Gazeteci Sedat Ergin, Ergenekon davasındaki suçlamalar nedeniyle yaşamına son veren Yarbay Ali Tatar'ın yaşadıklarını anlattığı bir yazı kaleme aldı. Ergin, 10 yıl önce intihar eden Tatar'a ilişkin, "Onun intiharı Gülen cemaatinin dalga dalga Türkiye'nin üzerine örtmekte olduğu karanlığa karşı bir çığlıktı. Bu çığlığı ne yazık ki çok az insan duydu o zaman. Duyması gerekenler zaten kulaklarını kapatmışlardı. Ali Tatar'ın değerli hatırası bugün yaydığı ışıkla hepimizi aydınlatıyor. Işığının hiç sönmeyeceğini biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Ergin, hakkında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla 18 Aralık 2009'da çıkarılan tutuklama kararı sonrası yaşamına son veren Tatar'ın intihar ettiği güne ilişkin bilgiler paylaşırken, "Hepsinin sahteliği artık gün ışığına çıkmış olan kumpas belgeler ve polise gelen asılsız ihbar mektupları üzerinden hem DHKP-C, hem PKK, hem Ergenekon ile ilişkili olmakla suçlanıyor, Poyrazköy'de bulunan silahlar ve amirallere suikast soruşturmalarıyla ilişkilendiriliyor, ayrıca genç teğmenleri örgütleyip onların uyuşturucu kullanmalarına ve kadınlara zaaflarına göz yumduğu da iddia ediliyordu" dedi.
Ergin'in Hürriyet gazetesinde dün yayınlanan (21 Aralık 2019) "10 yıl sonra Ali Tatar'ın intiharını hatırlamak" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Hepsinin sahteliği artık gün ışığına çıkmış olan kumpas belgeler ve polise gelen asılsız ihbar mektupları üzerinden hem DHKP-C, hem PKK, hem Ergenekon ile ilişkili olmakla suçlanıyor, Poyrazköy'de bulunan silahlar ve amirallere suikast soruşturmalarıyla ilişkilendiriliyor, ayrıca genç teğmenleri örgütleyip onların uyuşturucu kullanmalarına ve kadınlara zaaflarına göz yumduğu da iddia ediliyordu.
Sonradan Taraf gazetesine bırakılan bavuldan çıkan sahte görevlendirme belgelerinde de adı çıktı Ali Tatar'ın. Fetullahçı kriminal örgüt, çok önceden yaptığı kurguda onu Balyoz darbe planlarına da dahil etmişti. Ancak ölümünden sonra ortaya çıktığı için bu suçlamadan haberi olmadı.
Ali Tatar, 19 Aralık 2009 sabahı İstanbul Beylerbeyi'ndeki askeri lojmanda hayatına son verdi. Geçen perşembe günü ölümünün 10'uncu yıldönümüydü.
Onun intiharı Gülen cemaatinin dalga dalga Türkiye'nin üzerine örtmekte olduğu karanlığa karşı bir çığlıktı.
Bu çığlığı ne yazık ki çok az insan duydu o zaman. Duyması gerekenler zaten kulaklarını kapatmışlardı.
Ali Tatar'ın değerli hatırası bugün yaydığı ışıkla hepimizi aydınlatıyor. Işığının hiç sönmeyeceğini biliyoruz."