Sabah Okur Temsilcisi İbrahim Altay, okurlardan reklamlar, çengel başlıklar ve yazara ulaşamama konularında şikâyet aldığını belirtti. Çengel başlığın okuyucuyu avlamak için atılan, haberin içeriğiyle alakası olmayan başlıklar olduğunu söyleyen Altay, okurda hayranlık değil hayal kırıklığı doğurduğunu ifade etti. Okur temsilcisi ayrıca reklarlar konusunda gazeteyi, "Bıktırıcı olmamalı. Haber okurken gelip birden yazıların üzerini kaplamamalı" diyerek eleştirdi.
İbrahim Altay'ın, "Okurlarımız beni burada unuttu mu?" başlığıyla (18 Aralık 2017) yayımlanan yazının ilgili bölümü şöyle:
Son haftalarda okurlardan gelen şikâyet mesajları azaldı. Bir gazete için sevindirici bir haber bu. Memnuniyetin, beğeninin artması demek... Okur Temsilcisi olarak ben de mutlu oldum.
Eşzamanlı olarak övgü ve destek mesajlarının sayısında da gözle görülür bir düşüş yaşandı. Bu da beni huylandırdı. İnsanlar övgülerini ifade etmekte daha çekingen davranırlar, doğru, fakat üç yıldır hiç bu kadar çekingen davrandıklarına rastlamamıştım.
Araştırmaya başladım. Nihayetinde mesajların azalmasının teknik bir nedeni olduğunu anladım. Bu neden kısaca 'sayfanın güncellenmesi' diyelim.
Farz edelim ki okurumuz, Sabah gazetesinin internet sitesi üzerinden Okur Temsilcisi'ne görüşlerini yazmaya başlıyor. Üç cümle yazdıktan sonra sayfa birden kendisini güncelliyor ve yazdığı her şey siliniyor.
Okurlarımızın pek çoğu birkaç denemeden sonra pes ediyor. Diğer bazıları başka bir yere yazıp oradan kopyalayıp yapıştırmak cihetine gidiyor.
***
Araştırmamı derinleştirince fark ettim ki 'sayfanın güncellenmesi' sandığımdan daha yaygın bir problem. İnsanların haber okumasını, hatta açılış sayfasını baştan aşağı incelemesini zorlaştırıyor.
Normalde sayfa güncellense bile kaldığınız yere geri gelmesi gerekir. Okuyucuya en az zaman kaybettirecek uygulama budur. Görüştüğüm yetkililer 'okurların biraz beklemesi gerekse bile' bunun gerçekleştiğini söylüyorlar. Ama okurlar için bu bekleme süresi konusu müphem ve zaten çoğu beklemiyor.
***
Görüştüğüm okurlar buna ek olarak üç konuda daha şikâyette bulundular. Bunları kabaca: Reklamlar, çengel başlıklar ve yazara ulaşamama olarak tavsif edebiliriz.
Elbette gazetelerin internet siteleri reklam almalı. Medyanın sürdürülebilir olmasının gerekliliklerinden biri bu. Fakat bu reklamlar bıktırıcı olmamalı. Bir sayfada birden fazla olmamalı. Haber okurken gelip birden yazıların üzerini kaplamamalı. Birini kapatınca öbürü açılmamalı.
Çengel başlık, okuyucuyu avlamak için atılan, haberin içeriğiyle alakası olmayan başlıklara benim verdiğim ad. Bunlar okurda hayranlık değil hayal kırıklığı doğuruyor. Sözgelimi, 'Tudor Hakkında Karar Verildi' ya da 'Fatih Terim Galatasaray İddiaları İçin Konuştu' diye başlık atılıyor. Açıp bakıyorsunuz içerikte işin esasına dair tek bir cümle bile yok. Ayıptır!
Hep söylüyoruz, okurların gazetenin yazarlarına ulaşabilmesi, onlarla etkileşime girebilmesi gerekir. Okurların bilgi, duygu ve düşüncelerini yazarlara aktarabilmesi hem yazarı zenginleştirir hem de gazete-okur ilişkisini, marka sadakatini güçlendirir. Ne yazık ki bu konuda da ciddi bir yoksunluk durumu mevcut.
***
Yukarıda kısaca değindiğim konuları ayrıntılı olarak ele almak mümkün. Her bir başlıkla alakalı olarak bu köşede onlarca okur mektubuna yer vermek de.
Şimdilik sorun alanlarını işaret etmekle yetinelim ve yetkililerin bu konularda bazı iyileştirmeler yapmalarını bekleyelim.