Berlin’de Yabancı Gazeteciler Cemiyeti (VAP) üyeleriyle sohbet toplantısında bir araya gelen Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, Türkiye ile Almanya arasında tırmanan gerilim ve bu gerilimin iki ülkenin ekonomik ilişkilerine etkileri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
DW Türkçe’nin “Türkiye’deki siyasi gelişmeler, Türk-Alman ilişkilerindeki gerilim iki ülkenin ekonomik ilişkilerini nasıl etkiliyor?” sorusunu yanıtlayan Bakan Schäuble, tırmanan gerilimin ekonomik işbirliğine zarar verdiğini söyledi.
Türkiye’nin Almanya ve Avrupa için çok önemli bir ortak, küresel bağlamda da önem taşıyan bir ülke olduğunu vurgulayan Schaeuble, “Bu bağlamda Türkiye’deki iç siyasi gerilimleri, gelişmeleri ve kullanılan üslubu büyük bir endişeyle izliyoruz” dedi.
Alman Bakan Schäuble, “Türkiye ile işbirliğinin olumlu yönde seyretmesi menfaatimize” demekle birlikte, günümüzde yaşanan gelişmelerin işbirliğini çok ciddi boyutta zora soktuğunu kaydetti.
Türkiye’ye çağrı
Günümüz Almanya’sının Nasyonal Sosyalizm dönemiyle kıyaslamanın, hukuki mevzuat zeminde kararlar alan Alman makamlarına yönelik bu yönde suçlamalar yöneltmenin "kabul edilemez” olduğunu vurgulayan Schäuble, bu suçlamaların bir cumhurbaşkanı tarafından yapılmasının “çok daha korkunç” olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu üslubuna en kısa zamanda son vermesinin “çok akıllıca” olacağını söyledi.
Geçmişte içişleri bakanı olarak görev yapan, Almanya'daki Türkler ve uyum konularında yoğun çalışmalar yürüten Schäuble, "Referandum sürecinde kullanılan retorik hem Almanya’da iç barış hem de Türkiye-Almanya ekonomik ilişkileri açısından sorumsuzca” diye konuştu.
Schäuble, Almanya’da çok sayıda Türkiye kökenli yurttaşın yaşadığına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi aktardı:
"Çok daha korkunç olan şu: Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Türk siyasetçilerin Almanya’daki insanların bir arada yaşamalarını zorlaştırarak ve tehlikeye sokarak yüklendikleri sorumluluk çok ağır. Biz iç barışı ve nereden geldiklerine bakmaksızın, hangi ülkenin yurttaşı olursa olsunlar, Almanya’da herkesin barışçıl bir şekilde bir arada yaşayabilmesini var gücümüzle savunacağız.”
Referandum eleştirisi
Demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü ile ilgili temel ilkelerle hakların taviz verilemez, vazgeçilemez olduğunun altını çizen Alman Bakan, “Üstelik Türkiye bir Avrupa ülkesi, Avrupa Konseyi üyesi ve bu bağlamda taahhütleri var” hatırlatmasını yaptı.
Referanduma sunulması öngörülen anayasa değişiklikleri ile ilgili hazırlanan Venedik Komisyonu'nun raporunu büyük bir dikkatle okuduğunu, raporda çok ciddi endişeler ve eleştirilere işaret edildiğini anımsatan Alman Maliye Bakanı, “Birlikte yükümlülük altında bulunduğumuz ilkelerden, demokrasiden, hukuk devleti ilkelerinden, temel haklar ve özgürlükçü bir anayasadan uzaklaşma yoluna girmek Türkiye’nin çıkarına olamaz” dedi.
Şimşek ile görüşmesini açıkladı
Schäuble, DW Türkçe'nin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Berlin ziyareti sırasında yaptıkları görüşmeyle ilgili sorularını da yanıtladı.
Başbakan Yardımcısı Şimşek’i Maliye Bakanı olduğu dönemde beri tanıdığını, kendisiyle çok iyi ilişkileri ve yoğun görüşmeleri olduğunu söyleyen Wolfgang Schäuble, “Türk Hükümeti’nin sizden beklentileri neler? Bu beklentilerin gerçekleşmesi mümkün mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:
"Türkiye ekonomisi açısından güçlüklerin bulunduğu bu dönemde, ekonomik alanda birlikte neler yapabileceğimizi görüştük. Bana yaşanan güçlükleri anlattı, bu bizim için sürpriz olmadı çünkü bizler de gelişmeleri takip ediyoruz. İşbirliği yoluyla yardımcı olabilmek için neler yapabileceğimizi görüştük. Bu konuda birçok fikir geliştirdik ama Sayın Şimşek günümüzdeki tırmanan bu gerilimin, işbirliğini çok ciddi anlamda zora soktuğunu gayet iyi biliyor. Bu gerilimin tırmanması yararımıza değil, makul işbirliği hepimizin yararına ama Almanya hakkında bu şekilde konuşulmasını kabul edemeyiz.”
Görüşmelerde mali yardımlar konusunun hangi bağlamda ele alındığı sorusuna Schäuble, “İstikrarlı ve ekonomisi gelişen bir Türkiye bizim menfaatimize. Bu yönde olacak işbirliğine açığız. Ama Türkiye’deki gelişmeler ki ben bunu Sayın Şimşek’e de söyledim, bunu güçleştiriyor. Şu anda en ağır hakareti yapanlar yarışmasında ben yer almayacağım. Benim bu alanda rekabet etme arzum yok. Ama bu arada Alman ekonomisinin rekabet gücü bir hayli güçlü ” sözleriyle yanıt verdi.
© Deutsche Welle Türkçe
Değer Akal / Berlin
