Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, "Vatandaş yüzde 19.25 olan enflasyonun altında parasını ezdirmemek için reel getiri elde edeceğini düşündüğü yere yatırıyor. Velhasıl, her şeyin ucu gördüğünüz gibi enflasyona dayanıyor. Hani derler ya, bu deveyi topyekün mücadele ile güdeceğiz ya da bu diyardan gideceğiz..." görüşünü savundu.
Güngör yazısında, "Merkez Bankası'nın verilerine göre, bankacılık sektöründe toplam TL mevduatı 23 Eylül itibarıyla 1.8 trilyon lira. TL mevduatlar, Merkez Bankası Başkanlığı'na Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun atandığı 20 Mart öncesinde 19 Mart'ta 1 trilyon 568 milyar lira seviyesinde bulunuyordu. Uygulamanın başladığı dönemden bu yana da gözle görünür artış var. Zira, rakamlara göre stopaj desteği 1 yıl ve daha uzun vadeli TL mevduatı artırdı. Ancak buna rağmen TL mevduatlar, toplam mevduatın yüzde 45'i. Bankalarda vatandaşın parasının yüzde 55'i yabancı parada... Yani dövizde... Dövizdeki oynaklık ve enflasyon oranlarının yüksekliği TL mevduatı tercih eden yatırımcıları zora sokuyor. Şu anda mevduat faizleri yüzde 18.14 seviyesinde..." ifadesini kullandı.
Güngör şunları kaydetti:
"Geçen hafta Merkez Bankası'nın faiz indiriminden sonra bankaların bir miktar mevduat faizlerini indirmesi beklenebilir. Bu durumda da TL'nin cazibesini korumak için stopaj indiriminin sürdürülmesi yerinde bir tercih olur. Fakat dediğim gibi, TL'nin cazibesini artırmak ya da ters dolarizasyon için sadece stopaj indirimi yeterli olmuyor. Vatandaş yüzde 19.25 olan enflasyonun altında parasını ezdirmemek için reel getiri elde edeceğini düşündüğü yere yatırıyor. Velhasıl, her şeyin ucu gördüğünüz gibi enflasyona dayanıyor. Hani derler ya, bu deveyi topyekün mücadele ile güdeceğiz ya da bu diyardan gideceğiz..."