Yaşam

Samatya'daki saldırılarda Emniyet rahat, Ermeniler tedirgin

Samatya'da Ermeni kadınları hedef alan dört saldırı hakkında Fatih Emniyeti'nin 'örgüt değil, hırsız işi' açıklaması inandırıcı bulunmadı

24 Ocak 2013 19:01

 

Samatya'da Ermenilere yönelik biri cinayetle sonuçlanan dördüncü saldırıya hedef olan 85 yaşındaki Sultan Aykar, olay anını anlattı. "Kapıyı açtım, ben eve girerken arkamdan sırtıma ve kafama yumruklar inmeye başladı. Yere düşünce de tekmeleye başladı" diyen Aykar'ın torunu Karin Etik, saldırının planlı olduğunu savundu. Diğer yandan olaylar ile ilgili açıklama yapan Fatih Emniyeti, "Saldırıların örgütlü olmadığını, hırsızlık amaçlı olduğunu" söyledi. 

AGOS Gazetesi'nden Emre Ertani'nin haberine göre, 28 Aralık’ta işlenen Maritsa Küçük cinayetinin ve yaşlı Ermeni kadınların hedef alındığı diğer iki saldırının faili ya da failleri yakalanmadan, bu kez 80 yaşındaki Sultan Aykar saldırıya uğradı. Samatya’daki bir apartmanın giriş katındaki evinde tek başına yaşayan Sultan Aykar, 22 Ocak Salı günü 17.00 civarında dairesine girdiği sırada, baştan aşağı siyah giyinmiş, maskeli, 35 yaşlarında, kır saçlı bir kişi tarafından darp edildi. Kadının çığlıklarını duyan komşuların olay yerine gelmesi üzerine, saldırgan kaçarak uzaklaştı. Diğer olayların aksine bu olayda görgü tanıkları var. Tanıkların ifadesine göre, olay mahalline yakın bir yerdeki bir otomobilin üzerinde dergi okur gibi yapan iki kişi de saldırgana gözcülük yapıyordu.

Hastaneye kaldırılan Aykar’ı, olayın yaşandığı akşam, kızı Maryam Yelegen’in evinde ziyaret ettik. Yelegen, Samatya’da yaşanan son olaylardan sonra annesini hiç yalnız bırakmadıklarını belirtirken, Aykar’ın torunu Karin Etik, saldırıların planlı bir şekilde yapıldığını ve Ermenilerin hedef olarak seçildiğini vurguluyor. 23 Ocak günü sol gözünden bir operasyon geçiren Aykar’ın gözünde ciddi görme kaybı meydana geldi.

 

'Eve sokmaya çalıştı'

 

Sultan Aykar, olay ânını şöyle anlattı: “Kapıyı açtım, eve girerken sırtıma ve kafama yumruklar inmeye başladı. Yere düşünce de tekmeleye başladı. Bağırınca tüm komşular geldi. Eve doğru sürüklemekti amacı, fakat tam eşikte komşuların geldiğini görünce evden çıkıp kaçtı. Üstü başı simsiyahtı, yüzünde de siyah bir maske vardı, sadece gözleri gözüküyordu.”

Sultan Aykar’ın kızı Maryam Yelegen, olayı şöyle anlattı: “Annem saat 15.00’te hasta ziyaretine gitmek üzere evden çıkmış ve 17.00 civarı evine dönmüş. Giriş kattaki evinin kapısını açtığı sırada, arkasından biri saldırıp kafasını yumruklamış. Annem yere düşünce, tekmeleyerek darp etmeye devam etmiş. Annemin ağzı kan dolmuş. Saldırgan, annemi eve sokmaya çalışırken annemin ‘İmdat!’ diye çığlık atması üzerine komşular yetişmiş, saldırgan da kaçarak uzaklaşmış.”

Komşularının telefon ederek durumu bildirmesi üzerine annesinin eve gittiğini söyleyen Yelegen, “Hemen İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdük annemi. MR, beyin tomografisi ve akciğer filmi çekildi. Gözünün merceği sallanıyordu, düşmek üzereydi, müdahale edildi” dedi.

 

'Planlı bir saldırı'

 

Sultan Aykar’ın torunu Karin Etik ise, saldırıların planlı olduğunu ve Ermenilerin hedef alındığını düşündüklerini söyledi. Etik, “Eğer bu hırsızlık olsaydı, bayıltır ya da bir şekilde değerli bir şeyleri alıp giderdi fakat böyle bir durum söz konusu değil. Yayam, yere düştükten hemen sonra, simsiyah giyinmiş birini gördüğünü söyledi. Bağırması üzerine sol gözüne defalarca yumruk atmış. Elmacık kemiği de şişmiş durumda. Yayamın dairesinin üst katında oturan, biri 14, diğeri 15 yaşındaki iki kız hemen alt kata koşmuşlar. Kızlar ‘Biz gördüğümüz zaman saldırganı tanıyabiliriz’ diyorlar. Olay öncesinde de, kapının önünde oturmuş, sigara içerken görmüşler saldırganı. Anlıyorlar ki dikkatlerini çeken o adam, yayama saldıran kişi. Demek ki planlı yapılan bir saldırı bu. Eve girmesi için yayamı kapıda beklemiş. Bunun üzerine komşular hemen polise haber veriyorlar. Görgü tanıkları, ayrıca, oradaki bir otomobilin üzerinde dergi okur gibi yapan iki kişinin de, bu saldırganla göz temas halinde olduğunu tahmin ediyorlar. Demek ki gözcülük yapanlar da var.”

 

'Öldürülebilirdi'

 

Karin Etik, bu olayın Samatya’da son dönemde yaşanan dördüncü saldırı olduğunu vurgularayarak “Nasıl bir tesadüfse, sadece Ermenilerin başına geliyor!” dedi. Müslüman komşularının da böyle düşündüğünü söyleyen Etik, “Sadece size yapıldığına göre, amaç hırsızlık değil. Zaten bir şey de çalmıyorlar. Planlı saldırılar bunlar’ diyorlar. Şanslıyız ki komşularımız yetişti. Saldırgan yayamı eve soktuktan sonra kapıyı kapatmış olsaydı, şu an onu kaybetmiş olabilirdik. Zaten eve girmeye çalışmasında ne gibi bir amaç olabilir ki? Değerli bir şey yok evde. Amaç belli.”

 

'Saldırılar birbirine çok benziyor'

 

Etik, Samatya’daki saldırıların birçok ortak noktası olduğuna dikkat çekti: “Saldırıya uğrayanların hepsi yaşlı, yalnız yaşayan Ermeni kadınlar. Ayrıca, olaylar hep saat 17.00 civarında, evin kapısında oluyor. Bu saldırıların hedefinde Ermeniler var. Biz bunun bir çete olduğunu ve bu işleri bilgi toplayarak yaptıklarını düşünüyoruz. Ayrıca, boğazı kesilerek öldürülen Maritsa Küçük, yayamın bir sokak paralelinde oturuyordu. Surp Kevork Kilisesi’nin yakınında oturan yaşlılar hedefte. Demek ki kiliseden çıkanları takip ediyorlar. Arkadaşlarımın yayasının başına geldi, bu kez de biz yaşadık. Çok açık ki, bunun devamı gelecek.”

Olay akşamı Sultan Aykar’a geçmiş olsun ziyaretine gelen bir yakını, kaygısını, “Amaçları, gençleri, savunmasız yaşlılara saldırarak korkutmak ve bu ülkeden kaçırtmak” diyerek dile getirdi. Bir başkası ise, “Patrikhane’nin ve cemaatimizin önde gelenlerinin de bu konuda tepki göstermesini” bekliyoruz dedi.

 

'Saldırılar örgütlü değil, hırsızlık amaçlı'

 

Samatya’daki Ermeni kadınlara yönelik saldırılarla ilgili olarak, 23 Ocak Çarşamba günü Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle görüşen İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinden Meral Çıldır, Emniyet yetkililerinin, olayın örgütlü olmadığını düşündüklerini ve çok titiz bir şekilde araştırma yaptıklarını söylediğini açıkladı.

Çıldır, İHD üyeleri olarak Emniyet Müdürlüğü’nde yaptıkları görüşme hakkında şunları söyledi: “Polisler, bugüne kadar yapılan saldırılarda tanık olmadığını, Sultan Aykar olayında ise ilk defa görgü tanıkları olduğunu ve ellerinde ipuçları bulunduğunu söylediler. Saldırıların faillerinin ayrı ayrı kişiler olduğunu, olayın arkasında herhangi bir örgüt bulunmadığını düşünüyorlar. Emniyet yetkilileri, saldırıların hırsızlık amacıyla yapıldığını, yaşlı insanların korunmasız oldukları için seçildiğini, bu tür olayların İstanbul’un başka bölgelerinde de sürekli olarak yaşandığını söylediler. Bunun üzerine, biz de, bu olayların tamamen ırkçılık ve nefretten kaynaklandığını düşündüğümüzü belirttik.”

 

'Bir cinayet, bir darp ve kaçırma girişimi'

 

Samatya’da, Aralık ayının başında da, yalnız yaşayan 87 yaşındaki bir Ermeni kadın (T.A.) saldırıya uğramıştı. T.A. evine girerken arkasından yaklaşan saldırgan, kadını önce yumruklamış, ardından da boğazını sıkmıştı. Ziynet eşyaları çalınan T.A., saldırı sonucunda bir gözünü kaybetmiş, bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu olmuştu.

Maritsa Küçük adlı 85 yaşındaki kadının, 28 Aralık Cuma günü Samatya’da tek başına yaşadığı evinde vahşice öldürülmesinin yankıları ise hâlâ sürüyor. Darp edildikten sonra vücuduna aldığı bıçak darbeleri sonucunda yaşamını yitiren Küçük’ün üzerindeki ziynet eşyaları alınmış; yaşlı kadının çıplak halde bulunması, akıllara nefret cinayeti ihtimalini getirmiş ve Ermeni toplumunda tedirginlik yaratmıştı.

Öte yandan, Samatya’da, 6 Ocak Pazar günü de kiliseye gitmek üzere olan yaşlı bir Ermeni kadın kaçırılmaya çalışılmıştı. Surp Dzınunt ayinine katılmak için Surp Kevork Kilisesi’ne giden kadın, erzak ve para yardımı vaadinde bulunan üç kişi tarafından zorla bir araca bindirilmek istendi.
 

İlgili Haberler