Sabah yazarı Salih Tuna, "AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan kopartmak için yapmadığını bırakmayan AKP'lilere bakın" dedi. "Bahçeli, 'Erdoğan'a saldırı Türkiye'ye saldırıdır' diyecek, Erdoğan sayesinde rüyalarında göremeyecekleri makam ve mevkilere gelen AKP'liler 'Zarrab kumpası' sorularından bile kaçınacaklar" ifadesini kullanarak,
Siz asıl 'AK Parti muhalifi bu AKP'li sinsilere' bakın" dedi.
Tuna'nın "Kılıçdaroğlu yandaşı AKP’liler hakkında" başlığıyla (7 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Siz sanıyor musunuz ki tüm CHP'liler Kılıçdaroğlu'na bayılıyorlar.
CHP koltuğuna o oturtuldu, mecburen idare ediyorlar.
Hepsi bu!
Zaten başka ne yapacaklardı?
Ellerinde sadece her seçim yenilgisinin ardından gündeme gelen bir adet Muharrem İnce var.
Lakin onun da ne dediği, ne durduğu yer belli. Hazırı varken, İnce'yle neden uğraşsınlar?
Bir ara, Sarıgül'ü öne sürmüşler, çok umutlanmış, çok heyecanlanmışlardı.
O kadar ki...
Sarıgül'ün "Mustafa"sı ile Kılıçdaroğlu'nun "Kemal"ini yan yana getirip gündüz gözüyle "Mustafa Kemal" üreten profesörleri bile vardı.
Fakat...
Olmadı, (proje) ellerinde patladı.
***
FETÖ'yle kulak mesafesindeki CHP'lilere göre Kılıçdaroğlu, "Erdoğan nefretine" çalışsın yeterli, gerisi teferruat.
Girdiği her seçimi kaybetmiş, ne gam!
Görevi belli; onu o koltuğa oturtanların eline verdiklerini okuyacak...
Dokunmayın / ilişmeyin, çok geçmeden göreceksiniz, kendi kendini iptal edecektir.
Nasıl ki aküsü bitik arabalar vurdurmadan çalışmaz, Kemal Bey de siz dokunmazsanız, yani, gündeme getirmeseniz asla "çalışmaz."
Kendine yaptığını bütün dünya toplansa ona yapamaz.
"İşsiz adam tabii ki karısını döver" diyen de o, hanımefendi bir bakan hakkında, "birilerinin önüne yatmış" diyen de.
"Hendekteki arkadaşlar" diyerek bölücü terörle arasına mesafe koyamayan da o, FETÖ mensuplarının adını mitinglerde bir bir anıp, "burdaaa" dedirten de.
"Kürt sorununun çözümü için 17 maddelik manifestomuz var" diyen de o, (sorulunca) "şu anda aklımda değil" diyerek tek bir maddesini sayamayan da.
Saymakla bitmez...
Nihayetinde, "Cumhurbaşkanlığı sistemiyle" başbakanlığın kaldırıldığından habersiz bir şekilde anayasa değişikliğine "muhalefet" yapan bir şahıstan bahsediyoruz.
***
Kısa süre önce Alman gazeteci, "Erdoğan'ı 2019'da kesin devireceğinizisöylediniz. Bir planınız var mı?" diye sormuş, "Mutlaka bir planımız var ama ben bilmiyorum..." cevabını vermişti.
O bilmediği şeyler "dekont / belge" diye eline veriliyor, o da okuyor işte.
Yapıp ettikleri yüzüne vurulunca da (gladyonun hedefe koyduğu) özgür medyayı tehdit etti.
Dedim ya, ondan bir şey çıkmaz, ona bakmayın.
AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan kopartmak için yapmadığını bırakmayan AKP'lilere bakın.
Bahçeli, "Erdoğan'a saldırı Türkiye'ye saldırıdır" diyecek...
Ergenekon ve Balyoz kumpası sonucu 5 yıl mahpus damında yatırılan emekli albay Ahmet Zeki Üçok, "Zarrab olayını 15 Temmuz, MİT TIR'ları gibi olayların devamı olarak görüyorum" diyecek...
Erdoğan sayesinde rüyalarında göremeyecekleri makam ve mevkilere gelen AKP'liler "Zarrab kumpası" sorularından bile kaçınacaklar.
Kılıçdaroğlu'ndan bir şey çıkmaz...
Siz asıl "AK Parti muhalifi bu AKP'li sinsilere" bakın.