İnternet yayıncılığı yapan platformlara lisans şartı getiren yönetmelik hükümleri uyarınca, yabancı bazı internet yayıncılarına tebligatta bulunan RTÜK, yönetmeliğin iptali istemiyle açılan dava nedeniyle Danıştay’a gönderdiği savunmada, tartışılacak ifadelere yer verdi. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) açtığı davaya savunma gönderen RTÜK, lisans ve izin sisteminin demokratik olduğunu belirtti. Savunmada, 100 bin TL’lik lisans ücretinin ödenemeyecek olduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da belirtildi. Savunmada, “Dolayısıyla lisans ücreti şartı aranması hukuka uygun olup yayıncılık faaliyetini belli donanımlara uygun kuruluşların yapması haber alma hakkının temini açısından önem arz etmektedir” denildi.
MLSA, 2019’da yürürlüğe giren ve internet yayıncılığının da RTÜK tarafından denetlenebilmesini öngörün yönetmelik hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı.
“Dernek dava açamaz, iptali gerekir”
RTÜK, bu dava nedeniyle Danıştay’a gönderdiği savunmada, MLSA’nın tüzüğüne atıf yaparak, derneğin dava açma ehliyetinin bulunmadığını belirtti. Savunmada, “Dernek tüzüğünde yer alan ‘ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı hukuki destek vermek’ ibaresinden bireysel kişi ifade özgürlüğünün kastedildiği anlaşılmaktadır. Kuruluşlarla derneğin herhangi bir ilgisinin olmadığı görülmektedir” denildi.
“Lisans şartı demokratik”
Savunmada, MLSA’nın lisans şartının ifade özgürlüğünü kısıtlayacak nitelikte olduğu, lisans ücreti olarak belirlenen 100 bin TL’nin de “Kâr amacı olmayan, gelir dahi elde edemeyecek kadar küçük çaplı internet siteleri tarafından ödenemeyeceği” iddiaları da yanıtlandı.
Savunmada, “Sitelerin öngörülen ücretleri ödeyemeyeceği iddiası mesnetsizdir” denilerek, şöyle devam edildi:
“Öncelikle yönetmeliğin düzenleme alanı gazetecilik siteleri değil, internet ortamından yayın hizmeti sunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardır. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların anonim şirket olmaları aranmaktadır. Kuruluşların ödenmiş sermayelerinin maddede belirtilen miktarlardan az olamayacağı öngörülmüştür."
“Bu kadar önem bahşedilen alanda bazı şartlar olur”
"Görsel işitsel yayıncılık faaliyetinin yazılı basından farklı olarak izin sistemine tabi tutulmasının nedeni söz konusu faaliyetin kamu hizmeti olarak görülmesidir. Bu denli önem bahşedilen bir alana girişte belirli bazı şartların aranması gerek ulusal gerekse de uluslararası hukuk metinleri düzenlenmektedir. Dolayısıyla lisans ücreti şartı aranması hukuka uygun olup yayıncılık faaliyetini belli donanımlara uygun kuruluşların yapması haber alma hakkının temini açısından önem arz etmektedir.”
“Taksitle de ödeyebilirler”
Savunmada, yayın lisans ücretlerinin fazla olmadığı belirtilerek, “Zira yukarıda bahsedildiği halkın haber alma hakkını sağlayacak olan kuruluşların belirli şartlara tabi tutulup, belirli nitelikleri haiz olması, kanunun amacı ile de uyumludur. 10 yıllık lisans süresi için radyoların 10 bin, televizyon ve isteğe bağlı yayınlar için de 100 bin TL ödenemeyecek olduğu iddiası ise hayatın olağan akışına aykırıdır. Yayın lisans ücretlerinin peşin ya da taksitle ödenmesine de imkân sağlanmaktadır” denildi.
Lisans şartı aranmasının Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına da uygun olduğunun belirtildiği savunmada, kamu hizmeti gören kuruluşların yayınlarının izin şartına bağlanmasının ifade özgürlüğünü kısıtlamayacağı ifade edildi.
MLSA eş direktörü Avukat Veysel Ok, davayla ilgili olarak, “Danıştay, bu davada yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti ancak davayı esas bakımından incelemeye karar verdi. İptal yönünde karar çıkmasını bekliyoruz. Zira lisanslama yöntemi hem usul açısından hem de esas yönden birçok sorunu barındırıyor. Lisanslama ile RTÜK ilkelerinin ve politik motivasyonunun internet medyasının da denetimine açık olacak ve sansüre neden olacak. Oluşacak bu durumun anayasaya aykırı olduğu açık” dedi.