Sağlık

Sağlık çalışanları Diyarbakır'da da "Aile Hekimliği Yönetmeliği"ne karşı üçüncü kez iş bıraktı

"Hastasının sağlığını korudu diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar?"

06 Ocak 2025 14:47

Güncelleme: 06 Ocak 2025 14:54

Sağlık çalışanlarının Aile Hekimleri Sözleşme ve Yönetmeliği'nin geri çekilmesine yönelik üçüncü iş bırakma eyleminde, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen talepleri sıraladı. Ülgen, sağlık çalışanlarının sadece kendi hakları için değil halkın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için eylem yaptıklarını belirterek, “Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz” dedi.

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne tepki gösteren sağlık emekçileri, kasım ve aralık aylarında yaptıkları iş bırakma eylemlerinin ardından 6-10 Ocak 2025 tarihleri arasında yeniden iş bırakarak tepkilerini bir kez daha dile getirdi. Diyarbakır’da bir araya gelen Türk Tabipler Birliği’nin de yer aldığı 16 sağlık kurumu çalışanları iş bırakma eylemi dolayısıyla İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamayı okuyan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, sorunlarının çözülene dek mücadele edeceklerini söyledi. Yönetmeliğe karşı üçüncü kezdir iş bırakma eylemi düzenlediklerini aktaran Ülgen, Sağlık Bakanı'na seslendi ve şöyle dedi:

“Bugün sağlık emek meslek örgütleriyle birlikte sahada canla başla çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçileri olarak binlercemiz yeniden sağlık müdürlüklerinin önündeyiz. Üçüncü defa iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz? Bu yönetmelikle hekimlerin yazdığı reçeteler baskı altın alınmakta, antibiyotik, ağrı kesici ve mide ilaçları yazmamız kısıtlanmaktadır. Hastaların tıbbi durumu, ihtiyacı neyi gerektiriyorsa bizler o ilacı yazmakla yükümlüyüz. Hastasını tedavi etti diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar? Soruyoruz! Yönetmelikle, Sorumlu olduğumuz nüfus içinden 6 ay ASM’ye başvurmayan kişiler için de gelirimiz kesiliyor. Hastalarımız verdiğimiz tedavi ve önerilerimizle sağlıklı olduysa bize neden başvursun? Yine soruyoruz: Hastasının sağlığını korudu diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar?”  

"Sevk zincirinin gerektirdiği koşulları sağlamadan, gizli bir sevk sistemine zorluyorsunuz"

Açıklamasında Sağlık Bakanlığı’na da çağrı yapan Ülgen, şunları söyledi:

“Ey Sağlık Bakanlığı, 2025 bütçesinde de kaynakların yüzde 50’den fazlasını hastaneler ayırdığınızı gördük. Her bir kişinin yılda 12 defa doktora başvurmasıyla övündüğünüzü duyuyoruz.  Para getiren tedavi edici hizmetleri sürekli öne çıkarttınız, hastaların gerekmediği durumlarda bile 3. Basamak hastanelere, özel hastanelere gitmelerini teşvik ediyorsunuz. Herkesin her istediği zaman, istediği hastaneye başvurmasının önünde hiçbir engel yokken, yılda 7 defadan fazla hastaneye başvuran hastalarımız için aile hekimliği çalışanlarından para kesmek hangi mantığa sığar? Sevk zincirinin gerektirdiği koşulları sağlamadan, gizli bir sevk sistemine zorluyorsunuz. Aile hekimliğini amacı dışındaki iş yükü ile işlemez hale getirmişken hastaların hastaneye başvurmasını nasıl ve niçin engellememizi bekliyorsunuz?”

"Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır"

 Sağlık çalışanlarının beş maddelik taleplerini aktaran Ülgen, halkın eylemlerine destek vermesini istedi. “Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz” diyen Ülgen şu ifadeleri kullandı: 

“Sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizi hatırlatmaya devam edeceğiz:

-Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.

-Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.

-Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri; Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren teşvik ücreti katsayısı en az iki  katı ve tavan ücreti en az üç katı oranında artırılmalıdır.

 -Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve   sağlık emekçilerine   emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.

-Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.

Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”  (ANKA)

 


Hayatınızın aşkını bakteriler seçiyor olabilir mi; bilim insanı Ali Rıza Akın anlatıyor | Bakterin Kadar Yaşa

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir