Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, lüks araçta uyuşturucu kullanırken görüntülenen ve lüks yaşamıyla dikkat çeken AKP Genel Merkezi büro personeli Kürşat Ayvatoğlu'na ilişkin olarak, "Kürşat Ayvatoğlu'nun referanslarının kimler olduğu, bağlantılarının kimlere kadar uzandığı kesinlikle sorgulanması gereken bir mesele" değerlendirmesini yaptı.
Kaplan yazısında, "AK Parti, 13.5 milyon üyeli, Türkiye'nin en geniş kitlelere hitap eden ve bu yüzden de 19 yıldır iktidar olabilen partisi. Elbette Ayvatoğlu gibi marazlar çıkacaktır. Önemli olan pisliği halının altına süpürmemek, hem sonuna dek temizlemek hem de bir daha yaşanmaması için önlemler almaktır.
İkincisi, icraat... Ayvatoğlu, partiden atıldı ve iş akdine son verildi. Ayrıca AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ'ın özel kâlemi hatta yakın çalışma arkadaşı bile olmadığı ortaya çıktı. Ancak ne kadar alt kademede görevli olursa olsun, bu ismin nasıl olup da genel merkezde görevlendirildiği, referanslarının kimler olduğu, bağlantılarının kimlere kadar uzandığı kesinlikle sorgulanması gereken bir meseledir." düşüncesini dile getirdi.
Kaplan yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Gözaltındayken "pudra şekeri" olduğunu iddia ettiği maddenin kokain olduğunu arkadaşları teyit etti. Dahası temin eden kişinin de Ayvatoğlu olduğunu belirttiler ve ardından tutuklandı. Öyleyse "Ayvatoğlu bu maddeyi nerden temin ediyordu; ayrıca 'torbacı' olarak da para kazanıyor muydu?" gibi sorular da cevaplanmalıdır.
Üçüncüsü ise kaide... AK Parti teşkilatlarına gittiğinizde oto tamircideki mesaisinden doğru dürüst duş almaya vakit bile bulamadan toplantılara katılan erkekler, final sınavlarına çalışırken bir yandan da partinin ayak işlerine koşturan öğrenciler, çocuklarını annesine bırakıp bir broşür daha dağıtmanın, bir kapıyı daha çalmanın derdine düşen kadınlar bulabilirsiniz. Çünkü AK Parti'nin özü onlardır. Ayvatoğlu gibiler, değil istisna, dipnot bile olamazlar. Yani kaideyi bozamazlar ama üzerler... O yüzden bu tür üzüntüleri tekrar yaşatabilecek, milyonların tırnaklarıyla kazıya kazıya yükselttiği partiden kepçeyle götürecek, "Davaya ne kazandırabilirim?" sorusunun değil de "Dava bana ne kazandırır?" sorusunun peşine düşen asalakları temizlemek, en başta o milyonlara yönelik olan bir borçtur ve eminim ki ödenecektir
Dördüncüsü ise ikiyüzlülük... Geçtiğimiz aylarda içlerinde il başkanlarının da olduğu 16 CHP yöneticisini ilgilendiren taciz ve tecavüz iddiaları ortaya çıkmıştı. CHP'nin mor halkalı İstanbul İl Başkanı'nın ikiyüzlülüğünü yine bir CHP'li olan Barış Yarkadaş ifşa etmişti. CHP'li Oğuz Kaan Salıcı sahip çıktığı için Konya İl Başkanı hâlen CHP'deki yöneticilik görevini sürdürebilmişti.
Diyeceğim o ki daha kapısının önünü süpürmeyip, kendi içinde taciz-tecavüze disiplin soruşturması bile açamayanların, pislikle arasına her tür mesafeyi koyup gereğini yapan AK Parti'ye vereceği ders de yoktur, söyleyeceği söz de..."
Editörün notu: Kaplan'ın yazısında "tutuklandı" olarak belirttiği Kürşat Ayvatoğlu gözaltında bulunuyor.