Bazı objelerin kendiliğinden ortak bir anlamı vardır. Bazı objelere ise anlamını biz yükleriz. Bereketi, yaşamı, mutluluk ve huzuru sembolize eden birçok obje evimizin bir köşesinde ruhumuza şifa verir. Bu tür objelerin insanlar üzerinde iyileştirici etkileri olduğu fikri adeta genetik köklerimize işlemiştir.
Bazen tüylü minik bir oyuncak, bazen bir yüzük ya da kolye, bazen de minik bir heykel bizim için çok değerlidir, uğurlu olduğuna inanırız. Hayatın türlü sınavlarında onun yanımızda olmasını isteriz. Kendimizi iyi hissettirir. İyileştirici, onarıcı bir etkisi olur.
Bir tutam buğdayın evimize bereket getireceğini düşünürüz mesela. Binlerce yıl önce yaşamış atalarımızın buluntuları arasında ana tanrıça, aslan, boğa, güneş kursu heykelciklerinin çıkmasının da benzer bir sebebi vardır.
Farklı kültürlerde, farklı mekânlarda ve farklı zamanlarda yaşasak da yüzyıllardır yaparız bunu. Kuşaktan kuşağa taşınarak insanlığın ortak bilinçaltına yerleşmiş bu tasarımlar, sanatın ve sanatçının da temel dürtüleri arasında yer alır.
Gülay Kazancıoğlu ve Evren Erkan da mitsel kahramanlardan esinlenerek tasarlamışlar Carminicon Hayat Ağacı ve Uyku Perileri’ni. Ardından şifayı yanında taşımak isteyenler için kolyeler tasarlamışlar. Kurucusu oldukları Carminicon Tasarım Mağazası’nın bütün ürünlerinde sanatın iyileştirici etkisini öne çıkarmaya çalıştıklarını ifade ediyorlar.
Fikir nasıl ortaya çıktı?
Kazancıoğlu, fikrin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor:
“Yeğenimin gördüğü kötü rüyaların son bulması için ona yaptığım küçük bir düş perisi heykelciği işin başlangıcı oldu. İşe yaramıştı. Düş perisine inanması; içinde olumlu bir duygu yaratmıştı.
Bunun üzerine zaten yıllardır ortak işler yaptığımız Evren’le birlikte perileri tasarladık.
Psikolog bir arkadaşımız Carl Gustav Jung’ın arketip kavramıyla çok ilişkili bulduğu bu heykelcikleri yapmaya devam etmemiz için ısrar etti.
Periler ve karakterleri şekillendikçe Carminicon Tasarım Mağazası da ortaya çıkmış oldu.
Perilerimiz dekoratif birer ürün ama bundan öte anlamları var. Mutluluk, iyilik, sevgi, güzellik, umut, aşk, adalet, cesaret gibi iyi duygular çağrıştıracak objeler yaratmak istedik.
Özellikle yurtdışından aldığımız beğeni ve talepler cesaretimizi arttırdı. Perilerin iyileştirici etkisini hep yanında taşımak isteyenler için kolyeler tasarladık.”
Carminicon Tasarım Atölyesi'nin geçen yıl Sakıp Sabancı Müzesi'ndeki ZERO sergisi için özel olarak tasarladığı "ZERO" konseptli ürünleri müzenin tasarım mağazasında satışa sunuldu.
Heykelsi bir forma sahip olan Carminiconlar ve kolyeleri sizi mitsel bir dünyaya davet ediyor. Onlarla hayal dünyanızı aralayabilir, kapalı gözlerinde huzurlu bir uykuyla rahatlayabilirsiniz.
Günün, yaşamın ağırlığına küçük bir soluk, sıcak bir gülümseme, güzel şeylerin olduğunu anımsatacak minik bir ışıltı…İşte Carminiconların hikâyeleri:
Ben hayat ağacıyım, yeryüzünün dört bir yanına kök salmış.
Fark etmeden yanından akıp gittiğiniz, gölgesinde dinlendiğiniz.
Belki unutmuşsunuzdur ama aynı kökten geliyoruz.
Düşlerin kızıl perileri Carminiconlar yardımcılarımdır benim.
Köklerimden aldıkları yaşam enerjisini bin yıldır taşırlar ortak bilincinize.
Sırtınızı verdiniz mi bana, çoğalır cesaretiniz.
Köklerim besler, dallarım sarar dostluklarınızı.
Uykularınıza tatlı düşleri çağırırım.
Baharın neşesini taşırım ruhunuza.
Filizler fışkırır gövdemden her yeni başlangıç için.
Köklerim gibidir dallarım da; toprak ve gökyüzü dengededir adalet için.
En karanlık gecede içinizdeki ışığı yansıtırım.
Şifa veririm yaralı ruhunuza.
Aşk… En büyüleyici yanınız, ama aynı zamanda en büyük zaafınız.
Hayatınızın her anında, ama yine de gizemli.
Rivayete göre insan, başlangıçta kendine yeten bir varlık olarak her ihtiyacını tek başına karşılayabiliyor, sorunlarını çözebiliyordu. Gelgelelim zaman içinde bölünüp, iki parçaya ayrıldı.
İşte aşk da böyle doğdu. Hepiniz hiç farkına varmadan diğer yarınızı özlemeye başladınız.
Ne var ki hayat kısa dünya büyük. Aradığınız yarınız belki hemen yanı başınızda.
Aşkı aramaktan vazgeçmeyenler için sihirli dokunuşumla buradayım işte, ben, Aşk Periniz!
Biliyorum hepiniz için umudu beslediğimi.
Karanlığın karşısına koyarak beni, ışıldayan yüzümü hayranlıkla seyrettiğinizi…
Oysa benim kendi başına bir değerim yoktur.
Ben güneşi değil; ayı temsil ediyorum.
Gücüm yetmez gündüze ve aydınlığa.
Karanlığı yok etmek değil; gizlediği güzelliği görünür kılmaktır benim işim.
Ben, Işık Perisiyim, Güzellik Perisi’nin kız kardeşi.
En umutsuz, en karanlık gecelerde içinizdeki ışığı yansıtır, ruhunuzu aydınlatırım…
Sağlık, sahip olduğunuz en değerli şey.
Gerçek değeri, ancak onu kaybettiğinizde anlaşılır.
İnsanlar binlerce yıl boyunca hastalıkların çaresini yaşamın kaynağı olan topraktan fışkıran filizlerde aramışlar.
Ben Şifa Perisi, Hayat Ağacı’nın köklerinden arıttığım doğanın sonsuz enerjisini taşırım size.
Her başlangıç yeni bir yol ayrımıdır.
Bu yüzden biraz belirsiz, belki biraz zor; ama mutlaka heyecanlıdır.
Duygularınız ne kadar karmaşık olsa da hayatınıza anlam katar her yeni başlangıç, dünyayı daha yaşanır kılar.
Böyle zamanlarda biraz şansa ve desteğe kimin ihtiyacı olmaz ki! İşte budur benim işim.
Ben Başlangıç Perisi’yim, güç katarım size yeni başlangıçlarda.
Aşkın, sanatın, hazzın merkezindedir güzellik.
Hep peşinde olduğunuz şeydir.
Kimine göre mutlak uyumun yansımasıdır.
Kimine göreyse ona bakanda anlam kazanır.
İşin sırrı, önce kendi içinizdeki güzelliği keşfetmektir.
Ben Güzellik Perisi’yim, ilham veririm güzele ulaşmak için yola çıkanlara.
Bir elimde terazi diğer elimde kılıç kılı kırk yararım.
Haksızlığa uğramak zordur, bilirim.
Milim şaşmasın diye adalet gözüm kapalıdır benim.
Gücüm, adaletin varlığına olan inancınızdan gelir.
Size benzemeyenlere eşit davrandığınızda güçlenirim!
İşim en az Aşk Perisi’nin, Güzellik Perisi’nin işi kadar zordur.
Ben Adalet Perisi’yim, hakkını arayanın yanında.
Yola çıkmadan başarıya ulaşamazsınız.
İçinizdeki gücü keşfetmeden korkularınızla savaşamazsınız.
Ne var ki, ilk adımı atmak bazen çok zordur.
Büyük cesaret gerektirir, güç ister, destek ister.
İşte böyle zamanlarda yardımınıza koşarım.
Cesaret Perisi’yim ben, yanı başınızda.
Hayat işte; güldürür, ağlatır, heyecanlandırır, kırar.
Hatta bazen öyle bir kırar döker ki toparlamak zor olur.
Ama bazı insanlar vardır; güzel anlar onlarla daha da güzelleşir, hüzün bulutları onlarla dağılıverir…
Uzakta da olsalar hissedersiniz.
Yıllar sonra bile kaldığınız yerden devam edersiniz.
Dostluk Perisi’yim ben, sizden bir parça, dostunuzun yanında.
Yetmediğinde dünya arzularınızı karşılamaya; başlarsınız hayal kurmaya.
Hayal etmekle başlar bütün büyük şeyler.
Düş Perisi’yim ben, Başlangıçlar Perisi’nin yoldaşı, hayalleri peşinde koşanların yardımcısı.
Neşe ve kahkaha yoksa her şey gridir, renkleri yoktur hayatın.
Ben Neşe Perisi, baharın neşesini taşırım hayatınıza.
Küçük bir tebessümünüz bile yeter bana.
Ayrıntılı bilgi için:
www.instagram.com/carminicon