Dünya

Şam yönetimi elini çabuk tutmaya çalışıyor: Kürtlerden sonra Dürzilerle anlaşmak için harekete geçildi

11 Mart 2025 19:32

Güncelleme: 11 Mart 2025 19:34

İsrail, Suriye'nin güneyinde, yeni Suriye ordusunun ağır silahlarına ve askeri tesislerine yönelik saldırılarını arttırırken Şam yönetimi, Kürtlerden sonra Dürzilerle anlaşmak için harekete geçti. Bu kapsamda Suriye hükümeti ile Süveyda halkı ve ileri gelenleri arasında kentin devlet kurumlarına tam entegrasyonunu sağlayan anlaşma imzalandı. Anlaşmanın Dürzilerin büyük lideri Hikmet El Hicri ve hareketini bağlayıp bağlamayacağı konusunda netlik sağlanamadı.

Suriye’nin sahil kentleri Lazkiye ve Tartus ile ile çevresinde yaşanan çatışmalar ve sivil katliamlar nedeniyle büyük tepki çeken Şam yönetimi, farklı gruplarla görüşme ve anlaşma girişimini hızlandırdı.

Katliama karışanlar toplanıyor

ABD ve Rusya’nın girişimi ile harekete geçen BM, katliamların yaşandığı bölgede araştırma ve incelemeler başlatırken Şam yönetimi, sivillere yönelik infazlar gerçekleştiren Suriye ordusu içinde faaliyet gösteren silahlı unsurlara karşı harekete geçti. Görüntüler ve diğer delillerden yola çıkan Şam güvenlik makamları, katliama katıldığı tespit edilenlere yönelik operasyonlar başlattı. Soruşturmalar kapsamında çok sayıda asker gözaltına alındı.

Savunma Bakanlığının katliam faillerine yönelik gözaltı operasyonları sürerken konuya ilişkin açıklama yapan geçici Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara, ülkede istikrarı yeniden sağlayacaklarını söyledi.

Dürzilerle anlaşma yapıldı ancak detay verilmedi

Kuzeydoğu Suriye yönetimi ile 8 maddelik anlaşma imzalayan Şam yönetimi, yüzünü ülkenin güneyinde defacto özerklik ilan eden Dürziler’e çevirdi. Bölgede kısa süre önce El Hicri liderliğindeki Dürzi güçler tarafından ilan edilen defacto özerklik sonrası harekete geçen Şam yönetimi, Dürzilerin yönetim merkezi Süveyda’da halk temsilcilerinin yanı sıra siyasi ve silahlı grupların ileri gelenleri ile biraraya geldi. Arap kaynaklı El Cezire, görüşmede Süveyda’da devlet kurumlarına tam entegrasyonu sağlayan bir anlaşma imzalandığını haberleştirdi. Anlaşmaya göre, Süveyda’daki güvenlik birimleri Suriye İçişleri Bakanlığı’na bağlanacak, yerel polis memurları ise kent halkından seçilecek. Anlaşma, Suriye hükümetinin Süveyda’dan olma zorunluluğu olmaksızın bir vali ve polis şefi atamasına izin veriyor. Anlaşmaya Hikmet El Hicri liderliğinde Süveyda’da özerklik ilan eden grubun imza atıp atmadığı konusunda ise bilgi verilmedi.

Yapılan anlaşma sonrası Cumhurbaşkanı Şara, aktivistler, hukuk uzmanları, siyasetçiler ve aşiret temsilcilerinden oluşan Süveyda heyeti ile biraraya geldi. Daha güçlü vatandaşlık hakları, geçiş dönemi adaleti, anayasanın uygulanması, ücret artışları ive kamu hizmetleri yoluyla daha iyi yaşam koşulları talep eden heyet üyeleri, sahil bölgesinde yaşanan katliamdan duyulan rahatsızlığı iletti.

İsrail varlığına karşı halktan destek istedi

Heyetle görüşmesinde Süveyda’nın tarihi rolüne vurgu yapan Şara, İsrail’in bölgedeki faaliyetlerine dikkat çekerek yabancı müdahaleye karşı halktan destek istedi.

İsrail yine askeri tesisleri vurdu

Ülkedeki siyasi ve askeri grupların Şam yönetimine entegrasyonu kapsamında görüşmeler sürerken İsrail savaş uçakları dün yine ülkenin güneyini hedef aldı. İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü Avichay Adraee’nin açıklamasına göre, İsrail uçakları dün gece  Suriye'nin güneyinde hava saldırıları düzenleyerek hava istihbaratı için kullanılan radar gözetleme sistemlerini vurdu.  Aynı saldırıda yeni Suriye ordusuna ait silahlar ve araçları barındıran komuta merkezleri ile askeri noktalar da vuruldu. 

Açıklamada, silah ve gereçlerin İsrail için tehdit oluşturduğu, buralara yönelik operasyonların amacının "gelecekteki tehditleri ortadan kaldırmak" olduğu ifade edildi. 

 

Suriye'de neler oluyor?

Suriye'de 6 Mart'ta güney kentleri Lazkiye ve Tartus'ta "Beşar Esad kalıntısı" olduğu iddia edilen silahlı gruplarla Şam yönetimine bağlı özel birlikler arasında çatışmalar başlamıştı. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) çıkan çatışmalarda 900'ü aşkını sivil olmak üzere yaklaşık 1500 kişi hayatını kaybetti. Çatışmalar boyunca Alevi köyleri Şam'a bağlı birlikler tarafından basıldı ve sosyal medyada yayımlanan videolarda Alevi sivillere yönelik şiddet, işkence ve cinayet görüntüleri yayıldı. 

6 Mart'ta Suriye'nin kıyı bölgesinde "Esad kalıntısı" olduğu ileri sürülen grupların Şam'a bağlı güçlere saldırdığının açıklanmasıyla Suriye'de yeni bir şiddet sarmalı başladı. Geçici hükûmet, "Esad hükûmetinin kalıntıları tarafından gerçekleştirildiğini" iddia ettiği saldırıları "ölümcül, iyi planlanmış ve önceden tasarlanmış" diye nitelendirdi ve bunun Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgeye takviye birlikler yığdı.

7 Mart öğleden sonra Alevi kasaba ve köylerinde Alevilere yönelik saldırılarda çok sayıda sivilin öldürüldüğüne dair haberler gelmeye başladı. 

Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Muhammed Colani, pazar günü yaptığı konuşmada "Esad hükümetinin kalıntılarının, dış taraflarca desteklendiğini ve Suriye'yi bölmek amacıyla çekişme yaratmaya ve Suriye'yi yeniden iç savaşa sürüklemeye çalıştıklarını" iddia etti. Colani ayrıca bir araştırma komitesi kurulacağını ve şiddet olaylarıyla ilgili bulguların kamuoyu ile paylaşılacağını açıkladı. Ayrıca "iç barışı korumayı amaçlayan bir komite kurulacağını" ve "bu komitenin kıyı halkıyla iletişim kurmak ve korunmalarını garanti altına almak için ihtiyaç duydukları desteği sağlamakla görevlendirileceğini" de duyurdu.

Alevilere yönelik katliam, Şam'a yönelik uluslararası tepkileri de beraberinde getirdi. ABD, Suriyeli yetkilileri Suriye'de insanları öldüren “radikal İslamcı teröristlerden” hesap sormaya çağırdı ve Suriye'nin dini ve etnik azınlıklarının yanında olduğunu söyledi.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, X'te yayınlanan yazısında Alevilere karşı işlenen vahşetin Colani'nin bir cihatçı olarak “gerçek yüzünü” ortaya koyduğunu gösterdiğini söyledi.

Ancak Şam'ın müttefikleri olan Suudi Arabistan ve Türkiye, geçen hafta şiddet tırmanırken yönetime destek verdiklerinin sinyalini verdi. Riyad, Suriye'de “yasadışı gruplar tarafından işlenen suçları” ve güvenlik güçlerini hedef almalarını kınadı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise sükûnet çağrısında bulundu ve olaylardan yabancı unsurların suçlu olduğunu söyledi.