kültür koridoru olarak bilinen bir yolun üzerindeyiz. Bina, mimar Frank Gehry'e ait bir tasarım olan The Grand LA. Gehry, bu yapıyı tasarlarken herhangi bir bina olmasını değil içerisinde geleceğe dair kültür barındırmasını hayal etmiş. Burada öyle bir hayal gücünü fiziksel dünyaya yansıtmaya çalıştık ki; herkes bu müzenin şehre katacağı değerin farkında." değerlendirmesinde bulundu.
Anadol, müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına dair bir veri seti kullanacaklarını ifade ederek, Şubat 2025'te bu projenin devamı niteliğinde bir başka projeyi Türkiye için hazırlayacaklarını dile getirdi.
Dataland'in ilk projesi Yaşayan Ansiklopedi'nin "ChatGPT", "Sora" ve "Midjourney" gibi yapay zekâ araçlarıyla rekabet edebileceğine dikkati çeken Anadol, projeye dair şu bilgileri verdi:
"Müzeyi fiziksel olarak kuruyoruz ama özellikle burada niyetim sadece bir fiziksel deneyim değil. Bu yapay zekânın anlaşılabilir, okunabilir, duyulabilir, görülebilir olmasını hayal ediyordum. Bu yüzden ekibimle beraber, bir yıldır LNM adıyla yeni sistemi kodladık. Bu yapay zekâ sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Google ve Nvidia ekibinin de çok büyük desteğini aldık. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor.
LNM, üç etkileşim modu sunuyor. Araştırma modunda ayrıntılı ekosistemlere dalabilir, gerçek zamanlı hava durumu simülasyonlarını keşfedebilir ve çevresel verilerle etkileşim kurabilirsiniz. Oluşturma modu'nda, metin istemlerine dayalı olarak flora, fauna ve mantarların bilimsel doğru görüntülerini üretebilirsiniz. Dream mode ise gelişen manzaralar, görseller ve doğa sesleri arasında meditatif bir yolculuk sunar; sakinlik ve bağlantı için bir alan yaratır."
"Üzüldüğüm anlardan biriydi, ödülümü almaya gidememiştim"
LNM'yi düşünen bir ansiklopedi olarak tanımlayan Anadol, "Sanat üretirken yapay zekâya 'düşünen fırça' diyordum. Şimdi de düşünen bir ansiklopedi, düşünen bir kitap, düşünen bir defter, düşünen bir kütüphane diyebiliriz." diye konuştu.
Sanatçı Anadol, LNM'nin okullarda da kullanılabileceğine işaret ederek, "Hayatta, doğada, araştırmalarda kullanabilir. Çünkü daha çok eğitim kaygısı olan bir platform, çıkış noktası 'araştırma' olan bir hayal. Dolayısıyla o meşhur yapay zekâ araçlarının hiçbirinde bu bahsettiğimiz veriler olmadığı ve bu eğitim sistemine sahip olmadıkları için zaten aynısını da yapamıyorlar." dedi.
Projeyi duyurduktan sonra çok güzel geri dönüşler aldığını belirten Anadol, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan da sosyal medya hesabından duyurmuş. Haberim yoktu. Sabah uyandığımda internette bayağı pozitif yorumlar geldiğini görünce fark ettim. Çok sevindim." ifadelerini kullandı.
Anadol, dijital sanat alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü kazandığında ödül törenine katılamadığı için çok üzüldüğüne de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzüldüğüm anlardan biriydi, Kültür Nişanı ödülümü almaya gidememiştim. O sırada Amazon yağmur ormanlarında bu projenin verilerini topluyorduk. O yüzden gelememiştim Ankara'ya, Annem ödülü almaya gitmişti. O günden beri ifade etmek istiyordum; aslında orada olmama sebebim herhangi bir durum değil. Gerçekten de Amazon ormanlarının derinliklerinde yerel halkla veri topluyorduk. İnternetten uzakta, bir veri toplama sürecine giriyoruz. O yüzden kaçırmış, gelememiştim. Hayli uzak bir mesafedeydim. 44 saatlik bir uçuş uzaklığındaydık ama çok sevinmiştim. Bu ödül benim için çok anlamlıydı. Özellikle dijital sanat alanında ülkemizi hem temsil etmek hem de böyle bir ödülle onurlandırılmak, hayatım için muazzam bir motivasyon oldu."
"Muazzam bir Rönesansın içindeyiz"
Küresel iklim krizine karşı duyarlılığa dair Türkiye'de kamu kurumlarıyla da ortak projeler yapmaktan memnun olacağını vurgulayan Anadol, "Bence şu an bu yapay zekânın gelişiminde o yolları birleştirmek çok önemli. Büyük kurumların böyle kompleks fikirlere destek olması çok önemli. İnanın, çok zor bu araştırmalar çünkü hiçbir kısa yolu yok." şeklinde konuştu.
Art Review dergisi tarafından belirlenen sanat dünyasının en etkili 100 ismi listesine giren Refik Anadol, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dijital sanat alanında o listede olabilmek, ülkemizi temsil etmek benim için çok kıymetli. 2025 yılında özellikle dünyada ve ülkemizde yapay zekânın önemli bir değişime yol açacağını düşünüyorum. Muazzam bir Rönesans'ın içindeyiz. Bence hiç tahmin edemediğimiz kadar kompleks ve insanlığa iyi geleceğini düşündüğüm çok fazla gelişmeyi arka arkaya yaşayacağımızı öngörüyorum. Hastalıklar dahil, dünyadaki birçok probleme çözüm bulabiliriz. 2025 yılının herkese mutluluk, ilham ve umut sağlaması hayal ediyorum." (AA)