T24 / ÖZEL
Eski Adalet Bakanı ve seçim hukuku uzmanı Prof. Hikmet Sami Türk, Yüksek Seçim Kurulu'nun anayasa değişikliğine ilişkin referandumda mühürsüz oy pusulaları ve zarflarının da geçerli olacağına dair aldığı son dakika kararıyla "kanunu çiğnediğini" söyledi. YSK'nın bu kararıyla "görevini kötüye kullandığını" belirten Türk, "Bir çeşit yasa koyucu yerine koydu kendini" dedi. Prof. Türk, YSK'nın referandumdan iki gün sonra (18 Nisan 2017) açıkladığı gerekçeli kararında, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'un 98. maddesinin 4. fıkrasını görmezden geldiğini ifade etti. "YSK'nın görmezden geldiği 4. fıkrada tatışmaya yer bırakmayacak şekilde mühürsüz oy zarflarının geçersiz sayılacağı anlatılıyor" diyen Türk, "Bu şartlar altında referandum, şaibelidir. En azından oyların yeniden sayılması gerekir. Eğer bu yapılmazsa bu referandum tarihe şaibeli seçim olarak geçecek ve öyle kalacaktır" ifadesini kullandı.
T24'e değerlendirmede bulunan Prof. Hikmet Sami Türk'ün açıklamaları şöyle:
"YSK'nın mühürsüz oy pusulası ve zarflarına yönelik seçimin iptal edilmesi itirazını reddetmesine ben hayret ediyorum. Türkiye'de YSK, seçim güvenliğinin ve demokrasinin garantilerinden biri olarak bugüne kadar görülmüştür ve görevini de başarıyla yerine getirmiştir. Ama bu son halk oylaması sonuçlarının değerlendirilmesinde bunu başaramamıştır. 298 sayılı seçimlerin temel hükümleri ve seçme hükümlülükleri hakkında kanun var. O kanunun 98. maddesinde hiçbir yoruma yer bırakmayacak şekilde maddenin 4. fıkrasında seçimde kullanılacak olan zarf ve pusulaların hem ilçe Seçim Kurulu'nun hem de Sandık Kurulu'nun mühürlerini taşıması gerektiği belirtilmiş. Ve üzerlerinde bu mühürler bulunmayan zarflardan çıkacak oyların geçersiz olduğunu belirtmiş. Hiçbir yoruma yer bırakmayacak şekilde çok açık.
"YSK, bir çeşit yasa
koyucu yerine koydu kendini"
Aynı kanunun 77. maddesinde nasıl mühürlenmesi de anlatılıyor. Sadece zarflar mühürlenir demekle kalmamış kanun. Orada çok açık şekilde mühürlenmemiş olan oy pusulaları geçersizdir diyor. Bir de 101. maddesi var. Orada da arkası mühürlenmemiş olan oy pusulalarının geçerli olduğunu söylüyor. Sadece mühürlenmesi gerekir demiyor, mühürlenmediği takdirde bunların geçersiz olacağını söylüyor. Yapılmadığı takdirde bunun sonucunu göstermiş. Eğer kanunun geçersiz saydığını siz geçerli sayarsanız, o zaman kanunu çiğnemiş olursunuz. YSK, bir çeşit yasa koyucu yerine koydu kendini.
"YSK gerekçeli kararında
yasa hükmünü görmezden geldi!"
YSK'nın görevi kanunları uygulamaktır. Bundan daha açık bir Türkçeyle ifade edilmiş bir kanun olabilir mi. YSK, gerekçeli kararında da birçok maddeyi; halk oylaması ve seçimlerle igili, hatta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokolü'nü referans olarak göstermiş. Bu söylediğim 98. maddeyi de saymış. Ancak 98. maddenin sadece 1 ve 2. fıkralarını saymış. Konuyla ilgili olan 1 ve 2 değil, 4. fıkradır. YSK, mühürsüz oy pusulalarının geçersiz sayılacağını söyleyen 4. fıkrayı görmezlikten gelmiş. YSK, doğrudan doğruya ilgili olan hükmü görmezlikten gelerek görevini kötüye kullandı."
Mühürsüz oy zarflarına
ilişkin kanunun 98. maddesi ne diyor?
Madde 98 – (Değişik: 8/4/2010-5980/19 md.)
Sandık, yukarıdaki maddelerde belirtilen iş ve işlemler tamamlandıktan sonra, oy verme yerinde hazır bulunanların gözü önünde, sandık kurulu başkanı tarafından açılır. Sandıktan çıkan zarflar, sandık kurulu başkanı tarafından yüksek sesle iki defa sayılır. İki sayım arasında fark olursa, üçüncü sayım yapılarak sonucuna göre işlem yapılır ve o seçimde kullanılan toplam zarf sayısı tespit edilir. Tespit edilen zarf sayısı, o seçim türüne ait özel tutanağın ilgili yerine işlenir. Bütün zarflar sayıldıktan sonra, geçerli olup olmaması yönünden kontrol edilir.
Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır. Ancak, zarfın üzerinde, herhangi bir şekilde leke veya çizik olsa bile, bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığının kesin olarak anlaşılamaması halinde, bu zarflar geçerli sayılır.
İtiraza uğrayan zarflar ile itiraza uğramadan geçersiz sayılan zarflar, başkan tarafından bir kenara ayrılır. Sandık kurulu, bütün zarflar kontrol edildikten sonra, itiraza uğrayan zarfları inceleyerek, geçerli veya geçersiz sayılması yönünde kararını verir. Bundan sonra, o sandıktan çıkan geçerli ve geçersiz oy zarflarının toplam sayısı ayrı ayrı o seçim türüne ait özel tutanağın ilgili yerine işlenir. Geçersiz zarflar paketlenir ve paketin üzeri mühürlenerek zarf sayısı yazılır. Bu zarflar saklanır ve kesinlikle açılmaz.
Bu işlemler yapıldıktan sonra, o sandıktan çıkan geçerli ve geçersiz zarfların toplam sayısı ile o seçim türü için oy kullanan seçmen sayısı karşılaştırılır. Zarf sayısı, o seçim türü için oy kullanan seçmen sayısına eşit veya eksik ise başkaca bir işlem yapılmaz. Zarf sayısı oy kullanan seçmen sayısından fazla ise eşitliği sağlamak için önce geçersiz zarf sayısı düşülür. Geçersiz zarf sayısının düşülmesi halinde de eşitlik sağlanamıyorsa, sandık kurulu başkanı geçerli zarflar arasından, eşitliği sağlayacak sayıda zarfı gelişigüzel çeker ve bu zarflar açılmadan derhal yakılarak imha edilir. İmha edilen zarf sayısı tutanağa yazılır.
Yukarıda belirtilen işlemler bittikten sonra, geçerli oy zarfları sandığın içine tekrar konularak sayıma geçilir. Bütün bu işlemler ayrıca tutanak defterine geçirilerek, sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve mühürlenir. Sandıklar, bütün seçimlere ait sayım ve döküm işlemleri bitinceye kadar oy verme yerinden çıkarılamaz.
YSK'nın gerekçeli kararının tam metnine ulaşmak için tıklayın.