Edirne F Tipi Cezaevi’nden tahliye olan bir kişi, aynı cezaevinde 7 yıldır tutuklu bulunan HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş’ın ve eski Diyarbakır Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı cezaevi günlerini anlattı. Tutuklu kişi, "Demirtaş ve Mızraklı tecrit içinde tecritteler" dedi.
Demirtaş geçerken mahkûmlara "arkanıza dönün" talimatı
Duvar'dan Ceren Bayar'ın haberine göre, nadir de olsa koridorun boşaltılamadığı durumlar olduğunu, bunlardan birisine kendisinin de tanıklık ettiğini söyleyen eski hükümlü, bu tanıklığını şöyle anlattı: “Bir gün ben telefon saati için koridordaydım. 10 dakikalık telefon hakkımı kullanırken birden gardiyan bana ve diğer mahkuma ‘arkanızı dönün’ dedi. Döndüm ama ne olduğunu da anlamaya çalıştım. Hızlıca dönüp baktığımda koridorun ta öbür ucunda Demirtaş’ın çıkarıldığını gördüm. Bir hayli uzak bir noktada olmamıza rağmen arkamızı dönmemizi istediler. Biz koridorun en başındayız o en sonunda. Bizi görmesine bile tahammülleri yoktu.”
"Demirtaş ve Mızraklı tecrit içinde tecritteler"
Demirtaş’a ve hücre arkadaşı Selçuk Mızraklı’ya yönelik çok ağır bir tecrit uygulandığını söyleyen eski tutuklu, “Edirne, yüksek güvenlikli bir F tipi cezaevi. Yani en ağır suçlular bu cezaevinde. İletişim olanakları tüm mahkumlar için olabildiğince sınırlı. Ama Demirtaş ve Mızraklı için daha da sınırlı. Onlar hapis içinde hapisteler, tecrit içinde tecritteler” dedi.
"Demirtaş resim atölyesine gittiğinde atölye boşaltılıyor"
Tutuklu ve hükümlülerin haftada bir saat sohbet, spor, etkinlik hakları bulunduğunu kendisiyle birlikte bir grup mahkumun bu hak karşılığında haftada bir saat halı sahaya çıktığını anlatan eski tutuklu, “Biz Demirtaş resim kursuna gittiği için bu hakkımızı orada kullanmak istedik. Halı saha yerine resim kursuna gidersek onunla karşılaşabileceğimizi düşündük. Ama öğrendik ki Demirtaş resim atölyesine gittiği gün atölye boşaltılıyormuş. O ve Selçuk Başkan dışında kimse gidemiyormuş o gün atölyeye” diye konuştu.
"Demirtaş ve Mızraklı birbirinden başka kimseyi görmüyor"
“Demirtaş hangi faaliyete çıkıyorsa sadece Selçuk Başkan’la çıkıyor. Birbirlerinden başka hiç kimseyi görmüyorlar” diyen eski tutuklu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler mesela revire giderken pek çok kişiyi görüp selamlaşıyoruz. Kısa sürelerde sohbet ediyoruz. Cezaevinde bu tip iletişimler çok önemlidir. Ama onlar hiç kimseyi göremiyor. Belki Selahattin Başkan kendi durumuna çok dikkat çekmemek için detaylı anlatmıyor ama zaten insanlık dışı olan F tipi cezaevinde onlar çok daha beterini yaşıyor” ifadelerini kullandı.
"Hücresi gece boyunca rahatsız edici bir biçimde aydınlatılıyor"
Demirtaş ve Mızraklı’nın 2 kişilik hücresinin gece boyunca projektör ile rahatsız edici şekilde aydınlatıldığını da söyleyen eski tutuklu, mahkumlar arası insani iletişimden de Demirtaş ve Mızraklı’nın mahrum bırakıldığını söyledi. Hemen tüm mahkumların hücre avlularından birbirlerine not atarak haberleşmesine müsamaha gösterildiğini söyleyen eski tutuklu, Demirtaş’la iletişim kurmanın son derece zor olduğunu ifade etti. Eski tutuklu, diğer mahkumların Demirtaş’ın avlusuna attığı notların Demirtaş avluda değilse gardiyanlar tarafından anında toplandığını ve idareye teslim edildiğini söyledi.
"Demirtaş avludayken fırlatılan notlar"
Demirtaş avlusundayken not atılırsa notu kendisinin aldığını anlatan eski tutuklu, bir süre sonra önce ‘Selahattin Başkan’ diye seslenip Demirtaş cevap verirse not atmak gibi bir yöntem geliştirdiklerini söyledi. Demirtaş’la haberleşmenin engellenmesi için olağanüstü bir çaba olduğunu belirten eski tutuklu, “Biz diğer hücrelerle sigara, çakmak, meyve alışverişi bile yapıyoruz. Ama o iletişim Demirtaş’la olursa problem oluyordu. Bu da bizlere açık açık ifade ediliyordu” dedi.
"Rögar komşusu olmak"
Eski tutuklunun ifadesiyle ‘bazı şanslı mahkumlar’ Demirtaş’ın sesini duyabiliyor, kendi seslerini Demirtaş’a duyurabiliyordu. Bunun tek koşulu Demirtaş’la ‘rögar komşusu’ olmaktı. ‘Rögar komşusu’ ifadesinin F tiplerinde bilinen ve yaygın kullanılan bir ifade olduğunu anlatan eski tutuklu, aynı hat üzerinde kalan avluların aynı su giderine bağlı olduğunu ve mazgaldan seslenince bu hattaki hücrelerde kalanların birbirlerini duyabildiğini, sohbet edebildiğini anlattı. Bu durumda olan mahkumların ‘rögar komşusu’ olarak tarif edildiğini belirten eski tutuklu, kendisinin de cezaevinde kaldığı dönemin bir kısmında Demirtaş’la rögar komşusu olduğunu söyledi.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın