Rize'nin İkizdere İlçesi'nde yer alan İşkencedere Vadisi'nde yaşayan köylüler, bölgedeki taş ocağı projesine karşı eylemler düzenliyor.
Köylüler, projenin geçim kaynaklarına ve doğaya zarar vereceğini söylerken, yetkililer ise tüm izinleri alınmış bir yatırım projesinden söz ediyor.
Eylemlerle ilgili merak edilenleri araştırdık.
Protesto edilen taş ocağı projesi nedir?
İkizdere, Rize'de nehir tipi hidroelektrik santrallerin (HES) yapıldığı ya da yapılmak istendiği ilçeler arasında yer alıyor.
İlçede bu yüzden geçtiğimiz yıllarda HES protestoları düzenlenmişti.
Bu kez de Gürdere ve Cevizlik köyleri yakınlarındaki taş ocağı projesi protesto ediliyor.
Bu taş ocağının İyidere ilçesindeki lojistik merkez ve liman projesinin taş ihtiyacı için kullanılacağı öne sürülüyor.
Rize'nin sahil ilçelerinden İyidere'deki bu projenin ihalesi, Eylül ayında, 1 milyar 370 milyon TL ile Cengiz İnşaat ile Yapı ve Yapı İnşaat İş Ortaklığı'na verilmişti.
Köylülerin avukatı Yakup Okumuşoğlu BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, taş ocağıyla ilgili Rize İdare Mahkemesi'nde açılan davanın sürdüğünü söyledi.
Okumuşoğlu mahkemeden hem projeyle ilgili yürütme durdurma hem de "ÇED gerekli değildir" kararının iptalini talep ettiklerini belirtiyor.
Köylüler projeye hangi gerekçelerle karşı çıkıyor?
Eylemlerde projenin hem bölgedeki köylülerin yaşam alanlarına hem de vadinin ekolojik sistemine zarar vereceği belirtiliyor.
Protestolarda önemli bir rol üstlenen İkizdere Dernekler Federasyonu'nun açıklamalarında, "Proje sonucu vadide su kaybolacak, kalan sular kirlenecek, tarım ve hayvancılık tehlike altında kalacaktır. Projenin yaratacağı tahribat, Cevizlik ve Gürdere köylülerini bölgede yaşayamayacak hale getirecektir" ifadeleri yer alıyor.
Geçim kaynakları arasındaki çay tarımı ve arıcılığın zarar göreceğini belirten yöre sakinleri, uzun süre devam edecek dinamit kullanımının yaratacağı sarsıntılar ve sesten de olumsuz etkileneceklerini belirtiyor.
Eylemlerde öne çıkan dövizler şöyle: "Taş Ocağı Değil Çay Fabrikası İstiyoruz", "Bal mı Taş mı?", "Çay mı Taş mı?", "Sular Özgür Aksın", "Dinamit Sesi Değil Kuş Sesi", "Tarih ve Kültürüme Dokunma", "Bizi Diri Diri Gömmeyin", "Başka İkizdere Yok".
Eylemlerde neler oluyor?
Eylemler, bölgede yaşayan köylüler öncülüğünde gerçekleştiriliyor.
Köylülerin tepkileri yeni değil.
Bununla birlikte geçtiğimiz günlerde iş makinalarının bölgeye girmesinden bu yana köylüler, çalışmanın yapıldığı alana girmeye ve makinaları durdurmaya çalışıyor.
Eylemlerde kadınların en ön saflarda yer aldığı görülüyor.
Yer yer, jandarma ile eylemciler arasında gerginlik yaşanıyor ve jandarma eyleme müdahale ediyor.
Eylemlerde bugüne kadar bazı köylülerin gözaltına alındığı ve biber gazı kullanıldığı da oldu.
Bazı kişilere sokağa çıkma yasağını ihlal gerekçesiyle para cezası da kesildi.
Köylüler eylemleri kapsamında bir gece orman yollarını kullanıp, iş makinelerinin yoluna arı kovanları bırakarak yollarını kesmek istedi.
Bir nöbet çadırı bulunan köylüler, yürüyerek, iş makinalarının olduğu alana girmeye çalışmaya devam ediyor ancak kendilerine izin verilmiyor.
Pazartesi günü hem Rize'den hem de Karadeniz'in farklı yerlerinden kişi ve kurumlar, köylülerin eylemine destek için bu bölgeye gitmeye başladı.
Eyleme destek verenler arasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sol Parti gibi partiler ile yerel dernekler, Derelerin Kardeşliği Platformu, Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri gibi sivil toplum örgütü ve siyasi oluşumlar yer alıyor.
Bölgedeki güvenlik önlemleri artırılıyor.
Bu arada Türkiye'nin farklı kentlerinde de İkizdere için destek eylemi çağrıları yapılıyor.
İstanbul Rize Masası grubu, Pazartesi günü Kadıköy'de bir basın açıklaması yapmak istedi, ancak eyleme izin verilmedi.
Bunun üzerine açıklama, CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı'nda okundu.
Öte yandan proje, sosyal medyada da #ikizderetasocağıolmasın, #ikizderesahipsizdegildir, #ikizdere gibi etiketlerle protesto ediliyor.
Taş ocağına karşı devam eden nöbet eylemine sanatçı Tarkan da destek verdi.
Rize Valiliği yaşananlarla ilgili ne diyor?
Rize Valiliği, olaylar ardından yapılan bazı haberlerle ilgili, gerçek olmadıklarını belirterek düzeltme açıklaması yaptı.
Valilik açıklamasında, projenin, izinleri alınmış bir yatırım olduğu belirtildi:
"İlimizin tamamında çay tarımı ya da herhangi bir üretim sürecine ilişkin muafiyet kapsamında kimseye ceza yazılmamıştır. Ancak muafiyetleri suistimal etmek isteyen kişilere de hepimizin sağlığı ve kamu düzeni için fırsat verilmemektedir.
"Her yerde olduğu gibi İkizdere İlçesinde de bu doğrultuda uygulanan cezai işlemler, kesinlikle tarlasına giden, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza yönelik olmamıştır.
"Devletimiz, ülkemiz ve ilimiz için çok önemli olan ve her türlü hukuki aşaması tamamlanan, izinleri alınan yatırım projesi kapsamında açılmak istenen taş ocağını engellemeye çalışan, tüm ısrarlı açıklama, ikna gayretleri ve ikazlara rağmen maske-mesafe kuralına uymayan, kamu görevlilerinin çalışmasını sekteye uğratmak isteyen kişilere idari yaptırım uygulanmıştır."
AKP'li Külünk'ün açıklamasında neler var?
Adalet ve Kalkınma Partisi Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Metin Külünk ise Twitter'da yaptığı açıklamada eylemlere "provokasyon" eleştirisi yöneltti.
Külünk, "Hatırlatmak isteriz ki kısık ateşte pişirilen ve içinde başta Biden-HDP iş birliği olan ve ülkenin geleceğine büyük katkısı olan hizmetlerin durdurulmasına yönelik hiçbir provakasyona müsaade etmeyeceğiz" dedi.
Külünk Twitter'daki mesaj zincirinde bu açıdan eylemlere izin verilmemesi gerektiğini söyledi:
"Pandemi sürecinde; Devletimiz, ülkemiz ve ilimiz için çok önemli olan ve her türlü hukuki aşaması tamamlanan izinleri alınan yatırım projelerini; üstelik itiraz hakkı noktasında hukuki yollar dururken, ısrarla provokasyon amaçlı veya gündem saptırmaya matuf eylemleri de asla kabul edemeyiz.
"Bu bağlamda tüm ısrarlı açıklama, ikna gayretleri ve ikazlara rağmen maske-mesafe kuralına uymayan, kamu görevlilerinin çalışmasına sekteye uğratmak isteyen kişiler varsa; ve üstelik bu bir "eylem" çabasına dönüştürülerek politik mesele zemini için hareket ediliyorsa; buna mülki amirliğin, kanunların müsaade etmemesi de gerekir. Bu prensipler çerçevesinde gerçekleşmiş bir uygulama olmuştur."