Dünya

Rio Olimpiyatları’nın görünmeyen yüzü; zorla boşaltılan yoksul mahalleler

“Ağaçlar kesildi; evlerimiz, marketimiz, yıkıldı, arkadaşlarımızdan zorla ayrıldık…”

09 Ağustos 2016 16:59

Brezilya’daki Rio 2016 ya da Olimpiyat öncesi, yaklaşık 700 ailenin yaşadığı bir mahalle neredeyse tamamen yıkıldı, alana servis araçları için dev bir otopark yapıldı.

Olimpiyat’ın düzenlendiği Barra yakınındaki Vila Autodromo adlı yıkılan favelada (gecekondu mahallesi/getto) yaşayan Sandra Damiao, “favelamız Olimpiyat’tan önce şenlikli bir yerdi” diyor.

Bianet'te yer alan habere göre, mahallede hala yaşayanlardan Damiao, “Bir sürü ağaç vardı, şimdi hiç kalmadı. Birçok arkadaşımız vardı, şimdi birkaç kişi kaldı. Yerel marketler ve barları ile çok mutlu bir yerdi” diye anlatıyor durumu.

Avustralya’dan yayınlanan abc.net’in Brezilya muhabiri Damian McIver’in haberine göre, Vila Autodromo, oyunların yapılacağı alana medya mensupları ve yetkililerin giriş yapacağı ana kapı önüne çekilen servis araçlarına yer açmak için yıkıldı.

Yıkım öncesi favelada 700’den fazla aile yaşıyordu, hükümetin tüm mahalleyi otoparka çevirmek için yıkmasının ardından şimdi mahallede 20’den az aile yaşıyor.

 

Olimpiyat neden protesto ediliyor?

 

 

Damian McIver, Vila Autodromo’nun Olimpiyat hazırlıkları için zorla yıkılan favelalardan sadece biri olduğunu yazdı.

31. Yaz Olimpiyat Oyunları Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde 5 Ağustos’ta başladı, 21 Ağustos’ta sona erecek.

Dünya Kupası ve Olimpiyat Halk Komitesi adlı protestocu grup da Olimpiyat hazırlıkları çerçevesinde 4 binden fazla ailenin evlerinden zorla tahliye edildiğini açıkladı.  

Eylemcilerin ana protesto konusu da gecekondu mahalleleri zorla tahliye edilip insanlar evsizliğe zorlanırken, Olimpiyat’a 12 milyar dolarlık bütçe ayrılmış olması.

Brezilya’da başta su kirliliği, kentsel dönüşüm, ırkçılık, ormanların talan edilmesi, ekonomik kriz gibi süregelen sorunların yanı sıra güvenlik sorunu da Olimpiyat’la birlikte arttı.

Rousseff'in destekçilerinden de protesto

 

Ayrıca ekonomik ve siyasi yolsuzluk ve yozlaşma iddialarının üzerine, Mayıs ayında Devlet Başkanı Dilma Rousseff'in görevden azledilmesi de protestolara konu oldu.

Brezilya Senatosundaki oylamada Devlet Başkanı Dilma Rousseff'in 180 gün boyunca görevden azledilmesi ve hakkında soruşturma başlatılması önergesine onay verilmesinin ardından Başkanlık görevine yardımcısı Michel Temer vekalet ediyor.

Rousseff, kendisinin "masum bir kurban" olduğunu belirtmiş ve mücadeleye devam edeceğini söylemişti.

Aksi şekilde Rousseff'in yargılanmasını isteyen de büyük bir protestocu grup var.

 

Protestolara resmi sansür

 

Brezilya’da protestocuların “İhraç Oyunları” diye adlandırdığı 2016 Olimpiyatı sürerken, eylemciler protestoların sansüre maruz bırakıldığını da açıkladı.

Brezilya’daki yoksulluğun boyutuna karşın, olimpiyatlara ayrılan büyük miktarın faturasının da kendilerine çıkacağını söyleyen eylemcilerin bunun yanı sıra yaşadıkları siyasi ve çevresel birçok sorunu dile getirmek için açılış seremonisinde yapmayı planladıkları protestoların zorla engellendiğini anlattılar.

Görevden alınan Rousseff'i destekleyenler, “Temer’in koltuğu gasp ettiğini” savunarak istifasını istiyor. Bu isteklerini Olimpiyat açılışında da pankartlarla dile getirmek isteyenler ise, Washington Post’un haberine göre, sansürlendi.

Bazı eylemciler koltuklarından kaldırılarak dışarı çıkarıldı, bazıları stadyuma alınmadı.

Olimpiyat organizatörleri ve hükümet sözcüsü ise sansür iddialarına, “Rio 2016 kurallarına ve Mayıs ayında geçen kanuna göre Olimpiyatlarda hiçbir siyasi protestoya izin verilmeyeceği” cevabını verdi.

Bu açıklamalar ve stadyumdan çıkarılan insanların görüntüleri dünyada tepkiye sebep oldu.

 

“Hak savunuculuğu ölümcül bir uğraş”

 

Open Democracy’de dün yayınlanan Renata Oliveira imzalı yazıda da “Brezilya’da insan hakları savunucusu olmanın ölümcül bir uğraş olduğu” ifade edildi:

“Brezilya, 2016’da en fazla hak savunucusunun öldürüldüğü ülke. Yılın ilk dört ayında en az 24 hak savunucusu öldürüldü. Rio de Janeiro’da farklı insan hakları alanlarında çalışan hak savunucuları da vahşice cezalara çarptırıldı ya da susturuldu.”

“Ayrımcılığa, zorla yerinden edilmelere veya özellikle gençler ve çocuklara yönelik polis şiddetine karşı çalışan hak savunucuları hedef alınıyor. Bu ihlalleri yayınlayan gazeteciler de saldırılar, tutuklamalar ve tacizlerin hedefi oluyor.

“Olimpiyat yaklaşırken, saldırılar, tehditler, sindirme çabaları ve fişleme arttı. Konuştuğum birçok hak savunucusu, Olimpiyat süresince baskıların daha da yoğunlaşacağı yönünde görüş belirtti.”