25 Ekim 2012 tarihinde evinde silahlı saldırıya uğrayan jinekolog, yara almadan kurtulur. Ancak doktoru uyararak kaçmasını sağlayan evindeki çalışan ise yaşamını yitirir. Söz konusu saldırı bugüne dek aydınlatılabilmiş değil. Hedefteki isim ise kadın hakları konusunda ülkesinde bir öncü olan Denis Mukwege'dir. Kongo'nun doğusunda yer alan bir üniversite kenti olan Bukavu'da Panzi Hastanesi'nin başhekimi Mukwege, cinsel şiddete maruz kalan kadınları tedavi ediyor.
Hayatını, özellikle de bir savaş taktiği olarak kadınlara tecavüz edilmesine karşı mücadeleye adayan Mukwege'ye 2014 yılının Sakharov Ödülü verildi. Avrupa Parlamentosu'nun Başkanı Martin Schulz, geçen ekim ayında yaptığı açıklamada, parlamentodaki bütün siyasi grupların oy birliği ile Mukwege ismi üzerinde anlaştıklarını duyurmuştu.
2009 yılında Olof Palme Ödülü'nü alan Mukwege, o dönem Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada, hayatı boyunca en fazla ilham aldığı kişinin babası olduğunu ve başkaları için var olmayı ondan öğrendiğini dile getirmişti. Denis Mukwege, tıp eğitiminin ardından o zamanki adı Zaire olan ülkesi Kongo'da çalışmaya başladı. Doğum sırasında ölen kadınların sayısının yüksek olması nedeniyle de kadın hastalıkları uzmanı olmaya karar verdi ve eğitimine Fransa'da devam etti. Ardından yine ülkesine dönen Mukwege, Kongo'da hükümet ile çeşitli gruplar arasında süren savaşların kadınlar üzerindeki etkilerini birebir yaşamış.
Tecavüze karşı mücadele etti
Savaşan tüm tarafların, kadınlara tecavüzü bir silah olarak görmelerinin önüne geçmek için çeşitli projeler başlatan ve uluslararası toplumun dikkatini ülkesine çeken Doktor Mukwege, çalışkanlıkları ile Kongo toplumunu kadınların ayakta tuttuğunu ve bu yüzden bilinçli olarak hedef seçildiklerini ifade ediyor.
Ülkesinde bitmek bilmeyen silahlı mücadelelerin sona ermesi için sorunun köküne inilerek savaş ekonomisinin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguluyor. Mukwege'ye göre tek tek militanları yakalamanın ise hiç faydası yok. Bir militanı hapse atmanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini savunan Mukwege, bugün yakalanan birinin yerine yarın başka birinin geçtiğini belirtti.
2012 yılında uğradığı saldırının ardından ailesi ile birlikte Avrupa'ya kaçan Denis Mukwege, bir süre sonra sorumluluk bilinci ile yeniden ülkesine döndü. Bunun için çeşitli kadın örgütleri onu gece gündüz korumayı vadetti. Şu anda daha emniyetli olarak gördüğü için yöneticisi olduğu hastaneyi aynı zamanda evi gibi kullanıyor ve hep burada yaşıyor.
Mukwege'nin Almanya'daki ortağı Gisela Schneider, Avrupa Parlamentosu'nun Sakharov Ödülü'ne Mukwege'yi layık görmesinin mükemmel bir karar olduğunu belirtti. Denis Mukwege'nin ülkesi Kongo'da hayatını barışa ve adalete adadığını vurgulayan Schneider, onun önüne defalarca Fransa'ya ya da Avrupa'nın başka bir yerine yerleşme fırsatı gelmesine rağmen her seferinde ülkesine dönmeyi tercih ettiğini vurguladı.