Gezi protestolarının Antalya ayağında, polis müdahalesinden kaçarak otoparka saklanan ve buraya gelen polislerce darp edildikleri kamera görüntüleriyle açığa çıkan 3 gence yönelik işkenceyle ilgili iddianame hazırlandı. Milliyet gazetesinden Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre, iddianamede, polislerin eylemi, kamera kayıtlarındaki darp görüntülerine ve adli tıp raporunda “çivili sopa” izleri görülmesine karşılık, “basit yaralama” olarak nitelendirilirken, polislere 3 genç için ayrı ayrı ceza istenmesi yerine hangi polis kime vurduysa buna göre ceza talebinde bulunuldu. Polislerin verdikleri ifadeler ise şaşkınlık yarattı.
Gezi olaylarının Antalya ayağında yaşanan olayla ilgili kamera görüntüleri kamuoyuna yansımış ve otoparka saklanan 3 gencin çok sayıda polis tarafından gözaltına alınmadan önce darp edilmeleri büyük tepki çekmişti. 3 gencin darp edilmesine ilişkin iddianame tamamlandı. Savcı Mehmet Uğur iddianamede, mağdurların otopark içerisine kaçıp saklandıklarını ve buraya gelen polislerce biber gazı sıkıldıktan sonra darp edildiklerini aktardı. İddianamede, 10 sanık polisin şahıslara zor kullanma yetkisi dışında etkili eylemde bulundukları vurgulandı. İddianamede, çocukların olaydan sonra şikâyetçi olmadıkları da ifade edildi.
İşkence değil yaralama
3 mağdurdaki dayak ve bir bölümü çivili sopa izi olduğu değerlendirilen izlerin Adli Tıp raporuna yansımasına, kamera kayıtlarında gençlerin darp edildiklerinin görülmesine karşılık, iddianamede, polislerin işkence yerine “basit yaralama” suçundan yargılanmaları istendi.
TCK’da bu suça, en fazla 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis öngörülüyor. Sanık polislerin bir bölümü için üst sınırdan ceza istenirken, bir bölümü için sadece 1 yıldan 3 yıla kadar hapis isteminde bulunuldu. İddianamede 3 genç için ayrı ayrı ceza istenmesi gerekirken, polislere kime kaç kere vurduğu hesaplanarak ceza istendi.
Bazı polislere bir genç, bazı polislere iki genç için ceza isteminde bulunuldu. İşkence suçundan açılması halinde ise sanıklara en az 12 yıl hapis cezası istenebilecekti. Bu ceza çok daha fazla artırılabilecekti.
Polislerden kafa karıştıran ifadeler
Sanık polislerin ifadeleri ise şaşkınlık yarattı. İddianamede, bazı polislerin şu ifadeleri aktarıldı:
İlker Hocazade: İki erkek ve bir kız şahsın duvar kenarında olduğunu gördüklerini, otoparkın başka kısımlarını başka şahıslar var mı diye kontrol ettiğini, sonra bu göstericilerin yanına geldiğini, göstericileri gözaltına almak istediklerinde direndikleri için erkek olanların yere yatırılmak istendiğini, şahısların direndiğini, kendisinin de şahısların direncini kırmak için elinde bulunan plastik copla bacaklarına doğru birkaç kez vurduğunu, şahısları etkisiz hale getirdiklerini, göstericilerin gözaltı aracına götürüldüklerini beyan etmiştir.
Ahmet Önem: İki erkek ve bir bayan göstericinin alt katta olduğunu gördüklerini, bu şahısları sözlü olarak uyarıp gözaltına almaya çalıştıklarını, polis çocuğu olduğunu sonradan öğrendiği şahsın, hem teslim olma konusunda hem sırt çantasının içerisini kontrol etme konusunda zorluk çıkararak, ‘sizlerden bunların hesabını soracağız’ dediğini, ailesine ve kendisine sinkaflı sözlerle hakaret ettiklerini, gözaltına alınmayı engellemeye çalıştıklarını, bu sırada arbede yaşandığını, copla bu şahsa vuracakmış gibi yaparak korkutmaya çalıştığını ancak vurmadığını, arkadaşları ile zor kullanmak suretiyle şahsı etkisiz hale getirerek gözaltı aracına götürdüğünü, görüntülerden salladığı copun şahsın bacak kısmına geldiği görülmekteyse de diğer meslektaşının kendisine çok yakın olmasından dolayı onun yaptığı müdahalenin kendisinin yaptığı şeklinde algılandığını beyan etmiştir.
Muharrem Bayrak: Erkek şahısların küfür etmeye başladıklarını, bayan şahsa ‘kızım kalk bakayım’ dediğini, bayanın kalktığını, başka bir arkadaşının bayanı yukarıya çıkarttığını, bayanı kaldırdığı aşamada erkek şahıslar ile arkadaşları arasında itişme olduğunu gördüğünü, şahısların zor kullanılarak gözaltına alındığını, uzun boylu şahsın direnmesi nedeniyle bacağına bir kez cop salladığını, tamamen direnmeden dolayı zor kullanma hakkından dolayı bu müdahalede bulunduğunu beyan etmiştir.
Dursun Yıldırım: Şahısların ‘bırakın bizi’ diyerek gözaltına alınmalarına engel olmaya çalıştıklarını, polis arkadaşlarının şahısları zor kullanarak etkisiz hale getirdiğini, kendisinin erkek olan göstericilerden birini etkisiz hale getirdikten sonra kolundan tutarak yukarı çıkartmak istediğini, ancak şahıs şapkasını yere düşürdüğü için bu şahsı diğer arkadaşlara bırakarak şapkasını aramaya başladığını, elinde cop bulunmadığını beyan etmiştir.
Tancer İşcan: Üç şahıstan uzun saçlı olanın, ‘Siz hepiniz şerefsizsiniz, benim babam da polis, o da sizin gibi şerefsiz’ diye bağırmaya başladığını, küfrederek slogan atanın ağzını kapatmaya çalıştığını, kapattırmamak için direndiğini, kendisini yere atarak küfürlerine devam ettiğini, bu sırada diğer polislerin şahsa müdahale ederek etkisiz hale getirdiğini, polis çocuğu şahsı koluna girerek gözaltı aracına götürdüklerini beyan etmiştir.