Magazin

Saadet Işıl Aksoy: Çılgınlıkta sınırım yok

"Hayatın kendi akışına ve zamanlamasına güvenmek konusunda kendimi eğitiyorum"

16 Eylül 2016 22:33

Kördüğüm dizisiyle ekrana dönen Saadet Işıl Aksoy, InStyle için objektif karşısına geçti. Yeni koleksiyonların tanıtıldığı çekimde modellik yapan Aksoy, çekim sonrası derginin sorularını yanıtladı. İşte söyleşiden öne çıkanlar:

Penelope Cruze ile oynadığım “Twice Born”dan sonra Los Angeles-İstanbul hattında bir hayat sürmeye başladım. Bu iki dünyayı da çok seviyorum. İstanbul köklerim, ailem, dönüp dolaşıp geri geleceğim evim, Los Angeles ise hayallerim gibi.

Bu iki dünya arasındaki yaşam, evliliği etkiliyor mu? derseniz; "Hayatınızda çok âşık olduğunuz biri olduğunda mekanlar önemini yitiriyor, eviniz bir yerden çok bir kişi haline dönüşüyor"

 Kontrolü çok nadir, sadece çok çok güvendiğim insanların yanında bırakabilirim. Ama bir yandan da hayata karşı cesur olduğumu düşünüyorum.
 

"Çılgınlıkta sınırım yok"



 Çılgınlık sınırım yok diyebilirim, yeter ki yaptığım çılgınlığa ben inanayım, başka hiç kimse inanmasa da olur.


"Kendimce yollarım var"



 İlkokuldan beri hedeflerim, hayallerim ve bunlara ulaşmak için kendimce çizdiğim yollar olmuştur. Bu anlamda kontrol deliliğim ve planlı programlı oluşum çok baskın.
 

"Kendimi eğitiyorum"



 Ama son zamanlarda hayatın kendi akışına ve zamanlamasına güvenmek konusunda kendimi eğitiyorum.
 

"Paketli bir şey yemiyorum"



 Hem sağlıklı beslenme hem de spor üzerine kurulu bir hayatım. Elimden geldiğince paketli bir şey yememeye çalışıyorum.


"Eğitmenle çalışıyorum"
 

 Yemek yapmayı çok sevdiğim için her şeyi evde doğal besinlerden hazırlıyorum. Beş yıldır spor eğitmeniyle çalışıyorum.
 

"Cildim için bir şey yapmıyorum"



Cilt bakımı için sürekli kullandığım nemlendiricim ve göz kremim dışında ek olarak yaptığım hiçbir şey yok.
 

"En çok ona gülerim"



En çok kardeşim kadar yakın arkadaşım Ezgi Mola’ya gülerim. Bence sinemada ve televizyonda şu ana kadar görülen, onun yeteneğinin sadece yüzde 10’u...  Bir de belki taraflı olacak ama eşim Pamir’le (Kıraner) birlikteyken çok gülüyoruz.
 

"Çok şanslıyım"



 Yumurta'nın ve Ayla karakterinin kariyerimde olduğu kadar kalbimdeki yeri de hep çok özeldir. Ödülleri ve bu filmlerin benim kariyerimde açmış olduğu kapıları bir kenara bırakın, Semih Kaplanoğlu gibi bir yönetmenle sinemaya adım atmış olmaktan dolayı çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Hâlâ kapısını çalıp mesleğimle ilgili konularda fikrini aldığım, düşüncelerine kıymet verdiğim, üzerimde emeği olan biridir Kaplanoğlu.
 

"Sorgulamak fena değil"



İnsan verdiği her kararda şüpheye düşebilir. Dolayısıyla “ya yanlış karar verdiysem” gibi sorgulamaların o kadar da fena olmadığını düşünüyorum. Zararlı olan bunda takılı kalmaktır.