Gündem

Seçil Erzan davası | Fatih Terim’in avukatları: Banka sanki mağdur eden kendi müdürü değilmiş gibi bir algı yaratmaya gayret etti

14 Kasım 2024 10:42

T24 Haber Merkezi

Yüksek gelir vaadiyle aralarında futbolcuların da bulunduğu 40’a yakın kişiyi dolandırıldığı iddiasıyla 295 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan eski Denizbank Şube Müdürü Seçil Erzan, bir kez daha hakim karşısına çıkıyor. Fatih Terim’in avukatları, Seçil Erzan davası öncesinde yaptıkları açıklamada bankanın Terim’in adını kullanmak için çaba gösterdiğini savunarak, “Banka sanki mağdur eden kendi müdürü değilmiş ve mağduriyeti yaratan kurumun kendisi değilmiş gibi bir algı yaratmaya gayret etti” dedi.

Avukatlar, "Bizim bu konuda Fatih Terim adına açtığımız ayrı bir manevi tazminat davamız var, dava hukuk mahkemesinde devam ediyor. Olağanüstü imkanlar kullanılarak dikkatleri bankadan uzaklaştırmaya yönelik tamamen itibar suikastı mahiyetindeki bilgi kirliliği, yargılama ilerledikçe, yerini hakikate bırakıyor. Dava normal seyrinde ilerliyor, biz de mahkemenin bu davayı yakın zamanda karara bağlamasını bekliyoruz" diye konuştu.

Milliyet’ten Çiğdem Yılmaz'a konuşan Terim’in avukatları Dr. Kaan Karcılıoğlu ve Okan Demirkan şu değerlendirmelerde bulundu:

"Banka müdürü sıfatını kullanarak önemli miktarlarda paralar toplaması söz konusu"

“Öncelikle, kamuoyuna özellikle yanlış yansıtılan daha doğrusu yansıttırılan resmi düzeltmek adına, ceza davasının gerçek konusunu hatırlatalım. Davada yargılanan başlıca kişi, bir bankanın eski şube müdürü. Bu şube müdürünün, futbol camiasından insanlara bankanın en üst düzey yöneticilerinin sözde bir fonu yönettiklerini, iş insanlarına ise bankanın üst düzey yöneticilerinin yönettiği sözde fonda müvekkilimizin yatırımı olduğunu söyleyerek yani bir çapraz referans düzeneğiyle ve bu şekilde güven oluşturarak, banka müdürü sıfatını kullanarak önemli miktarlarda paralar toplaması söz konusu.”

“İlgisi olmadığını anladılar”

“Adli sürecin en başında, banka yetkililerinin bazı medya mensuplarına planlı bir biçimde konuyu müvekkilimiz üzerinden adlandırmasına, hatta bunu bizzat kendi internet sayfasındaki sözde kamuoyu bilgilendirmesinde daha da ileri götürmesine karşın, devam eden ceza davasında 40’a yakın müşteki, 7 sanık ve 20’yi aşkın tanık ifade verdi ve davanın konusu olan sözde fonun müvekkilimizle ilgisi hatta bilgisine dair tek bir beyan olmadı. Nitekim, bu davaya konu olaylar ilk duyulduğunda, müvekkilimizin adını kullanarak sözde fona dair yayın yapan medya mensupları, davanın bugüne kadarki seyri sonrasında yaptıkları yayınlarda konunun müvekkilimizle ilgisi olmadığını hatta kendisinin de mağdur edildiğini anladılar, yorumlarını da bu yönde geliştirdiler. Zira, bu yargılama sürecinde toplanan deliller ve alınan ifadeler sayesinde taşlar yerine oturdu, kimlerin suç işlediği, kimlerin de bu suçun işlenmesine imkân tanıdığı netleşti.

“Kendi müdürleri değilmiş gibi...”

“Müvekkilimizin itibarı, beraberinde ciddi bir haber değeri de getiriyor. Bu davadaki suistimallere çok benzer başka suistimal iddialarına konu başka şubeleri ve şube müdürleri de olan bir banka, konuyla daha az anılmak gayesiyle, müvekkilimizin haber değeri olan adını kullanmak için her türlü çabayı gösterdi. Sanki mağdur eden kendi şube müdürü değilmiş ve bu mağduriyeti yaratan da kurumun kendisi değilmiş gibi bir algı yaratmaya gayret etti. Bizim bu konuda Fatih Terim adına açtığımız ayrı bir manevi tazminat davamız var, dava hukuk mahkemesinde devam ediyor. Olağanüstü imkanlar kullanılarak dikkatleri bankadan uzaklaştırmaya yönelik tamamen itibar suikastı mahiyetindeki bilgi kirliliği, yargılama ilerledikçe, yerini hakikate bırakıyor. Dava normal seyrinde ilerliyor, biz de mahkemenin bu davayı yakın zamanda karara bağlamasını bekliyoruz.”

“Davanın katılanı olarak devam edecek”

“Müvekkilimiz, henüz bu davadaki yargılama başlamadan, kendi isteğiyle savcılığa gidip şikâyetçi olarak ifade vermiş, konunun aydınlatılması için aldığı yüzlerce talebe rağmen kendisini medya kanalıyla değil, yargıya duyduğu saygı nedeniyle sadece adli makamlara dile getirmişti. Dava aşamasında da müşteki sıfatıyla mahkemeye gitti, nasıl mağdur olduğunu detaylarıyla anlattı. Müvekkilimiz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yargıya güvenerek ilerleyecek ve süreci bu davanın katılanı olarak takip edecektir.”

 


Eserleri infial yaratan Sayna Soleimanpour: Ben neden kadın cinayetlerini güzelleyeyim?