Kültür-Sanat

SanatSepet Ajanda: Bu hafta, üç büyük şehirde hangi sanat etkinlikleri var?

Her hafta cuma günü yayımlanan bu ajandada, o hafta İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılacak sanat etkinlikleri derlenecek

04 Ekim 2024 09:00

T24 Kültür Sanat

Türkiye’nin sanatla dolup taşan şehirlerinden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan tiyatro, sergi, atölye gibi etkinlikleri derleyen SanatSepet Ajanda, bu hafta ikinci sayısıyla sizlerle. Ekim ayının gelmesiyle hareketlenen film festivalleri, sergi takvimleri bu haftaki ajandanın odağında. 

Her hafta cuma günü yayımlanan SanatSepet Ajanda'da bu hafta 5-11 Ekim tarihlerindeki etkinliklerine yer veriliyor. 

İşte İstanbul, Ankara ve İzmir’de sizler için derlediğimiz kültür sanat etkinlikleri:

İstanbul’da bu hafta

-BİFED 

Bozcaada’da 11 yıl önce başlayan ve kısa sürede uluslararası bir festival haline gelen BIFED; 5 gün boyunca ada halkı ve konuklar, adanın merkezinde, köylerinde, bazen bir açık hava sinemasında, bazen bir köy meydanında filmlerle bir araya gelecek.

11. kez Bozcaada’da düzenlenen BIFED (Bozcaada International Festival of Ecological Documentaries), iklim felaketleri, dijital kirlilik, yerel halk mücadeleleri ve yoksulluk gibi konuları işleyen filmlerle izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Türkiye’den filmlerin yanı sıra aralarında Avusturya’dan Mare, Valley Pride ve Down to the last Drop gibi Avusturyalı yönetmenlere ait filmlerin de bulunduğu çok sayıda uluslararası yönetmenin çalışmalarını da içeren festival programı, söyleşilere atölyelere ve gelecek vaat eden yetenekler dahil olmak üzere belgesel film yapımcılarına yönelik seminerlere geniş yer ayırıyor.

Festival koordinatörlüğünü Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ethem Özgüven'in üstlendiği BIFED' 24, 100’den fazla ülkeden gelen 700’ü aşkın film arasından seçim yaparak ana yarışmada yaklaşık 20, Panorama’da 10 ve özel gösterimlerde 10 film sunacak. Öğrenci projelerine destek vermek için Gaia Öğrenci Ödülü kapsamında da 10 film değerlendirilecek.

Filmler, küresel ve yerel ekoloji sorunlarına odaklanarak izleyicilere hem bireysel hem de toplumsal anlamda ilham vermeyi hedefliyor.

Festivalde gösterilecek bazı fimlerin yönetmenleri de etkinliğe katılıp izleyicilerle söyleşiler aracılığıyla buluşarak filmler hakkındaki soruları yanıtlayacak.

Salonların yanı sıra köylerde, çiftliklerde ve doğal mekanlarda düzenlenecek söyleşilerde, adanın doğası, balı, zeytinyağı, şarabı gibi yerel unsurlar da konuşulacak.

Festival İstanbul'da da yer alan gösterimlerle seyircisiyle buluşacak.

-212 Photography Istanbul

212 Photography Istanbul, İstanbul’un her iki yakasında, şehrin 30 farklı noktasında sanatseverlerle buluşuyor. Fotoğrafın yanı sıra pek çok farklı disipline programında yer veren, Türkiye’den ve dünyadan isimleri İstanbul’da ağırlayan festival yedinci senesinde sürdürülebilir bir sanat ve kültür geleneği oluşturma yolunda emin adımlar atmaya devam ediyor.

28 Eylül - 13 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan festival; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Türkiye Kültür Yolu Festivali dahilinde, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla her sene kapsamı zenginleşen bir program sunuyor. 

-Bir Koleksiyoner Hikâyesi

Mustafa Taviloğlu’nun 1972 yılından itibaren büyük bir tutku ve özveriyle oluşturduğu koleksiyonu, “Bir Koleksiyoner Hikâyesi” İstanbul’da yedi farklı mekânında izleyiciyle buluştu. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Artİstanbul Feshane, İstanbul Sanat, Müze Gazhane, Likör Fabrikası, Galeri Eyüpsultan ve İş Sanat Kibele Sanat Galerisi gibi İstanbul’un kültür sanat haritasında önemli yedi mekana yayılan koleksiyonda 903 sanatçının 2412 eseri yer alıyor.

Küratöryal düzenlemeleri Derya Yücel ve Marcus Graf tarafından yapılan 52 yıllık koleksiyonda Hoca Ali Rıza’dan Osman Hamdi’ye, Halil Paşa’dan Süleyman Seyyid’e, Fikret Mualla‘dan İbrahim Çallı’ya Bedri R. Eyüboğlu’ndan, Cihat Burak’a, Komet’e, Mehmet Güleryüz’e ve Burhan Doğançay’a kadar onlarca ünlü Türk sanatçının eserlerinin yanında pek çok yabancı sanatçının işleri de yer alıyor. Sanatçılar, dönemler, üsluplar, teknikler ve medyumların çeşitliliği ile geniş bir yelpaze sunan sergide, son yıllarda koleksiyona dahil olan genç sanatçıların güncel eserlerini de görmek mümkün.

-Tektonik Hafıza

İsmini üzerinde yaşadığımız tektonik levhalardan alan sergi; yerkürenin altında ve üstünde olanlarla kurduğumuz devinim halindeki ilişkiden esinlenerek insanlık hafızasındaki kesintisiz değişim ve dönüşümü ortaya koyan yapıtları bir araya getiriyor.

Tektonik Hafıza, biz yaşarken usulca uzamaya devam eden tırnaklarımız gibi durmadan değişen benliklerimizin yerkürenin dönüşümü ile ilişkisine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Sergi, ziyaretçilerini yapıtlar arasında döngüsel rotalar çizmeye teşvik ederek kaçınılmaz olan bireysel ve toplumsal dönüşümün sonsuz ihtimallerini araştırmaya davet ediyor.

Rahmi Aksungur, Setenay Alpsoy, Can Aytekin, Ahmet Elhan, Esma Ertel & Murat Ertel, Mengü Ertel, Kader Genç, Serenay Gülyağcı, Hakan Gürsoytrak, Nuri İyem, Nasip İyem, Temür Köran, Huo Rf, Emin Turan, Rei Xiao ve Devin Oktar Yalkın’ın yapıtlarını bir araya getiren Tektonik Hafıza, bu yıl yedincisi düzenlenecek 212 Photography Istanbul’un paralel sergileri arasında yer alıyor. Sergide ayrıca, Nuri İyem’in daha önce sergilenmemiş fotoğrafları, Mengü Ertel’in 1978 tarihli Doğurgan Döngü serisinden bir seçki ve Hakan Gürsoytrak’ın fotoğrafları izleyiciyle buluşacak.

1 Ekim Salı günü saat 18.00’de başlayacak açılışa, 20.00 – 22.00 saatleri arasında Esma ve Murat Ertel’in Tektonik Hafıza’ya özel olarak hazırladıkları kıtalararası bir dinleti eşlik edecek.

Tektonik Hafıza, 1 Ekim – 2 Kasım 2024 tarihleri arasında Evin’de ziyarete açık olacak.

-Cadı Kazanı

Yıl 1692… ABD’de Salem kasabası…Cadılıkla suçlanan insanlar… Büyük tartışmalara, ardından işkencelere, nihayetinde de idamlara varan mahkemeler… Çıkarları için listelerce insanları ölüme sürükleyen başka insanlar. İnancı kullanarak; önce toplumsal yaşamı, sonra hukuku, nihayetinde onuru yok etmeye çalışan yönetenler ve buna sebep olmayı yahut seyirci kalmayı seçen halk… Tiyatro yazınının önemli isimlerinden Arthur Miller’ın, 1952’de gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı bu ölümsüz eser; ilk kez Şehir Tiyatrosu’ndan seyircilerini selamlıyor. Eser, 4-5 Ekim’de Müze Gazhane’de 9-12 Ekim tarihlerinde ise Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde olacak. 

-Azize Show

Bir standup fotmatında gerçekleştirilen Azize Show, seyircisine gülmeyeceği bir an bırakmıyor. Günümüzün öne çıkan drag queenlerinen Azize, seyircisine sataşıyor, kimseleri ayırmıyor, eşitliğe inanıyor. Masaların arasından geçerek eğlenceyi yanınıza getiriyor. Azize, stad up gösterisiyle 5 Ekim’de Sahne Beşiktaş’ta olacak.

Ankara’da bu hafta

-Belleğin İzdüşümü

 

Derya Yıldız, çağdaş kadını merkeze aldığı bu sergisinde, toplumsal ve bireysel belleği bir araya getirerek izleyicilere derinlikli bir sanatsal deneyim sunacak.

“Belleğin İzdüşümü” sergisinde, Derya Yıldız bireysel ve toplumsal belleğin izdüşümlerini ele alarak geçmişin izlerini çağdaş bir yaklaşımla tuvaline aktarıyor. Sanatçı, resimlerinde kadının hayatını renk, ışık ve ses metaforlarıyla harmanlarken, aynı zamanda izleyiciyi derin bir düşünsel yolculuğa çıkarıyor. Yıldız, toplumsal hafızanın gölgede kalmış anılarını ve silikleşmeye yüz tutmuş hatıraları kendi sanatsal perspektifiyle birleştirerek, geçmişin derinliklerine çağdaş bir ışık tutuyor.

Bu sergi, sanatçının belleğin ve zamanın dönüşümü üzerine yaptığı içsel bir sorgulama niteliği taşıyor. Her bir eser, hem sanatçının kişisel geçmişine hem de izleyicinin kendi anılarına hitap eden görsel bir dil yaratıyor. Yıldız, özellikle “görünenler dünyasında” hepimizin aslında gölgelerimizi kovaladığımızı ifade ederken, resim sanatının kalıcılığına olan inancını ve belleğin sanatta bir yol gösterici olduğunu vurguluyor. İzleyiciler, sergide yer alan eserlerde kişisel ve kolektif hafızanın derin izlerini bulacaklar.

“Belleğin İzdüşümü,” Derya Yıldız’ın sanat anlayışının özünü yansıtan bir sergi olarak, hem duygusal hem de düşünsel bir derinlik sunuyor. Sanatseverler, bu sergide geçmişin ve bugünün iç içe geçtiği bir dünyada bellek, kadınlık ve sanatın gücüyle yüzleşme fırsatı bulacaklar. Yıldız’ın zengin imgelemi ve ustalıkla kullandığı teknikler, izleyiciyi hem sanatsal hem de düşünsel bir yolculuğa çıkaracak.

-Başyapıtlar Sergisi

 

Görsel sanatlar alanında Türk sanat tarihinin son 150 yıllık serüvenini muhafaza eden milli bir hazine olan Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nin teşhiri de yenilendi. Yeni teşhirin küratörlüğünü Prof. Dr. Kıymet Giray yaptı. Ziyaretçiler, aralarında Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa’ya, İbrahim Çallı’dan Bedri Rahmi Eyüpoğlu’na resim sanatının önde gelen isimlerinin paha biçilemez 240 adet eserinin sergileneceği Müze'de Türk resim ve heykel sanatının "Başyapıtları"nı yakından görme ve keyifli vakit geçirme imkânına sahip olacak. Küratör Prof. Dr. Kıymet Giray, kaleme aldığı ve sergiyle aynı ismi taşıyan “Başyapıtlar” kitabında eserlerin hikâyelerinin yanı sıra Müze’nin tarihçesine de yer verdi.

Türk görsel sanatlar tarihinin bilhassa resim, heykel ve benzeri alanlarda izlenebilen en eski geçmişini gözler önüne seren; tarihe tanıklık eden, inşâ edildiği günden itibaren Başkent Ankara’nın sosyal ve kültürel yaşamında benzersiz bir yeri bulunan Ankara Resim ve Heykel Müzesi, bünyesinde barındırdığı birbirinden kıymetli başlıca eserlerini özel bir sergiyle ve yenilenen yüzüyle sanatseverler, araştırmacılar ve ziyaretçileri ile buluşturuyor: “Başyapıtlar” Sergisi; evinde, sizlerle…

-Fosforlu Cevriye

 

Suat Dervişin yazdığı oyun bir sokak çocuğu olan Cevriye karakterinin bütün zorluklara rağmen hayata tutunma çabalarını konu ediniyor. Sokakta soğuktan ölmek üzereyken tanıştığı adam ile hayatının yönünün değişmesi ile onu artık farklı bir hayat bekliyordur. Aslında gizli bir idam mahkumu olan bu adam, karakterimizi çıkmaza sokacak, kararlar vermek zorunda bırakacak. Arka sokaklarda, hapishanelerde ve birçok farklı yerde hayata tutunmaya çalışan kadınların, çocukların hikayelerini anlatan bu oyun 4 Ekim tarihinde Yeni mahalle Dört Mevsim Tiyatro Sahnesi’nde gösterimde olacak.

-Bir Delinin Hatıra Defteri

 

Metin Zakoğlu’nun sürekli birbirinin kopyası olan Gogol yorumlarına karşı bir tepki olarak yazdığı bu oyun, tek oyunculu bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Ana karakteri gerçek bir şizofren olan oyuncu, kimin deli kimin akıllı olduğunu sorgulatıyor. Ana olarak Gogol’un hikayelerine ara ara da Zakoğlu’nun kendi şovlarına şahitlik edeceğiz. Hem güldüren hem de ağlatan bu duygu karmaşası olan oyun 4-29 Ekim’de Karadavut Sanat Merkezi’nde olacak. 

-Hayvan Çiftliği

Hayvanlar üzerinden kurgulanan daha adaletli daha eşitlikçi bir sistem hayalinin daha sonra nasıl bir diktatörlüğe dönüştüğü anlatılmaktadır. Bu dönüşüm, en başında haklı görünen eşitlik ve adalet istemleri üzerinden mevcut sömürü düzenine başkaldırı olarak doğmuştur. George Orwell’in etkileyici romanından esinlenilerek yazılan bu oyun, 11 Ekim’de Şato Yazar Sahne’de olacak.

İzmir’de bu hafta

-An’a Adanmış

Şimdiki zamanın içinden geçen patikalarda yol alırken, ardına düşülen, meçhul bir geleceğe yararlı olabileceğini varsaydığı şeyleri getirir geçmişten. Bu seçilmiş mirası, omuzlarında hafif bir sırt çantası gibi taşır. Hiçbir ağırlığı olmayan. Gelecek ise karşılıklı bakışlarda gizlidir artık. Sükunetle ve adeta rüyadaymış gibi yol alırken tıpkı bir kaşifin iz süren parmaklarıyla boyar anlarla anılarını. Sema Barlas’ın eserlerinden oluşan ve ziyaretçilerini büyüleyici bir yolculuğu çıkaracak bu sergi 5 Ekim tarhine kadar ziyarete açık olacak.

-Gökkuşağı Karma Resim Sergisi

26 sanatçının katılımıyla, 2023-2024 tarihleri arasında bir yıllık çalışmaları sonucunda akrilik, yağlı boya, sulu boya, pastel boya ve karışık tekniklerden oluşturulan özgün eserler izleyiciye sunuluyor. Sergide eserleri yer alan sanatçılar; Ada Beşpınarlı, Arzu Acarsoy, Berat Erdemir, Bilgi Güngör, Can Köle, Defne Çalık, Defne Uysal, Dilara Şemsioğlu, Dilek Bayat, Işıl Kaya, Kemal Yeşil, Lamia Kardeşlar, Mehmet Aykaç, Melike Yılmaz, Melisa Yüncü, Nilgün Uyal, Nuran Yuncu, Nurcan Artunç, Özlem Göksel, Pınar Levent, Saadet Şengün, Sevil Karaağaçlar, Selin Aytaç, Sezgin Eroğlu, Süphan Karaman, Funda Serter şeklinde. Farklı teknikleri bir konumda toplayan sergi, 27 Ekim tarihine kadar İzmir Sanat Merkezi’nde ziyarete açık olacak. 

-Cimri

Semaver Kumpanya, Moliere'in ünlü eseri 'Cimri'yi sahneye taşıyor. Tiyatro tarihinin klasiklerinden olan oyun Tansu Biçer’in rejisi ve Serkan Keskin’in çok konuşulan 'Harpagon' performansıyla 7 Ekim’de İzmir Kültürpark Açık Hava Sahnesi’nde olacak.

17. yüzyılda yaşamış Fransız komedya yazarı Moliere'in ünlü eseri 'Cimri'de seyirci, belli bir zümreye bakmakla bir genelleştirmeye bakmak arasındaki pencereden birçok insanın ve ailelerin iç ve dış yapısına bakacak, garip rastlantılara tanık olacak.

"Dünyadaki insanların en az insan olanı; yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. Onun sevmesinden kuru, onun okşamasından kısır bir şey olamaz. Vermek öylesine zoruna gider ki, selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır..." Böyle betimliyor onu tanıyanlar Cimri'yi... Kimdir bu Cimri? Gerçekten de dedikleri kadar acımasız, katı yürekli, pinti ve kötü müdür? İnsan doğuştan mı böyle olur? Sadece yazılmış bir karakter midir? Etrafımızda var mıdır böyleleri? Nasıl bir şey olurdu böylesi bir insanla yaşamak.

-Karanlıkta Kadınlar Sarı Görünür

 

Amerikan erken dönem feminist edebiyatının en önemlilerinden Sarı Duvar Kâğıdı hikayesinden ilhamla yola çıkarak yazılan özgün tiyatro metni Karanlıkta Kadınlar Sarı Görünür, farklı olduğu için çevresi tarafından psikolojik zorbalığa maruz kalan ve “normalleştirilmeye” çalışan genç bir kadını merkezine alıyor. Kadın çevresine kendini kanıtlama uğraşı sırasında yeni taşındıkları evdeki duvar kağıdında beklenmedik bir şey fark eder. Amerikan feminist edebiyatının ilk ve en önemli eserlerinden olan Sarı Duvar Kâğıdı romanından esinlenerek yazılmış olan oyunda farklı olduğu için çevresi tarafından zorbalığa maruz kalan ve değiştirilmeye çalışılan kadının kendi kanıtlama çabalarını yansıtılıyor. Farklılık algınızı değitirecek bu oyun 10-12 Ekim tarihlerinde Han Tiyatrosu Ünal Gürel Sahnesi’nde olacak.