Dünya

"Rusya, Türkiye'nin Suriye'de varlığına izin verebilir ama Kürtlerle yaşanacak askeri çatışmaların önünü kesecektir"

"Suriye'nin geleceği Moskova'da belirlenecek, Washington'da değil"

31 Ekim 2017 15:39

Çeviri - Gonca Tokyol

ABD'nin Suriye'deki politik ve askeri üstünlüğü Rusya'ya kaptırdığını savunan Haaretz yazarı Zvi Bar'el, Türkiye’nin ise bölgedeki yerini sağlamlaştırdığını ancak bunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "izin verdiği" ölçüde gerçekleştiğini söyledi. Suriye konusunda Türkiye’nin Washington’dan çok Moskova’nın konumunu önemsediğini iddia eden Bar’el, “Sanki Amerikalılar bir dünya gücü yerine küçük bir ülkeyi temsil ediyor gibi” dedi.

Rusya’nın da IŞİD’le mücadelede Kürtlerle işbirliğine gitmesine rağmen Ankara’nın Moskova’ya karşı sesini yükseltemediği yorumunda bulunan Haaretz yazarı, Rusya’nın sınırda Türkiye’nin sınırlı varlığına izin verebileceği ancak Türklerin Kürtlerle karşı karşıya geleceği herhangi bir askeri yüzleşme girişiminin önünü keseceği yorumunu da aktardı. 

"İdlib ve Irak sınırı odakta olacak"

IŞİD’in sözde başkenti Rakka’da terör örgütüne karşı kazanılan başarıların ardından Suriye’deki savaşın ‘sona yaklaşan’ bir görünüm çizdiğini ancak bundan sonra ne yapılacağına ve politik çözüm yoluna dair ortada net bir tablo olmadığını belirten Bar’el, çatışmalar sona ermese de ülkede etkin olan belli güçler arasında geçici bir kontrol haritasının oluştuğunu ifade etti. İlerleyen dönemde, Suriye’deki güçlerin iki cepheye odaklanacağını kaydeden Haaretz yazarı, Kürtlerin üstünlük elde etmeye çalıştığı Irak sınırı ve Türkiye’nin etkin güç olduğu, halihazırda çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib’in gelecekte odakta olacağına dikkat çekti.

"Türkiye’nin Suriye’den çıkmasını emredebilecek bir güç yok gibi gözüküyor"

"Türkiye, Suriye’nin kuzeyinin tamamına uzanabilecek, komşu bir otonom bölge kurması ihtimalini bloke etmek için iki bölgede de Kürtlerin kontrolünü azaltmaya çalışıyor" diyen Bar’el, İdlib’deki varlığını güçlendiren Türkiye’nin birkaç kilometre mesafede bulunan ve Kürtlerin kontrolünde olan Afrin’de de kontrolü ele geçirmeyi istediğini savunarak şu yorumda bulundu:

"Kazakistan’ın başkenti Astana’da varılan çatışmasızlık bölgeleri kurulması anlaşması kapsamında olduğu için, Türkiye’nin İdlib hamlesi şimdilik Rusya’nın desteğine sahip. Suriye, egemenliğine zarar verdiği gerekçesiyle Türk güçlerinin sınırlarından çekilmesini istese de, şu anda Türkiye’nin ülkeden çıkmasını emredebilecek bir güç yok gibi gözüküyor.”

“Ancak İdlib cephesi ve Türkiye’nin Kürt karşıtı stratejisi, IŞİD’le mücadele konusunda Suriye’deki Kürtlerin gerekli ve etkili bir güç olarak gören (ABD Başkanı Donald) Trump yönetimiyle çelişiyor” ifadelerini kullanan Bar’el, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgedeki Kürtlerin PKK’yla işbirliğinde olduğunu savunduğunu, Trump’ın ise maddi ve askeri yardımı devam ettirdiğini hatırlattı. 

"Trump, ABD’nin saygınlığına zarar verdiği noktada Erdoğan’a karşı sesini yükseltmekten de çekinmiyor"

Erdoğan’ın, Washington’daki müttefiğinin hayallerindeki gibi olmadığını fark ettiğini kaydeden Haaretz yazarı, “Sorun sadece, Trump’ın geçen yıl temmuz ayında Türkiye’de gerçekleşen darbe girişimini planlamakla suçlanan Fethullah Gülen’i iade etmeye yanaşmaması değil. Trump, ABD’nin saygınlığına zarar verdiği noktada Erdoğan’a karşı sesini yükseltmekten de çekinmiyor. Türk güvenlik güçleri, Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nin bir çalışanını tutukladığında, ABD Türk vatandaşlarının vize başvurularını askıya aldı. Türkiye de benzer bir şekilde cevap verdi ama kimin elinin daha güçlü olduğu açık. Erdoğan, NATO ülkesi olan Türkiye’nin stratejik silah sistemine entegre edilemeyecek Rus S-400 füzeleri için anlaşma imzaladığında, Washington’ın öfkesini provoke etmeyi başardı. Ve Trump bu konudan büyük bir üzüntü duymasa da, insan hakları ihlalleri de ABD-Türkiye ilişkilerine yeni bir gerginlik ekledi” ifadelerini kullandı. 

"Ruslarla Kürtler arasında işbirliğine rağmen Ankara, Moskova’nın sözünden çıkmıyor"

“İlginç bir şekilde, Ruslarla Kürtler arasındaki işbirliğine rağmen Ankara Moskova’nın sözünden çıkmıyor” iddiasında bulunan Bar’el, “Söz konusu Suriye’nin geleceği olduğunda Moskova, Ankara için Washington’dan daha hayati bir müttefik” yorumunda bulundu. Haaretz yazarı şöyle devam etti:

“Örneğin, İdlib, Cerablus ve El Bab gibi Kürtlerin güçlü olduğu bölgelerde Türkiye Rusya’nın desteğinin tadını çıkardı ve ABD’nin iznine ihtiyaç duymadı. Aynısı, Suriye’nin geleceği söz konusu olduğunda da geçerli. Bu da, Washington’da değil Moskova’da belirlenecek. Sadece Rusların oyunun sonuna dair bir planı olduğu için değil, Washington’dakiler Trump’ın bir sonraki tweet’ini beklemeye devam ettiği için…“

“Rusya, Türklerin Kürtlere yönelik askeri yüzleşme girişimlerinin önünü kesecektir”

Rusya’nın, Suriye’nin geleceği için mevcut Devlet Başkanı Beşar Esad’ın görevde kaldığı ve belirlenen muhalif grupların temsilcilerinin de yer aldığı geçici bir hükümetin kurulmasını öngören bir plana sahip olduğunu kaydeden Bar’el, Kürtlerin durumuna dair ise kesin ifadelendirmeler yapılmadığını hatırlatarak, Ankara’daki diplomatik kaynakların şu yorumlarını aktardı:

“Esad’ın Rusların yönlendirmesi altında ülkeyi yönetmesine izin vermek Rusların çıkarına. Eğer bu, Kürtlere otonomi vermeyi içeriyorsa Esad’ın elini zorlar ve Türkiye’nin çıkarlarını hesaba katmayabilir.”

“Rusya, sınırda huzuru sağlamak için Suriye içinde geçici ve sınırlı Türk varlığına hazırlıklı olacak ancak Türklerin Kürtlerle karşı karşıya geleceği herhangi bir askeri yüzleşme girişiminin önünü kesecektir.”

Suriye başlığında Türkiye’deki kimsenin Washington’ın konumuna referansta bulunmadığını” ifade eden Bar’el, “Sanki Amerikalılar bir dünya gücü yerine küçük bir ülkeyi temsil ediyor gibi” dedi.