14 Mart 2025 15:02
Güncelleme: 14 Mart 2025 15:13
İstanbul, Beyoğlu'nda sağlık çalışanları, çalışma şartlarının iyileştirilmesi talebiyle eylem yaptı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), İstanbul Aile Hekimleri Derneği (İSTAHED), İstanbul Tabip Odası, Hekim Sen İstanbul Şubesi üyelerinin de aralarında bulunduğu sağlık çalışanları, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı.
Çalışma şartlarının iyileştirilmesine ve sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik taleplerinin yer aldığı pankart açan sağlıkçılar, sloganlar attı.
Polis ekipleri eylem nedeniyle çevrede geniş güvenlik önlemi aldı.
Sağlık çalışanları adına basın açıklaması yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu, halkın sağlığına sahip çıkmak için çalışma şartlarının halen düzeltilmediğini, sağlık emekçilerinin sorunlarının giderilmesi gerektiğini söyledi.
Küçükosmanoğlu, kamuda performansa dayalı ücretlendirme istemediklerini belirterek, "Bu hem haksız ve adaletsiz bir sistem, aynı zamanda da emekliye yansıyan kısmı oldukça düşük. Emekli hekim maaşları, özellikle SSK ve Bağ-Kur ödenekli olan hekimlerin maaşları, yoksulluk sınırının altında seyrediyor. Bunların iyileştirilmesini istiyoruz." dedi.
(AA)
Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey, 14 Mart'taki iş bırakma eylemleri için şu açıklamayı yapmıştı:
"Her G(ö)REV etkinliğinde olduğu gibi eylem süresince acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, çocuk hastalar, kanser hastaları, yoğun bakım hastaları ve hastanede yatmakta olan hastaların bakımı aksamayacak ve tıbbi zarar görmemeleri için özel gayret gösterilecektir.
Bilinmesini isteriz ki; sağlık çalışanlarının meslek kuruluşunun ve sendikaların aldığı karara dayalı yapacağı bu etkinlik, anayasal haklar arasında yer alan örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı niteliğindedir. Örgütlenme özgürlüğü önündeki hukuki engeller, hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hem de ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler doğrultusunda yeniden düzenlenerek bu konudaki engeller kaldırılmaya çalışılmıştır.
Sağlık çalışanlarının görevlerini yerine getirirken, yetkili mercilere gerekli kararların aldırılmasında kamuoyu oluşturmak için çaba göstermesi, baskı grubu oluşturması ve bunun için hukuka uygun bütün yöntemleri kullanması demokrasinin gereklerindendir. Anayasa’nın 26. maddesi ile herkesin, düşüncelerini söz, yazı, resim ve başka yollarla tek başına veya toplu olarak yayma hakkında sahip olduğu belirtilerek ifade özgürlüğü teminat altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin çok sayıda kararında belirtildiği üzere herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu özgürlüklerin kısıtlanabilmesi, öncelikle iki koşula bağlıdır. Bunlardan birincisi, yasa ile söz konusu sınırlamanın kurallarının belirlenmiş olması; diğeri ise demokratik bir toplum için kabul edilebilir ve gerekli bulunmasıdır. Kuşkusuz her türlü sınırlama, bu koşulların yanı sıra ancak ölçülülük ilkesi de gözetilerek yapılması halinde mümkündür.
Hekimlerin belirtilen hususlara dikkate ederek yapacakları bu etkinlikte, sağlık çalışanlarının talepleri gündeme taşınarak, “düşünceyi yayma hakkı” kullanılacaktır.
Bu tür eylemler, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası uyarınca demokratik hak kullanımı niteliğindedir. Bu eylem sebebiyle sağlık çalışanlarının soruşturmaya uğratılması, ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile yargısal kararlara aykırılık oluşturacaktır. Nitekim geçmişte benzer eylemlere katıldıkları gerekçesi ile haklarında hukuka aykırı biçimde soruşturma başlatılan kamu görevlileri hakkında beraat kararları verildiği gibi, idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu da yargı mercilerince tespit edilmiştir.
Bütün bunlara rağmen, hekimlerimizin söz konusu meşru hak arayışı ve sonrasında gerçekleşebilecek olası idari soruşturma ve benzeri durumlarda birliğimizin ve odalarımızın hukuk büroları hekimlerimize gerekli hukuksal desteği verecektir."
© Tüm hakları saklıdır.