06 Ocak 2025 09:32
Güncelleme: 06 Ocak 2025 21:31
İstanbul, Sarıyer'deki Santa Maria İtalyan Kilisesi'ne yapılan silahlı saldırıya ilişkin olarak aralarında saldırganların ve saldırının planlayıcısının da bulunduğu 32'si tutuklu 43 sanığın yargılanması, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Ceza İnfaz Kurumundaki duruşma salonunda yapıldı. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Amirjon Kholıqov, "Görüntüdeki kişi ben değilim, fiziksel olarak da benzemiyorum" dedi. Telefonunda İstanbul'daki bazı kiliselerin yakınlarında telefon sinyalinin olması ve Taksim'deki kilisenin fotoğrafının bulunmasının nedeni sorulan tutuklu sanık Shamsullo Radzhabov da "Beni istihbarat çağırdı olaydan birkaç gün önce. Onlarla çalışmamı istediler. Bilgi vermemi istediler. Hatta avukatımla gittim. Orada çektim" diye konuştu.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Marmara Cezaevi'nde bulunan duruşma salonunda görülen duruşmaya bazı tutuklu sanıklar getirilirken, 4 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı. Duruşma kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başladı. 25 sanığın ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 300 yılın üstünde hapsi isteniyor.
Santa Maria Kilisesi'nde 28 Ocak 2024'te meydana gelen silahlı saldırıda Tuncer Cihan hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlatılan çalışma kapsamında IŞİD üyelerine yönelik 30 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, 51 şüpheliyi gözaltına almıştı. Şüphelilerden olayla bağlantısı olmadığı belirlenen 23'ü işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezine teslim edilmişti. Soruşturma kapsamında yakalanan 9 zanlıdan 3'ü de işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezine teslim edilmişti. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 34 şüpheliden, kilisede ateş açarak Cihan'ın ölümüne neden olan IŞİD şüphelisi Amirjon Khliqov ve yanındaki David Tanduev'in de aralarında olduğu 25'i "örgüt üyeliği" ve "nitelikli kasten öldürme" suçlarından tutuklanmıştı. Diğer 9 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. TOLGA ŞARDAN YAZDI |
Sanıklardan Bilel Souıbguı mahkemede tercüman eşliğinde yaptığı savunmasında, şunları söyledi:
"İngilizce öğretmeniyim. Türkiye'ye yasal yollardan geldim. Türkiye'de bulunduğum süre boyunca herhangi bir sabıkam yoktur. Okuldan sonra restoranlarda kurye olarak çalıştım. Restoranda çalışan Mustafa isimli şahısla buluştum. Bu süreçte taşınmak için ev arıyordum. Mustafa İzmir'de çalışacağını ve evi devredeceğini söylemişti bana. Ben de o evi kiraladım, kontrat yaptım. Mustafa gittikten sonra kalan eşyaları İzmir'e göndermemi istedi. Akrabalarından birini gönderdi, Amırjon Kholıqov geldi eşyaları aldı. Fatih emniyette bana bu kişiyle ilgili sorular soruldu. Bu kişinin şüpheli olduğunu söylediler. Benden eşyaları aldıktan sonra onunla hiçbir şekilde görüşmedim. Benim herhangi bir terör örgütüyle bir ilişkim yoktur. Ben İngiliz Edebiyatı mezunuyum."
"Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "IŞİD silahlı terör örgütüne üye olma", "tasarlayarak kasten öldürme", 11 kişiye karşı "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs", "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" suçlarından yargılanan ve saldırıyı gerçekleştiren tutuklu sanık Rus uyruklu David Tanduev de "Ben güvenmiyorum kendilerine, avukat istemiyorum. Konuşmak istemiyorum. Susma hakkımı kullanıyorum" dedi.
Rus sanığın gülmesi üzerine Mahkeme Başkanı, "Söyleyin ona gülmesin" diye tercümanlara seslendi.
Saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen tutuklu sanık Amirjon Kholıqov, mahkemedeki savunmasında şunları söyledi:
"Ben buraya hain, katil olmaya gelmedim. Hiçbir zaman hiçbir örgüte katılmadım. Bu üzerime atılı suçlamalar iftira. Söylemediğim şeyleri iddianameye yazmışlar. Ben ifadelerin hiçbirisini kabul etmiyorum, ben söylemedim bunları. Bu iddianameyi öyle bir hazırlamışlar ki burada beni terörist göstermek için aşırı yanlışlar yapmışlar. 6 kişiye para göndermişim, DAEŞ'li onlar. Ben sadece anneme para gönderdim o da Tacikistanlı. Bana benzeyen bir adam göndermiş. Her şeyi benzeyen diye bırakmışlar. Babam kalp krizi geçirdi. Tacikistan'da akrabalarımı hapse attılar. Beni çok dövdüler. Olay günü ben olay yerine gitmedim. O gün hiç Sarıyer taraflarına gitmedim."
Olaya ait görüntülerin mahkemede gösterilmesi üzerine, "Görüntüdeki kişi ben değilim, fiziksel olarak da benzemiyorum" diyen Kholıqov, diğer sanık David ile camide tanıştıklarını ve daha sonra birlikte ev kiraladıklarını söyledi. Evde bir Türk bir Özbek David Tanduev ve kendisinin kaldığını, evde tek çalışanın kendisi olduğunu, diğerlerinin iş bulamadığını anlatan Kholıqov, şöyle devam etti:
"Tüm giderleri ben karşılıyordum bu yüzden evden ayrılmaya karar verdim. David ile anlaşıp ayrı eve çıkmaya karar verdik. Ben olay günü evden çıktım, ev aramaya gittim. Esenyurt, Beylikdüzü civarından ev bulacağız diye karar verdik. O gün ev aradık."
Avukatın "1 Ocak tarihinde kilise çevresinde keşif yaptığınız doğru mu? David ile beraber bir dini eğitim aldın mı” sorusuna sanık, "Ben bunu kabul etmiyorum. Gitmedim. Bu yanlış ya da iftiradır. Ben dini, medrese eğitimi vs almadım. David yakalandığında ben de evdeydim, beraber yakalandık" yanıtını verdi. Avukat, "Kilise saldırısıyla ilgili David ile konuştun mu hiç" diye sordu. Sanık, "Yok tabii ki" diye yanıtladı. Mahkeme başkanının "Kayseri'de bir kazıya katıldın mı" sorusu üzerine Kholıqov, "Korsan taksici olarak İslam ve birini Kayseri'de bir yeri kazmaya götürmüştüm. Kazıdan sonra bu kişileri bazı adreslere bıraktım. Ben otele geçtim. Peşimden kazıdan birkaç kişi geldi. Bu olaylarda David de vardı" dedi.
Biz kısım müştekilerin avukatı, "Siz iddianamede yer alan tüm kan örneklerini ve kullandığınız iddia edilen aracı reddediyorsunuz öyle mi" diye sordu. Sanık, "Hani nerede var kan örneği nerede var görüntü" diye soruyla karşılık verdi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Saldırganlardan olduğu öne sürülen Tacikistan uyruklu tutuklu sanık Amirjon Kholiqov ise Türkçe savunma yapmak istediğini ancak bu dilde okuyup yazamadığı için iddianamede hakkındaki suçlamaları anlayamadığını söyledi.
Türkiye'ye çalışmaya geldiğini ifade eden Kholiqov, İstanbul'da 2 yıl boyunca korsan taksicilik yaptığını, Bayrampaşa'da yaşadığını ancak açık adresini bilmediğini dile getirdi.
Kholiqov, saldırının gerçekleştiği gün Sarıyer'e gitmediğini, görüntülerdeki saldırganın da fiziksel olarak kendisine benzemediğini iddia etti.
Sanıklardan David Tanduev'le 5 sene önce tanıştığını ve İstanbul'da aynı evde kaldıklarını, sonrasında arkadaşlığının devam ettiğini anlatan Kholiqov, olay günü Tanduev'le Esenyurt ve Beylikdüzü'nde kiralık ev baktıklarını öne sürdü.
Daha sonra çapraz sorgusu yapılan sanık Kholiqov'a, müşteki avukatı Afşin Hatipoğlu, olaydan bir hafta önce, 20-21 Ocak 2024 tarihlerinde 34 HYK 599 plakalı araçla kilise çevresinde keşif yaptıklarına dair tespit bulunduğunu hatırlattı.
Kholiqov ise bu durumun iddianamede net olmadığını ileri sürdü.
Avukat Hatipoğlu'nun, "Arabalarda olduğun tespit edildiği halde; kan, saç, doku ve deri örneklerin olaydaki örneklerle birebir uyuştuğu halde, 'Buraya tesadüfen geldim' diyorsun, öyle mi?" demesi üzerine sanık Kholiqov, bunların somut delil olmadığını ifade etti.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
Saldırı öncesi keşifte bulunduğu ve arabanın sahibi olduğu iddia edilen tutuklu sanık Shamsullo Radzhabov savunmasını yaptı. 2019 yılında Türkiye’ye yasal yollardan para kazanmak için geldiğini anlatan sanık, “Bir sene Sarıyer’de yaşadım. Sonrasında da Antalya’ya gittim. 2 sene kadar orada yaşadıktan sonra dil öğrendim ve İstanbul’a döndüm” dedi. Saldırıdan önce olay yerinde keşif yapmakla ve arabayı temin etmekle suçlandığını söyleyen sanık, telefonunda İstanbul'daki bazı kiliselerin yakınlarında telefon sinyalinin olması ve Taksim'deki kilisenin fotoğrafının bulunmasının nedeninin sorulması üzerine sanık, "Bir kilisenin konumu var telefonumda, sebebi şu beni istihbarat çağırdı olaydan birkaç gün önce. Onlarla çalışmamı istediler. Bilgi vermemi istediler. Hatta avukatımla gittim. Orada çektim. Kiliseyi göreceğimi beni orada karşılayacaklarını söylediler. O yüzden çektim Taksim'deki kiliseyi. Diğer kilise konumlarına gelince, ben kuryelik yapıyorum. Her yere gidiyorum. Gittiğim yerde kilise mi var ne var bilmiyorum" dedi.
Tutuklu sanık Alisher Rakhımow ise savunmasında, "Kaporta boyacılık, oto tamir işi yapıyorum. Shamsullo 23'ü gibi arabayı getirdi bana yaptırmak için, yan taraftaki oto tamircisini önerdim, çünkü ben kaporta boyacılık yapıyorum. 3 gün sonra arabayı oradan teslim aldı. Sonra arabanın rampalarda kaldığını söyledi. Yan tarafa sordum, müsait olduğunda yaparım dedi, senin dükkanında kalsın senin dükkanının önü boş dedi. Beni aradı, aracın sahibi aracı satmış, alıcıya götürmemi rica etti. Ben de götürdüm. Alıcı bana konum attı. Sonra adam arabayı aldı bizi de eve bıraktı. Alıcı Amirjon'du. Bunu ayın 27'si gece yaptım."
Tutuklu sanık Farrukh Soliev savunmasında şunları söyledi:
"Ben siyasi görüşü olan biriyim Tacikistan'da İslami Yeniden Doğuş Partisi'ne üyeyim. Tacikistan'dan kaçmak zorunda kaldım. Türkiye'ye yasal yollarla geldim. Oturma iznine başvurdum. Tacikistan hükümeti beni tehdit ediyordu. Buradan uluslararası koruma talep ettim. 2023 yılında 27 Ocak'ta evimden alındım. Aralık'ta geri gönderme merkezine alındım. Hakimliğe itirazım sonucu serbest bırakıldım. Alisher ile oto tamircide çalışıyordum. 2022'de Alisher ile ortak dükkan açtım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Sanıklardan alisher dışında kimseyle bir bağlantım yok, hiçbirini tanımıyorum."
Tutuklu sanık Zharaıdat Esmurzıeva ise mahkemedeki savunmasında, Rusya'da yaşarken eşinin kaybolduğunu ve onu aramak için 2019 yılında Türkiye'ye geldiğini, eşini bulamadığı için geri döndüğünü, daha sonra tekrar İstanbul'a geldiğini söyledi. Esmurzıeva, internetten kadın kıyafetleri satın alıp Rusya ve Kazakistan'a gönderdiğini, bu nedenle söz konusu ülkelerden kendisine para geldiğini anlattı. Eski eşinden hiç haber alamayınca internetten tanıştığı Edelkhan İnazhaev'le evlendiğini söyleyen Esmurzıeva, evlendikten yaklaşık bir ay sonra ikametlerine yapılan operasyonda eşiyle birlikte gözaltına alındığını aktardı. Hakkında "IŞİD terör örgütüne katılarak istişhad (canlı bomba) eylemi yapmak üzere gönüllü olduğu" şeklinde istihbari bilgi bulunan Behruz Bobokalonov'un, eski eşi olduğuna dair bilgi bulunduğunun sorulması üzerine Esmurzıeva, "O benim eşim değil" dedi.
İkişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 349 yıl 6 ay hapis talebiİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede kilisenin rahibi Anton Bulai'nin de aralarında bulunduğu 11 kişi ''müşteki'' olarak yer aldı. İddianamede, saldırıyı düzenleyen tutuklu şüpheliler David Tanduev ile Amirjon Kholiqov ile bu şüphelilerle bağlantılı oldukları belirlenen Edelkhan Inazhaev ile eşi Zharaidat Esmurzieva hakkında, ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''silahlı terör örgütü IŞİD'e üye olmak'', Tuncer Cihan'a yönelik ''tasarlayarak kasten öldürme'', 11 kişiye yönelik ''tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs'' ve ''ateşli silah ve mermi bulundurmak'' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 218 yıl 7'şer aydan 349 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi. 20 şüpheli hakkında ise benzer suçlardan 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 217 yıl 1'er aydan 345'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Şüpheli Inazhaev'in ayrıca ''resmi belgede sahtecilik'' suçundan 3 yıldan 7,6 yıla kadar; şüphelilerden 18'inin ise sadece ''silahlı terör örgütü IŞİD'e üye olmak'' suçundan 7.5 yıldan 15'er yıla kadar hapisleri istendi. |
Ne olmuştu?Santa Maria Kilisesi'nde 28 Ocak'ta meydana gelen silahlı saldırıda Tuncer Cihan hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlatılan çalışma kapsamında 30 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, 51 şüpheliyi gözaltına almıştı. Şüphelilerden olayla bağlantısı olmadığı belirlenen bazıları işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezine teslim edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada gözaltına alınarak tutuklanması talep edilen şüphelilere ilişkin İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen sevk yazısında saldırıyla ilgili detaylara yer verilmişti. Sevk yazısında, Başakşehir Güvercintepe Mahallesi'ndeki bir adreste, saldırıyı gerçekleştiren zanlılardan David Tanduev ile bağlantılı oldukları değerlendirilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva'nın yakalandığı, yapılan aramada kurusıkıdan bozma silah ve boş şarjör ele geçirildiği belirtilmişti. Şüpheli Inazhaev'in havalimanı saldırısında da izine rastlanmıştıEdelkhan Inazhaev'in dijital materyallerinde, saldırıda kullanılan EL738FX yabancı plakalı araca ait görsellerin olduğu bilgisine yer verilen yazıda, bu şüphelinin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016'da gerçekleşen bombalı ve silahlı saldırı eylemiyle bağlantılı oldukları değerlendirilen şahısların ikamet ettiği Başakşehir Kayabaşı Mahallesi'ndeki adrese yönelik 1 Temmuz 2016 tarihli operasyonda yakalanarak tutuklandığı aktarılmıştı. Şüpheli Inazhaev hakkında ayrıca, yasa dışı yollarla Suriye'ye geçme arayışında olan DEAŞ terör örgütü mensubu Çeçen asıllı "İlyas" kod adlı şahıs olduğuna ilişkin bilgiler de bulunduğu kaydedilen yazıda, Inazhaev'in eşi Zharaidat Esmurzieva hakkında ise "DEAŞ terör örgütüne katılarak canlı bomba eylemi yapmak üzere gönüllü olduğu" şeklinde bilgiler bulunduğu ve "Abu Kasas Al Taciki" kod adlı Behruz Bobokalonov isimli şahsın eski eşi olduğu yönünde tespitler yapıldığı ifade edilmişti. Dijital materyallerdeki delillerEdelkhan Inazhaev'in dijital materyallerine ilişkin ön incelemede, DEAŞ terör örgütü mensupları olduğu değerlendirilen şahıslara ait resimler, örgütün sözde bayrağı ile bomba yapımında kullanılan malzemeler ve yapım aşamasına ait resimlerin bulunduğu da aktarılan yazıda, ayrıca saldırganların Başakşehir'de kaldığı adreslerinde şüpheliler Mukhammad Kodır Mirzaev ve İbrahim Sünmez'in yakalandığı, burada yapılan aramada Kur'an-ı Kerim içerisinde saldırgan Amirjon Kholiqov'a ait ikamet izin belgesinin bulunduğu dile getirilmişti. Sevk yazısında, şüpheli Ismonalı Mirzojonov'un dijital materyallerinin ön incelemesinde ise DEAŞ mensupları olduğu değerlendirilen silahlı kamuflajlı şahısların silah eğitimlerine ait ve "ithal bir evi kiliseye çeviriyor" şeklinde üstünde yazı olan resimler ile örgütün propaganda amaçlı kullandığı "Neşhid" marşının ekran alıntısı ve örgütün infazına ait çocukların silahlandırıldığına ilişkin ekran alıntıları olduğu bilgisi verilmişti. Şüphelilerden Mahmud Muhammed'in Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, aynı zamanda 2016'da Türk vatandaşlığı kazandığı vurgulanan yazıda, bu kişinin "DTİP" ve "DEAŞ/ÇB" ile bağlantılı kişilerle irtibatının olduğu yönünde bilgiler bulunduğu da kaydedilmişti. |
© Tüm hakları saklıdır.