Hayat pahalılığı günden güne artarken barınma da bir krize dönüştü. Kiralar asgari ücreti birkaç kez katlarken, getirilen yüzde 25 zam sınırı da kiracı-ev sahibi davalarını doruk noktaya ulaştırdı. İnşaat sektörü temsilcileri, kira krizinden çıkış için bazı önerilerde bulundu. Bu önerilerden bazıları; kiralık sosyal konut modeli, ev sahipliğinin artması için kamu-özel sektör işbirliği ile ucuz konut üretimi ve faiz indirimi, boş konut vergisi getirilmesi, çalışanlar için yurt gibi paylaşımlı ev projeleri geliştirilmesi oldu.
Kiralık sosyal konut
Hürriyet’ten Gülistan Alagöz imzalı habere göre, Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, “kiralık sosyal konut” formülü önerdi. Kalyoncu, önerdiği modeli şöyle açıkladı:
"- Arsa maliyeti sıfıra indirildiğinde kiralar yarı yarıya düşer. Kamunun kiralık konut üretimi için tahsis ettiği arsada özel sektör proje geliştirir. Arsanın mülkiyeti devlette kalır, üst kullanım hakkı verilir.
- Projelerde maksimum ev kirası önceden belirlenir, ticari birimler için sınırlama getirilmez. Özel sektör projeyi geliştirir, finanse eder, inşaatını tamamlar, sözleşme süresince bakım ve onarımları yapar. Yatay mimaride, yerli malzeme ile enerji tasarruflu binalar hızla hayata geçer.
- Kamunun sorumlulukları ise proje sahasının ilgili tüm izin ve imar süreçlerini hazırlamak, proje finans kurgusu içerisinde belirli garantileri sunmak, proje süresince gerekli durumlar için kamu denetimlerini yürütmek ve sözleşme sonunda konutların kamuya devir işlemlerini yapmak olur.
- Tüm bunların sonunda kent hayatında sosyal dengeler sağlanırken, ihtiyaç sahibi kesim piyasa dalgalanmasından etkilenmeden uzun dönem aynı yerde kiracı kalabilir. Kirası hane gelirinin yüzde 30’u kadar olacağı için yaşam standartları yükselir. Ayrıca bu projeler çevre bölgelerde de kira fiyatlarının düşmesini sağlar. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız modelin tüm detaylarını önümüzdeki hafta kamuoyu ile paylaşacağız.”
Boş konuta vergi, çalışan ve gençlere ayrı konut projesi…
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım da önerilerini şöyle sıraladı:
"- Kamunun arsa tahsisi ile kiralık sosyal konutlar üretilebilir. Yerli ya da yabancı fonlara üst kullanım hakkı verilerek bu yapılabilir. Kira rakamları dar gelirliye göre belirlenir ve denetime tabi tutulur. Devletin tespit ettiği gerçek ihtiyaç sahibi vatandaşlar da bu yolla uygun fiyatlı kiralık eve kavuşur.
- Bugün birçok yatırımcı aldığı evi boş tutuyor. Böyle bir ortamda bu tip stokçuluğa izin verilmemeli. Boş bırakılan evlere ek vergi getirilirse sisteme yeni arz eklenebilir.
- Türkiye’de hane halkı sayısı giderek düşüyor. Gençler ailelerinden ayrı yaşamak istiyor. Çalışan, tek yaşayan bu gençler için yeni konut projeleri üretilebilir. ‘Çalışan yurdu’ gibi, salonu mutfağı ortak olan daha küçük metrekareli birimler bugün tek yaşayan birçok genç için iyi bir çözüm yolu olur."
Ev sahipliği oranı
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ramadan Kumova da ev sahipliği oranının artırılması gerektiğini söyledi; önerilerini şöyle sıraladı:
"- İlk adım konuta erişimi kolaylaştırmak. Özel sektör ve kamu işbirliği ile kredi faizleri yüzde 1’in altına düşürülebilir.
- Kredinin yanında konut fiyatının da ulaşılabilir olması gerekli. Üretim için de temel ihtiyaç arsa. Bugün arsa sahiplerinin beklentisi ile sosyal konut üretilemiyor. Kamu; arsa ofisini tekrar hayata geçirip ucuz arsa üreterek özel sektörle işbirliği yapabilir. Yapılacak konutların fiyatı ve kalitesi de TOKİ tarafından denetlenir.
- Daha uzun vadede ise finansal çeşitliliğin artırılması gerekli. Yapı tasarruf sandıkları devreye alınabilir, Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) gibi devlet destekli konut edindirme sistemleri uygulanabilir."